Dijital Mal Varlıklarının Miras Yoluyla İntikali
Giriş
Hayatımız kaçınılmaz bir biçimde dijitalleşmekte ve dijital mal varlıkları insanlık nezdinde hiç olmadığı kadar önemli bir rol üstlenmektedir. Günden güne gelişim gösteren ve değişimin hayatın bir parçası haline geldiği dünyamızda mal varlıkları da bu değişimden nasibini almıştır. Artık internet sadece insanların oyun oynadığı veya mesajlaşmak için kullandığı bir mecra olmaktan çok öteye gitmiştir. Öyle ki, günümüzde pek çok işlem internet üzerinden yürütülebilmekte ve bireyler dijital dünyada kendilerine farklı hayatlar kurgulayabilmektedir. Bu noktada dijital dünya bizlere gerçek hayatın yanında yeni bir yaşam alanı sağlamakta ve bu yaşam alanı içerisinde bireylerin hem ekonomik değer taşıyan hem de kişilik haklarına dirsek temasında bulunan birtakım varlıkları bulunmaktadır. Milyonlarca insan Facebook, Instagram, Twitter, YouTube, LinkedIn gibi sosyal medya hesapları kullanmakta, bazıları bu hesaplar vasıtası ile reklam gelirleri elde etmekte ve hatta ticari faaliyetleri amacıyla bu platformlar üzerinden işlerini yürütmektedir. Diğer yandan özel nitelikli olanlar da dahil olmak üzere çeşitli kişisel verilerini Cloud hesaplarına aktarmakta, internet üzerinden bankacılık faaliyetleri aracılığıyla ödeme yapmakta ve ürün ve hizmetler satın almaktayız. Nitekim son yıllarda kripto paraların mahiyeti, alan adları, uygulamalar, kaynak kodlar ve NFT’ler üzerindeki haklar ve özellikle de bunların ekonomik değerleri gündemi meşgul etmekte, miras yolu ile intikal edip etmeyeceği ise derin tartışmalara vesile olmaktadır. (dijital mal varlıklarının miras yoluyla intikali)
Gerçekten de dijital ortamda yer alan mal varlıklarının tamamıyla mirasa konu olmasını savunmak günümüz dünyasının modernitesi altında mümkün görünse de hem murisin hem de murisin gerçekleştirdiği işlemlerin tarafı olan üçüncü kişilerin hakları açısından ilgili konu tartışmaya değer nitelikte olup üzerinde bir hukuki düzenleme yapılması gerekmektedir. Yakın zamanda günlük yaşantımızda dijital varlıkların rolü arttığı için pek muhtemel ilerleyen yıllarda sözü edilen mal varlıklarının miras yolu ile aktarılması çok daha önemli bir konu haline gelecektir ki dünyada birçok ülkede bu husus tartışılagelmektedir. Bu noktada yakın zamanda verilmiş yargı kararlarının yanında hizmet sağlayıcı şirketlerin kullanıcı sözleşmelerine ilişkin dikkat çekici düzenlemelerine de değinmekte fayda vardır. Bunların ışığında ilgili çalışma kapsamında öncelikle dijital mal varlığının ne olduğu ve düzenlemeler ışığındaki konumuna yer verilecektir. Sonrasında dijital mirasın ne olduğundan kısaca söz edilip dijital mal varlığının mirasçılara intikalinin mümkün olup olmadığı üzerine görüşler irdelenerek okuyucunun aklında bir fikir oluşmasını sağlamak amaçlanmaktadır. İlgili görüşler ifade edildikten sonra şirketlerin kullanıcı lisans sözleşmeleri ve kişisel veriler üzerine kısa bir inceleme yapılıp ülkemiz ve dünya üzerinden hem mevzuat hem de yargı kararı örnekleri ele alınacaktır. Son olarak hukukumuzdaki durum aktarılıp çözüm önerilerinde bulunulacaktır. İlk bakışta siyah veya beyaz bir alanda olması gerektiğini düşündüğümüz miras müessesesi dijital mal varlığının miras yolu ile intikali nezdinde çok sayıda gri alan taşımaktadır. Bu yüzden ilgili sorunu tartışmak ve siz değerli okuyucularla birlikte fikir yürütmek verimli ve bir o kadar da keyifli olacaktır.
Dijital mal varlığı nedir?
Dijital mal varlığını tanımlamadan önce mal varlığını açıklamakta fayda olacaktır. Hukukumuz nezdinde mal varlığı bir kişinin hukuki bütünlük oluşturmak üzere sahip ve yükümlü tutulacağı, para ile ölçülebilen hak ve borçların tamamı olarak tanımlanmaktadır.[1] Buna ek olarak sınırlı bir biçimde soyut kavramlar üzerinde de fikri sınai mülkiyet haklarının tanımlandığını söylemek mümkündür. Bu noktada mal varlığının bir şekilde ekonomik değer ihtiva eden bir bütünlük oluşturduğunu zikretmek yanlış olmayacaktır. Buna karşın gelişen teknoloji ve dijitalleşen yaşam tarzımız ile birlikte mal varlığı salt fiziki biçimini kaybetmiştir. Günümüzde kripto varlıklar, sosyal medya hesapları, uygulamalar, kaynak kodlar doğrultusunda maddi gelir kaynaklarımız çeşitlenmiş, dijital dünyada etkinliğimiz artmıştır; bu vesile ile de dijital mal varlığı kavramı doğmuştur. Kısaca dijital mal varlığı sanal ortamda varlık gösteren tüm mallar, haklar, borçlar ve hukuki durum/işlemler olarak ele alınabilir. Dijital malvarlığı videolar, fotoğraflar, e-postalar, kişisel sosyal medya hesapları gibi elektronik olarak depolanan ve sadece dijital form ihtiva eden varlıkları ifade etmektedir. [2] Dijital dünyanın sürekli değişimine bağlı olarak dijital mal varlığının kapsamının değişmesi pek muhtemeldir.
Dijital mal varlıklarına örnek verilecek olursa bunlardan bazıları; belli bir takipçi sayısının üzerinde olan, ekonomik bir değer ihtiva eden, YouTube, Facebook, Twitter, Instagram, LinkedIn gibi sosyal medya hesapları; belli içeriklere yahut ticari öneme, popülerliğe sahip internet alan adları[3], web-siteleri, son zamanlarda adından sıkça söz ettiren internet aracılığıyla bağlantı sağlanan ve multiplayer biçiminde oynanan oyunlarda kişilerin karakterlerini geliştirmesi sonucu kazanmış oldukları[4] belli haklar; müzik ve video arşivleri; Spotify, Netflix, Disney+, i-Tunes gibi müzik, video ve film servislerinden elde edilen üyelik hakları; Bitcoin, Ethereum gibi kripto paralar; NFT’ler; Blokzincir tabanlı uygulama ve arşivler; Cloud hesapları, belki de miras tartışmalarında en çok tereddüt yaratan konulardan biri olan paylaşılmamış video, fotoğraf, doküman, eser, yazı, tarif, formül vb. veriler ile özel nitelikli kişisel veri ihtiva eden diğer tür veriler sayılabilmekte ve doğal olarak zamanla bu örnekler çoğaltılabilmektedir.
Ülkeler arasındaki fiziki sınırlar bir yana bırakıldığında dijitalleşen dünyada insanlar arasında bir sınır kalmamış ve bireyler internet aracılığıyla dünyanın her yerinden etkileşimde bulunabilir bir hal almıştır. Bu etkileşimler vesilesi ile mal varlığının ne kadar da hızlı bir biçimde dijital mecraya intikal ettiğini görmemiz hususunda yukarıdaki örnekler sınırlı sayıda olmayıp değişimin habercisi mahiyetindedir. Ülkemiz nezdinde dijital malvarlığı mevcut hukuk sistemimizde yer alan mal varlığından çok daha farklı bir nitelik arz etmektedir. Bahsi geçen fiziksel belge veya fotoğraf albümü gibi kalemlerden ziyade doğası gereği soyut bir çehresi vardır. Somut mal varlığı değerlerinin miras yolu ile intikali belirgin özelliklere sahip olsa da soyut bir nitelik arz eden dijital mal varlığı değerlerinin intikali tartışmalara vesile olmaktadır. Tam olarak bu ikilem de bizleri dijital miras kavramı ile karşı karşıya getirmektedir.
Dijital miras nedir?
Dijital mal varlığını örnekler ile açıkladıktan sonra bu varlıkların miras ile ilişkisini irdelemek çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Türk Medeni Kanunu (“TMK”) özel olarak dijital mirası düzenlememiştir. Buna karşın TMK m.599/2 hükmü;
“Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın ayni haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar.”
Lafzı diğer mal varlığı hakları tabiri ile dijital mirası da kapsar nitelikte yorumlara tabi olabilecektir. Doktrinde dijital mal varlıklarının diğer mal varlığı hakları kapsamında da değerlendirilebileceğini savunan yazarlar bulunmaktadır. TMK m.599/2 nezdinde hâkim tarafından doldurulması gereken bir boşluğun mu olduğu yoksa bu ifade ile yalnızca maddi değeri olan hakların mı kast edildiği bir tartışma konusu yaratmaktadır. Nitekim 13 Kasım 2020 tarihli kararında Antalya Bölge Adliye Mahkemesi (“BAM”) aşağıda açıklanacağı üzere kanunda bir boşluk olduğunu tespit etmiş, diğer mal varlıkları lafzı için mahkeme dijital varlıkları ikili bir ayrıma tabi tutarak kişisel kullanıma yönelik olanlar ile gelir elde etmeye elverişli olanları farklı değerlendirmiştir. Bu noktada TMK m.599/2’nin kapsamına ekonomik değer ihtiva eden varlıkların girdiğini saptamışlardır. Buna karşın TMK m.599/2 dışında TMK m.653/2 uyarınca;
“Aile belgeleri ile aile için özel anı değeri olan eşya, mirasçılardan birinin karşı çıkması halinde satılamaz. Mirasçılar arasında anlaşmazlık çıkarsa sulh hakimi, yerel adetleri, adet yoksa kişisel durumları göz önünde tutarak bu eşyanın, payına mahsup edilmek veya edilmemek suretiyle mirasçılardan birine özgülenmesine ya da satılmasına karar verir.”
Hükmünden bir noktada manevi değer taşıyan fakat ekonomik mahiyet taşımayan varlıkların aile için özel anı taşıyan eşya olarak değerlendirildiği taktirde bu tür varlıkların da mirasa tabi olması düşünülebilecektir. Fakat miras bırakanın ölmüş de olsa menfaatinin korunması elzemdir.
Bununla birlikte değinilmesi gereken bir nokta; taşınır bir eşya üzerinde bulunan dijital varlıklar, örneğin USB bellek içerisindeki yazılım kaynak kodu-fotoğraf-video yahut kripto para hesabına ilişkin bilgiler, miras bırakanın mirasla devri mümkün sayılan diğer bütün hak ve hukuki ilişkileri ile birlikte terekeye dahil sayılmaktadır. [5] Bu noktada fiziki bir materyal üzerine kaydedilmiş dijital varlıklar TMK kapsamında şüpheye yer verilmeyecek şekilde, şifrelenmediği taktirde, terekeye dahil olacak ve mirasçılara geçecektir. Zira miras bırakanın bu durumda şifrelediği yahut üçüncü kişilerden sakladığı verilerinin bulunduğu söylemek güçtür. Bununla birlikte Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (“UNESCO”) dijital mirası “gelecek nesiller için saklanması gereken bilgisayar tabanlı kalıcı değerler” olarak tanımlamaktadır. [6]
Ülkemiz nezdinde dijital mecrada yer alan internet hesapları ve bulut depolama uygulamaları üzerindeki mal varlıklarının miras yoluyla intikaline ilişkin özel bir düzenleme bulunmasa da 1 Ocak 2015 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nde yürürlüğe giren Delaware Dijital Varlıklara ve Hesaplara Erişim Kanunu, dijital varlıkların miras yolu ile intikalini açıkça öngörmektedir.[7] Aynı zamanda 1 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe giren Çin Medeni Kanunu’nun da dijital varlıkların miras yoluyla intikalini düzenlediği görülmektedir. [8] İtalyan hukukunda ise 10 Şubat 2021 tarihli regülasyon ve Milan mahkemesinin verdiği karar neticesinde dijital varlığın miras yolu ile geçeceğine ilişkin bir düzenleme ve kural bulunduğu söylenebilecektir.[9] Indiana’da 2007 yılında yapılan düzenlemelerle birlikte miras bırakanın sadece e-mailleri değil, dijital bilgilerinin birer fotokopisini alınabileceği düzenlenmiştir. Estonya’da Almanya ile paralel olarak miras somut ve soyut olarak ayrılmayarak dijitali de kapsar şekilde maddi değeri haiz tüm mal varlıklarının mirasa konu olabileceğini düzenlenmektedir.[10] Hollanda’da Burgerlijk Wetboek (BW) yasası uyarınca ölüm ile mirasçıların dijital varlıklar da dahil olmak üzere murisin sahip olduğu haklara sahip olacak ancak, ölen kişinin özellikle belirli dijital varlıklarının aktarımına ilişkin özel düzenlemeler ile istisnaların bulunduğu hallerde bunların miras yolu ile mirasçılara geçişinde sorunlar ortaya çıkabilecektir.[11]Antalya BAM’ın verdiği karar dışında 04.02.2022 tarihli Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’nun (“BDDK”) açıklaması[12] ile murise ait mevduat/katılım fonu hesabı bulunan banka sorgulama hizmeti ile mirasçılık belgesi aracılığıyla murise ait banka hesabı sorgulaması imkânı mirasçılar nezdinde sağlanmıştır.
TMK m.28 uyarınca kişilik ölümle sona ermektedir ve bundan hareketle miras bırakanın dijital mal varlıkları üzerinde bir kişilik hakkının artık bulunmayacağından bahisle hepsinin intikal edeceğine ilişkin bir saptama yapmak peşinen mümkün olmamalıdır.[13] Zira bu mal varlığı kalemleri hem miras bırakanın devri mümkün olmayan kişilik hakkına ait değerleri içerebilir, hem ekonomik değer ihtiva etmeyen şeyleri barındırabilir, hem de devir konusunda geçerli bir irade beyanı taşımamakla birlikte ilgili işlemin tarafı olan üçüncü kişinin aleyhine sonuçlar doğurabilecektir. Bu yüzden dijital mirasın mümkün olduğunu peşinen söylemek hem etik hem de hukuki düzlemde mümkün değildir. Bu noktada miras bırakanın internet üzerindeki dijital varlıklarının kimler tarafından kullanılacağına ilişkin tasarruf özgürlüğünü bir vasiyetname ile ortaya koyması makul bir çözüm olarak görülebilir. Fakat TMK m.531 uyarınca geçerli bir vasiyetname olması gerekliliği aranmalı mı yoksa hizmet sağlayan şirketin, örneğin Facebook’ta olduğu gibi bir hesap varisi atama, elektronik formu üzerinden bu kişileri atamak yeterli olabilecek midir, bu durum bir noktada sorun oluşturmaktadır. TMK m.531 nezdinde favor negotii ilkesi ile işlemi ayakta tutup miras bırakanın iradesine üstünlük tanınması tartışılabilecektir. Nitekim Fransa’da kişinin bir vasiyetname düzenlemesi gerekmeksizin kişisel verilerine ilişkin dijital platformlar üzerinde hukuken geçerli irade beyanında bulunabilmesi mümkün kılınmıştır.[14] Bunların ışığında dijital mal varlığının miras yoluyla intikalinin ne derecede, hangi şartlar altında ve nasıl mümkün olacağı oldukça girift bir konu ihtiva etmekte ve tartışmaya muktedirdir.
Dijital mal varlığının miras yoluyla intikali mümkün müdür?
Doktrinde dijital mal varlığının miras yoluyla intikali belli ikilemlere yol açmış olup bizde olduğu gibi Alman öğretisini de meşgul etmiştir. İlgili ikilem önemli saptamalar barındıran yargı kararlarına vesile olmuştur. Temelde miras yoluyla intikale ilişkin iki farklı görüş bulunmaktadır. Bunlar dijital mal varlığının intikalinin mümkün olmadığını savunan ve miras bırakanın kişilik değerlerini baz alan görüş ile intikali kabul eden ve miras bırakanın ölümü ile kişiliğinin sona erdiğini savunan ikinci görüştür. İki görüş savunucuları da kayda değer saptamalar yapmakta ve soruna farklı açılardan yaklaştıklarından bunları irdelemekte fayda olduğu kanaatindeyiz.
Dijital Mal Varlığının Mirasçılara İntikalini Reddeden Görüş
İlgili görüşü savunanlar öncelikle dijital bilgilerin ve varlıkların mülkiyete konu olmadığını belirterek bu yüzden mirasçılara devredilemeyeceklerini zikretmektedirler. Buna karşın miras bırakan tarafından bir bellekte tutulan, şifrelenmemiş, yahut çıktılarının alındığı belgeler mülkiyete konu olacağından mirasçılara da geçebilecektir. Türk ve Alman öğretisinde mirasçılara geçecek haklar sınırlı bir nitelik arz ettiğinden miras bırakanın kişiliğine sıkı sıkıya bağlı hakların mirasçılara intikal etmeyeceği düşüncesinden hareketle dijital mal varlığının da kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğu ve devredilemeyeceği dile getirilmektedir. Gerçekten de kişinin belki de kendisi ile birlikte yanında götürmek istediği, hiçbir yakınının öğrenmesini istemediği sırlarının öğrenilmesi, belki de yaşadığı gizli bir ilişkinin açığa çıkması, yardımda bulunduğu kişilerin öğrenilmemesini istemesi ve özel hayatında gerçekleşenlerin kendisi hayatta değilken de öğrenilmemesini istemesi hayatın olağan akışı ile paraleldir. Nitekim Dortmund Mahkemesi bir kararında eş bulma sitesine üyeliğin ve bu hesabın kullanılmasının kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğunu ve mirasçılara geçmeyeceğini belirtmiştir.[15] Bu noktada kişinin sağken yapmış olduğu yazışmalar vesilesi ile tüm bilgilerinin ve özelinin mirasçılara geçeceği düşüncesine sahip olması sağken serbest hareket etme özgürlüğünü engelleyecektir. İlgili görüşü savunanlara göre mirasçıların miras bırakanın günlüğüne sahip olmaları ile dijital bilgilerin kendilerine geçişi arasında büyük bir fark vardır. Buna karşın dijital bilgilerden ziyade salt ekonomik dijital varlıkların geçişi nezdinde bir sorun oluşmayacaktır. Dijital bilgilerin devrinin reddinde temel husus dijital bilgilerin miras bırakanın kişiliğine sıkı sıkıya bağlı hakları ile dirsek teması halinde olması şüphesidir. Nitekim bunun için uygulamada miras bırakan hizmet sunucuları ile sözleşmeler yapmakta ve bu sözleşme uyarınca bilgilerinin güvenle saklanacağına, ilgili verilerin üçüncü kişilere verilmeyeceğine ve kişi öldüğünde ortadan kaldırılacağına dair bir taahhütte bulunulmaktadır. Hatta bu noktada hizmet sunucularının miras bırakan öldüğünde bir yediemin gibi hesaptaki bilgilerden miras bırakanın kişiliğine sıkı sıkıya bağlı olanları ayıklayıp mirasçılara verilmemesi gerekliliği savunulmuştur.[16] Facebook, Google, Spotify gibi hesapların kullanılması için internet hesabının mirasçılara devredilmeyeceği içerikli genel işlem şartını barındıran sözleşmeler yapılmaktadır, ve bireyin ölümü ile bu sözleşmelerin sona ereceği zikredilmektedir. Modern bir anlayışın yansıması olsa ve hesap kullanıcısının güvende hissetmesini sağlasa da bu genel işlem şartlarının ilgili ülkelerin hukuk sistemleri ile uyumlu hale getirilmesi gerekliliği hasıl olmakta, zira külli halefiyeti dijital mal varlığında benimsemiş ülkeler nezdinde bu genel işlem şartlarının geçerliliği sorun oluşturabilecektir.
Hukukumuzda Anayasa’nın 11.maddesinde haberleşmenin gizliliği düzenlenmektedir ve ilgili madde uyarınca miras bırakanın sosyal medya hesaplarındaki bilgileri, özel yazışmaları, e-mailindeki özel dokümanları ekonomik değer oluşturmadığı ve kişilik hakları ihtiva ettiği hallerde haberleşmenin gizliliği ve kişisel verilerin korunması hükümlerine tabi olmalıdır. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) nezdinde ölen kişinin açık rızası olmadan dijital bilgilerinin aktarılması gibi bir durumun ortaya çıktığını söylemek yanlış olmayacaktır. Buna karşıt bir görüş ilgili hakların yaşayanlar nezdinde hüküm ifade ettiğini belirtse de kişinin ölümü ile sağken korunan değerlerinin, hassas bilgilerinin bu denli kolay bir biçimde mirasçılara geçmesi adalet terazisindeki dengeyi sarsacaktır. Nitekim bu durum miras bırakan ile özel nitelikli bilgilerini paylaşmış bir üçüncü kişi için de büyük bir hak ihlali oluşturabilecektir. Zira üçüncü kişi miras bırakan ile, örneğin özel hayatı ile ilgili verdiği bilgiler, aralarındaki özel bağa dayalı olarak miras bırakan nezdinde kalacağına güvenerek bunları yazmakta ve mirasçılara intikal etmeyeceğini düşünmektedir. Bu denli bir ihlal sadece miras bırakanı değil üçüncü bir kişiyi de ilgilendirdiğinden hassastır. Buna karşın ileride de değinileceği üzere kişiye sıkı sıkıya bağlılık, dijital bilgiler nezdinde, incelemesi objektif bir biçimde yapılmalı ve ekonomik değer ihtiva eden mal varlığı unsurlarının birçoğunun bu hak koruması ile mirasçılara intikalinin engellenmesi ile içinden çıkılmaz bir duruma mahal verilmemelidir.
Kişisel Verileri Koruma Kurulu, 18 Eylül 2019 tarihinde eşi ölen kişinin başvuru ile ölmeden önceki tıbbi verilerin hastaneden alınıp ölenin eşiyle paylaşımının mümkün olmadığı sonucuna varmıştır.[17] Bu noktada Kurul ölenin menfaatinin yakınlarından ve üçüncü kişilerden üstün tutmuş bir noktada ya hep ya hiç prensibini benimsemiştir. [18] Buna karşın İsviçre düzenlemesi ve Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Yönetmelik mirasçılar ve üçüncü kişiler için bir haklı menfaat şartı getirerek ölenin menfaati ile yakılarının menfaatleri arasında bir denge gözetmiştir. Günümüzde de dijital bilgilerin ve mal varlığının intikali nezdinde sadece beyaz veya siyah alanların değil, gri alanların da olabileceğinin ve bu noktada bir çözüm üretilebileceğinin göstergesi mahiyetinde bir hükümle denge kurulabilecektir.
Keza Facebook veya Instagram üzerinden herkese açık yapılan paylaşımlar dışında özel konuşmaların, kaydedilen gönderilerin gizliliğinin korunması maddi ve manevi varlığın geliştirilmesi konusunda birer güvencedir. Bu görüşü savunanlara göre özel bir kanun hükmü olmadıkça hizmet sağlayıcılarla yapılan miras bırakanın bilgilerinin ölüm ile silineceğine ilişkin sözleşmeler hem geçerli olacak hem de mirasçılara ilgili bilgilerin geçişini engelleyecektir. Gerçekten de internet ortamında birbirinden habersiz çok daha rahat bir şekilde iletişim kuran insanlar kimliklerini saklayabilmekte, özel hayata ilişkin bilgilerinin daha faza korunması gereklidir. Gönderilen bir mektubun başkası tarafından ele geçirilebileceği mümkün gözükse de benzer bir anlayışın dijital bilgiler için sergilenmesi günümüz şartlarında gerçekten uzaktır. Bu noktada mirasçılar ile miras bırakanın menfaati çatıştığında miras bırakanın menfaati göz önünde bulundurulmalıdır. Bu konuda mirasçılara banka hesabının değil de banka hesabındaki paranın intikal ettiği örnek gösterilmektedir.[19]
Diğer yandan şirketler ile yapılan sözleşmelerdeki genel işlem şartları ile ülkelerin iç hukuku uyumlu olmalıdır, bu noktada aşağıda belirtileceği üzere mahkemeler kimi kararlarında şirketlerin adı geçen genel işlem şartlarının geçersizliğine hükmetmiştir, içerik denetimi yapılmalıdır. Hukukumuz nezdinde dijital varlıkların mirasçılara intikal etmeyeceğini öngören sözleşmeler dürüstlük kuralına aykırı olarak karşı taraf aleyhine genel işlem koşulları konulamayacağı gerekçesi ile üçüncü kişilerin ve dijital hizmet sağlayıcılarının menfaatlerinin zedelenmediği haller için geçersiz sayılmaktadır. Doktrinde üçüncü kişilerin menfaatlerinin zedelenmesine örnek olarak birden çok oyuncunun birlikte oynadığı internet oyunlarındaki performansların kişiye özel olmasından ve mirasçılara devir halinde diğer oyuncularının da durumunu olumsuz etkilemesinden bahisle mirasçılara geçmeyeceğine ilişkin hükmün adil olması verilmektedir.[20] Dijital verilerin mirasçılara geçeceğine ilişkin açık bir hüküm bulunmadığından ilgili kurum hukuki bir düzenleme ile açıklık kazanacaktır. Özellikle AB Genel Veri Koruma Tüzüğü (“GDPR”) ile uyumlu miras bırakanın menfaatleri ile örtüşen, kişisel verilerin ve haberleşmenin gizliliğinin korunmasına ilişkin yeknesak bir düzenleme içeren hükümlerin uluslararası düzeyde geçerlilik kazanması soruna nihai bir çözüm getirebilecektir.
Dijital Mal Varlığının Mirasçılara İntikalini Kabul Eden Görüş
İlgili görüş nezdinde miras hukukunu sadece ekonomik bir zeminde temellendirmek yanlıştır, zira TMK m.653 hükmü aile için özel anı nitelindeki eşyaların da intikalini düzenlemiştir. Bu minvalde hizmet sağlayan şirket ile miras bırakan arasında yapılan sözleşme uyarınca dijital bilgiler silinmeyecek, aksine sözleşme mirasçılara intikal edecektir. Bu noktada dijital bilgilerin ve mal varlığı değerlerinin bir taşınır, USB bellek gibi, üzerinde var olması önemli olmayıp her halükârda mirasçılara geçmesi gerektiği söylenmektedir. Mirasçılara aktarılacak bilgilerin özel yazışmaları içermesi durumunda bir tereddüt oluşsa da ticari nitelikli olanlarının aktarılması konusunda şüphe bulunmamaktadır, zira ekonomik bir değeri olup kişiye sıkı sıkıya bağlı bir mahiyette bulunmamaktadır. İntikali savunanlara göre tıpkı mektubun mirasçılara geçmesi gibi dijital dünyada var olan yazışmaların da ayrım yapılmaksızın intikali gerekmektedir; buna göre miras bırakan hayatına dair bilgileri çeşitli hesaplar aracılığıyla paylaşmış ve kamuya aktarmıştır, bu yüzden özel hayatın gizliliği savunması yapılamayacaktır. Nitekim sosyal medya hesapları üzerinde paylaşım yapan bireylerin “camdan bir kutu” içinde izlendiklerinin bilincinde olmaları gerektiği vurgulanmaktadır.[21] Diğer yandan kitlenmiş olsa dahi günlükler mirasçılara intikal edebilmekte, bunun dışında banka hesaplarının mirasçılara intikalinin gerçekleşmediği durumlarda yine de hesap içindeki mal varlığının mirasçılara geçmesinin de bir fark yaratmadığı savunulmaktadır. Banka bundan kaçınamazken hizmet sunucusunun bundan kaçınması pek mümkün gözükmemektedir.
Mirasçılara intikali kabul eden görüş, hizmet sağlayıcılar ile kullanıcı arasında akdedilmiş, kullanıcının ölümü ile bilgilerinin silineceği ve mirasçılarına intikal etmeyeceğini içerir nitelikte genel işlem şartlarına dayanan sözleşmeleri geçersiz görmektedir. Nitekim Berlin İlk Derece Mahkemesi ve Alman Yüksek Mahkemesi Facebook hesabına ilişkin ölüm ile sona erme, mirasçılara hesabın geçmeyeceği kayıtlı genel işlem şartlının geçersiz olduğuna hükmetmiştir.[22] Uygulamada usulüne uygun şekilde mirasçılık belgesi almış kişilere şifre ile hesaba girme yahut hesabı silme hakkı verildiği Dropbox nezdinde görülebilmektedir. Bunun yanısıra Google mirasçılara dair yaptığı inceleme sonucu bilgilerin geçeceğine karar vermekte, Hotmail ise şifre vermek yerine yazışmaların DVD formatın aileye verilmesini sağlamaktadır. Gerçekten de günümüz modern sisteminde kişinin özel hayatının gizliliğine önem verilmelidir, lakin şirketlerin sözleşmelerde belirttiği genel işlem şartlarının da dar yorumlanması gerektiğinden miras bırakan ile mirasçılar arasında bir denge gözetilmeli, yeri geldiğinde uzman bilirkişiler tarafından bilgilerin mahiyeti kontrol edilip alınacak karar uyarınca mirasçılara intikalin sağlanması düşünülmelidir.
İlgili görüşü savunanlar için haberleşmenin gizliliği korunmakla birlikte miras ve mülkiyet hakkı da korunmalıdır. Bu yüzden açık bir hüküm olmadıkça dijital bilgilerin de devri gerekmektedir. Bu görüşe göre kişilik hakkı ölüm ile sona ermektedir, ölenin insan onuru sınırlı bir derecede korunmaktadır. Bir adım daha ileri gidilerek bu görüş nezdinde ölenin kişisel verilerini korunmasının söz konusu olmadığı zikredilmektedir. Bu noktada dijital bilgilerin kullanımı için vasiyetnamede bir kişinin belirlenmesi miras bırakan açısından da uygun olabilecektir. Genel anlamda dijital bilgilerin ve varlıkların mirasçılara intikalini savunan görüş kabul görmektedir. Genel işlem şartlarının dürüstlük kuralına aykırı olduğu farklı mahkeme kararlarında zikredilmekte ve haberleşmenin gizliliğinin ihlal edilmediği belirtilmektedir. Dijital bilgilerin intikalini açık bir şekilde düzenleyen bir yasa hükmü olmasa da bunu engelleyen de bir hüküm yoktur, bu yüzden TMK hükümlerinin kıyasen uygulanması vesilesi ile bir noktaya kadar intikalin mümkün olduğu savunulabilir. Fakat yine de intikalin kabulünü her durum için geçerli kılmak adil sonuçlar vermeyecektir. Zira miras bırakanın menfaatleri, özel yazışmalar nezdinde kişisel verilerin korunması, kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirmesi, miras bırakan ile gerçekleştirdiği işlemin tarafı üçüncü kişinin kişilik hakları göz önünde bulundurulması gereken önemli nosyonlardır. Hukuk bu durumlarda esneklik kazanmalı ve somut olay adaletine uyum sağlamalıdır. Aksi halde adalet terazisi dengesini kaybedecektir. Bu noktada en uygun çözüm yeknesak bir düzenleme getirilerek kafa karışıklığının giderilmesidir.
Gri Alanlar: Denge Mekanizması
Dijital mal varlığının miras yoluyla intikaline ilişkin doktrine ve yargı kararlarına yansımış saptamalar kesin bir sonucu işaret etmese de iki görüş arasında bir denge kurulması gerektiğini gözler önüne sermektedir. Zira salt tüm dijital varlıkların intikalini geçersiz kılmak gerçekle örtüşmemekte, günümüzde hayatımızın bir parçası haline gelmiş bu ögelerin en azından ekonomik değer taşıyanlarının mirasçılara intikalini gerekli kılmaktadır. Buna karşın tüm dijital varlıkların intikalini öngörmek ise miras bırakanın hayatta iken şahıs varlığını maddi ve manevi olarak geliştirmesini sınırlandırmakta, işlem tarafı olan üçüncü kişilerin birtakım haklarını zedelemektedir. Görüldüğü üzere dijital mal varlığının intikali gözetilirken bir denge mekanizmasının kurulması gerekliliği hasıl olmaktadır. Doktrinde bu noktada günümüz gereklerine uygun ve gelecekteki uyuşmazlıklara ışık tutabilecek bir sınıflandırma yapılmıştır.[23]
Dijital varlıkların intikalini ele alırken öncelikle dijital varlığın mahiyeti irdelenmelidir. Dijital varlıkları üçlü bir ayrım neticesinde ele almak çözüme ulaşmakta yol gösterici olacaktır. Bunlar;
- Miras bırakan tarafından salt ekonomik bir amaçla kullanılma
- Karma bir amaçla kullanılma
- Ekonomik olmayan bir amaçla kullanılma olarak sınıflandırılabilecektir.
Bu noktada ekonomik olmayan bir amaçla kullanılmakta olan dijital varlıklar objektif bir değer teşkil etmiyor olabilir yahut zamanla ekonomik değer teşkil eder mahiyete bürünebilmektedir. Bu yüzden amaç ile birlikte ölüm tarihindeki kullanım amacı da dikkate alınmalıdır. Zira önce kişisel kullanım için açılan hesapların sonrasında ekonomik amaçlarla kullanılmaya başlanması günümüzde yaygın bir uygulama haline gelmiştir. Bu sebeple nihai olarak ölüm anındaki kullanım amacı değerlendirilmelidir.
Miras bırakan tarafından salt ekonomik bir amaçla kullanılan dijital varlıklara Bitcoin gibi kripto paralar, mağazaların sosyal medya hesapları, günümüzde aktif olarak kullanılan içerik üretimi sağlayan hesaplar, Netflix, Spotify gibi içeriklerin para karşılığı kullanıcılara sunulduğu hesaplar verilebilir ve bu varlıkların kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları bünyesinde barındırmadığı müddetçe mirasçılara intikali mümkün olmalıdır. Hesap sahibinin veya üçüncü kişilerin hesap yahut varlık nezdinde hiçbir kişisel verisi yok ise intikal kolaylıkla gerçekleşebilmelidir. Buna karşın kişisel veriler var ama şahıs varlığı haklarına halel getirmiyorsa bu durumda da mümkün olacaktır. Fakat kişisel verilerin aktarılması şahıs varlığı haklarına halel getirecek mahiyette ise durum bir derece daha hassastır. Bu noktada ilgili verilerin ekonomik varlıklardan yahut hesaplardan ayıklanması mümkün ise yine intikalin mümkün olduğunu söylemek isabetli olacaktır.[24] Örneğin bir hesabın reklam gelirleri ile özel konuşmaları uhdesinde bulundurduğu bir olasılıkta reklam gelirleri ayrıştırılabildiği ölçüde mirasçılara geçebilmelidir. Diğer yandan YouTube kanallarının, kişilerin ölümlerinden önce hukuka uygun bir vasiyetname ya da miras sözleşmesi ile, eğer bunlar yoksa külli haleflerine intikali gerekmektedir.[25]
Miras bırakan nezdinde dijital varlık karma bir amaç ile de kullanılıyor olabilir. Bu noktada sosyal medya fenomenlerinin reklam yaparak gelir elde etmelerinin yanında kişisel fotoğraf ve videolarını paylaştıkları hesapları bu kapsamdadır. Hem kişisel hem de ekonomik bir kullanım mevcuttur. Ekonomik kısmın intikali mümkün olmakla birlikte yönetim hakkının devrinin mümkünlüğü tartışmalıdır. Zira yönetim şekli de şahsa sıkı sıkıya bağlı bir mahiyette ise yahut yukarıda değinildiği üzere çoklu oyunculu bir platformda kişinin oyun tarzına özgülenmiş hesapların varlığında bu durum adil sonuçlar doğurmayacaktır.
Diğer yandan ekonomik bir amaçla kullanılmayan dijital varlıklar objektif ekonomik değere sahip olabilir yahut ekonomik değer taşımayabilirler. Bu durumda ünlü kişilerin sosyal medya hesapları kişisel kullanım içerse de bir ekonomik değeri haiz olmakla birlikte kişilerin çok takipçili olmayan hesaplarının ekonomik bir değeri yoktur. Hiçbir ekonomik değer teşkil etmeyen ve bu amaçla kullanılmayan dijital varlıkla ve dijital veriler yukarıda zikredilen intikali kabul eden görüşün aksine TMK m.599 nezdinde intikale elverişli olmamalıdır. Zira bunlar salt şahıs varlığına ilişkin varlıklardır. Ölüm ile kişiliğin sona ereceği ve ölüm ile birlikte artık bir kişisel verinin kalmayacağı şeklinde bir argüman doğru olmayacaktır. TMK m.28 nezdinde kişiliğin ölümle sona erdiği belirtilse de bu durumda kişilik sadece şeklen sona ermektedir. Kişilik hakları mirasçılar kanalıyla korunmaya açık tutulmaktadır.[26] Aksini kabul etmek miras bırakanın sağken kişiliğini maddi ve manevi yönden geliştirmesini sınırlayacaktır. Fakat ekonomik olmayan amaçlarla kullanılıp ekonomik bir değer teşkil ettiğinde intikal alanı iyice gri bir renk almaktadır. Bu noktada mirasçılar ve miras bırakanlar arasındaki menfaatlerin dengesinin gözetilmesi gerekecektir. Örneğin bir siyasi figürün kullandığı sosyal medya hesabı ekonomik amaçlarla değil o kişinin kişiliğinden dolayı takip edilmekte ve bu hesabın mirasçılara intikali hesabın mahiyetini bozacak, adeta ölenin siyasi kişiliğini halk nezdinde bozucu sonuçlar doğuracaktır. Buna karşın başka bir hesap, kullanıcısının kimliğinden dolayı değil de anonim olarak gerçekleştirdiği faaliyetleri paylaşması vesilesi ile içeriği aracılığıyla takipçi kazanıyorsa bu hesabın intikali ekonomik sonuçlar da içerdiğinden mümkün olabilecektir. Bu durumda somut durum iyice irdelenmelidir. Örneğin dünya mutfağından yemeklerin paylaşıldığı yüksek takipçili anonim bir sosyal medya hesabında kullanıcının ölümü halinde bunun mirasçılar tarafından kullanılması mümkün olabilir, zira bu hesap kullanıcının kişiliği ile değil hesabın içeriği ve ekonomik değeri ile perçinlenmiştir. Sonuç olarak ilgili dijital varlık ekonomik değer teşkil etmiyorsa ve ekonomik amaçlarla kullanılmıyorsa TMK m.599 nezdinde intikale elverişli değildir. Ekonomik olmayan amaçlarla kullanılmakla birlikte ekonomik değer taşıyıp sahibiyle özdeşleştirilecek kadar onun kişiliğini yansıtıyorsa yine intikale elverişli olmaz (ekonomik değer ayrıştırılamıyorsa bu mümkün olmayacaktır). Ekonomik değere sahipse ya da ekonomik amaçlarla kullanılıyorsa; miras bırakanın veya üçüncü kişinin şahıs varlığı haklarını ihlal etmeyecekse intikal edebilir; diğer yandan ihlal edebilecek mahiyette olmasına karşın salt ekonomik kısmın ayıklanması mümkün ise yine intikale elverişli sayılabilecektir.
Görüldüğü üzere doktrinde isabetle belirtildiği gibi öncelikle dijital varlığın kullanım amacı ve ekonomik değeri irdelenmeli, sonrasında miras bırakan-mirasçı-üçüncü kişiler arasındaki menfaatler dengesi gözetilmelidir. Zira Elektronik Haberleşme Kanunu, KVKK, Anayasa gibi düzenlemelerimiz miras bırakanın yanında üçüncü kişilerinde menfaatlerini koruyucu hükümler içermektedir. Bu noktada mahkeme hüküm verirken tereke içinde üçüncü kişilerin verilerini de gözetmeli, hatta davaya atanacak yeminli bilirkişilerin alanında uzman kimselerden seçilerek üçüncü şahısların gizliliğini ihlal etmeden profesyonel yöntemlerle çalışarak gizliliğe ilişkin içeriğin silinmesini sağlama veya bu içeriğe erişimin engellenmesi için karar verilmesi yönünde faaliyet göstermelerine imkân tanınmasının dengenin sağlanması açısından elzem olduğunu söylemek yerinde olacaktır.[27]
Muhtelif Örnekler
Doktrindeki görüşlere ve çözüm önerisine yer verildikten sonra öncelikle dünyadaki yargı kararlarına değinmekte fayda vardır. Sonrasında şirketlerin dijital mirasa ilişkin kimi uygulamalarına atıfta bulunulacaktır.
Onbaşı Justin Ellsworth Olayı; 20 yaşında bir Amerikan askeri olan Justin Ellsworth 2004 yılında Irak savaşına katılımından 2 ay sonra ölmüştür ve bu süreç dahilinde ailesine ve yakınlarına orada yaşadıklarını anlattığı e-mailler iletmiştir. Ailesi ölüm olayından sonra bu iletileri bir araya getirip gelecek kuşaklar için savaşın içinde yer alan bir askerin duygularını ve yaşadıklarını göstererek oğullarını onurlandırmak istemekteydiler. Yahoo ise Justin’in e-mail hesabına erişimi sağlamaktan kaçınmıştır, zira aralarında akdedilen sözleşme gereğince hesabın mirasçılara devredilemeyeceği ve ölüm ile bilgilerin silineceği hususunda anlaşıldığı savunulmuştur. Açılan dava neticesinde e-mail hesaplarının miras hukuku nedeniyle aileye intikal etmesi gerektiğine karar verilmiştir.[28] Yahoo ise hizmet şartlarına bağlı kalarak ailenin oğullarının hesabına erişmesine izin vermemiş ancak e-postaların içeriğinin bir kopyasını temin etmiştir.[29]
L.W. Olayı; Almanya Berlin’de L.W. 14 yaşındayken ebeveynlerinden izin alarak kendi adına Facebook hesabı açıp bu hesabı aktif olarak kullanan bir genç kızdır. 2012 yılında 15 yaşındayken Berlin’de metro girişinde ölü olarak bulunmuştur. Ailesi olayın bir intihar mı yoksa cinayet mi olduğunun aydınlatılması için kızlarının Facebook hesabındaki bilgilerin önemli olduğunu düşünerek hesaba ait şifrelerin kendilerine verilmesini talep etmiştir. Facebook hesabı ölüm üzerine anıt hesaba çevrildiği için aile hesaba erişememiştir. Berlin Bölge Mahkemesi’nden talepte bulunulmuştur. Mahkeme 17 Aralık 2015 tarihinde talebi kabul etmiş olup Facebook 31 Mayıs 2017’de Bölge İstinaf Mahkemesi’ne sonrasında da 12 Temmuz 2018’de Alman Federal Mahkemesi’ne başvurmuştur.[30] İlk derece mahkemesi külli halefiyet prensibince devrin gerekliliğine karar vermiş, istinaf mahkemesi ise haberleşmenin gizliliğini ihlal ettiği sonucuna ulaşmıştır. Alman Federal Mahkemesi ölenin kişisel verilerinin yakınlarıyla paylaşmanın haberleşme özgürlüğünü ihlal etmeyeceğini belirtmekle birlikte Facebook’un sunduğu standart sözleşmedeki genel işlem şartlarından olan sözleşmenin üçüncü kişilere devredilemeyeceğine ilişkin hükmün dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği sonucuna varılmış ve bu nedenle hükümsüzlük kararı verilmiştir. Mahkeme buna ek olarak ölenin taraf olduğu kullanıcı sözleşmelerinin miras yoluyla geçeceğine de karar vermiştir. Kısaca etkin kullanım hakkı mirasçılara geçmese bile kullanıcı hesabına erişim hakkının mirasçılara geçmesi gerektiği Alman Federal Mahkemesi tarafından dijital varlıkların ayrı bir uygulamaya tabi tutulmadan intikalinin gerekliliğine vurgu yapılmıştır.[31] Aynı zamanda hukukumuzdaki gibi hesapların özel anı niteliği taşıyan eşya olarak nitelendirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.[32]
Yasak Aşk Yaşayan Miras Bırakan; Alman doktrininden edinilmiş ilgili olay [33] nezdinde miras bırakanın ölümünden sonra eşi ve çocukları tarafından tahmin edilen şifresi ile e-mail hesabına giriş yapılmış ve M’nin yaşarken bir sevgilisi olduğu ve eşini aldattığı ortaya çıkmıştır. İlgili olayla birlikte haberleşmenin gizliliği, ölümden sonra miras bırakanın kişiliğinin korunması gibi hususlar tartışılmıştır.
Dünyada yargı makamları haberleşmenin gizliliğini gözetiyor olsa da dijital mal varlıklarının mirasçılara intikali konusunda ortak sonuca varmaktadırlar. Bununla birlikte dijital varlıkların miras yoluyla intikali ve verilerin saklanması amacıyla şirketlerin geliştirmiş olduğu kimi yöntemleri paylaşmakta fayda olacaktır.
Hukukumuzda şimdilik geçerliliğine ilişkin bir karara varılmamış olsa bile “If I Croak” web sitesi planlayıcı adı altında kullanıcıların vasiyetlerini kayıt altına almakta; planlanmış mirasçılara hem maddi hem de dijital mal varlıklarının intikalini düzenleyerek varise ölümden sonra dahi dijital mal varlıklarını yönetme imkânı tanımaktadır.[34]
Facebook hesap varisi atama imkânı tanımaktadır. Böylece vasiyetnamenin sağladığı sonuçlara ulaşılabilecektir. Şirket, mahkeme kararı olmadan yasal mirasçılar ile aksi halde hesap şifrelerini paylaşmamakta veya kapatılmasına izin vermemektedir. Veya hesabı bir anma sayfasına dönüştürülmesi imkânı sunmaktadır.
Legacy.com kullanıcılarına öldükten sonra gönderilmek üzere e-mail yazmalarına, fotoğraf-video ya da ses kaydı göndermeye olanak sağlayan hizmetler sağlamaktadır.
LivesOn; öldükten sonra bile tweet atmayı, Facebook’ta durum paylaşmayı hatta bloglar yazmayı mümkün kılmaktadır. Yine Dead Social, If I Die gibi siteler öldükten sonra mesaj bırakma, paylaşım yapma imkânı sağlamaktadır.
Google, hesabın inaktif olup olmadığını kontrol etmekte ve kullanıcının sağken verdiği kararlar neticesinde öldükten sonra belli periyotlarla yapılan kontrol sonucunda hesabı kendi kendine sonlandırabilmektedir.
Gmail, bir mahkeme kararı olmadan mirasçıların hesaba erişimine izin vermemektedir. Hotmail ise resmi ölüm belgesi ibrazı ile mirasçılara kısıtlı bir erişim hakkı sağlayabilmektedir.
Apple, iOS 15.2 sürümü ile dijital miras alanında yeni bir düzenleme yapmıştır. Bu yöntemle birlikte telefondaki kişisel veriler kullanıcının belirleyeceği beş kişiye kalmakta ve kullanıcı öldükten sonra kişisel verileri bu beş kişi tarafından görüntülenebilmektedir. Yapılan düzenlemeye göre dijital mirasçı olarak bu bilgilere erişmek isteyen kişiler bir güvenlik duvarını aşacak; bunun için bir ölüm belgesi kopyası ve erişim anahtarını Apple’a sunulacaktır. İşlemler olumlu sonuç verirse Apple tarafından kişisel verilere erişim izni verilecektir.[35]
Görüldüğü üzere pek çok uygulama ve yargı kararı bulunmaktadır, hepsinin kesişim noktası ise dijital mal varlıklarının günümüzde çok önemli bir yer tuttuğu ve tutacağıdır. Ağırlıklı olarak mahkeme kararları dijital mal varlığının devrine karar verirken şirketler hem genel işlem şartları ile hem de bireyin kişilik hakları vesilesi ile mirasçılara intikale tereddütle yaklaşmakta ve belli sınırlar çizmektedir. Yapılacak bir düzenleme ile şirketlerin de izleyeceği politikaların netleşeceği açıktır.
Hukukumuzdaki Durum
TMK’da yahut sair mevzuatta dijital mal varlığına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte ilgili husus hakkında yorum yapmaya vesile olabilecek BDDK basın açıklaması ve bir BAM kararı bulunmaktadır. İlgili basın açıklamasına ve karara değinmeden önce belirtilmelidir ki açık bir düzenleme olmadıkça dijital mirasa ilişkin net bir saptama yapmak hukukumuz nezdinde mümkün olmayıp ancak kıyasen belli yorumlarda bulunmak mümkündür.
04.02.2022 Tarihli BDDK basın açıklaması ile;
“Mirasçılık belgesi (veraset ilamı) almış olan vatandaşlara mirasçısı olunan kişinin hangi bankalarda mevduat ve katılım fonu hesabı olduğu bilgisinin internet ve mobil teknolojiler üzerinden güvenli bir şekilde sunulabilmesine yönelik olarak, e-Devlet Kapısına özel geliştirilen “Murise Ait Mevduat/Katılım Fonu Hesabı Bulunan Banka Sorgulama” isimli hizmet kullanıma açılmıştır. Bu hizmet kapsamında, mirasçılık belgesinin alınmış olduğu (T.C. Adalet Bakanlığı veya Türkiye Noterler Birliği) kurum tarafından veraset ilişkisi doğrulamasının yapılmasının ardından, mirasçısı olunan kişinin, bankalardan alınan verilere göre hangi bankalarda mevduat veya katılım fonu hesabının bulunduğu bilgisi sorgulanabilecektir. Hesap bakiyesi, hesabın bulunduğu şube bilgisi vb. ayrıntılar ilgili bankalardan öğrenilebilecektir.” [36]
Böylece mahkeme veya noter tarafından mirasçılık belgesi ile veraset ilişkisi doğrulanmış mirasçılar miras bırakana ait banka hesapları hakkında sorgulama yapabilecektir. Bu noktada ölenin kişisel verilerinin mirasçılarla paylaşılması KVKK kapsamında kişisel verilerin hukuka uygun şekilde işlenmesini sağlayacaktır.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 13.11.2020 tarihli 2020/1149 E., 2020/905 K. sayılı ilamı[37] ile
“Günümüzde bu hesapların reklam gelirleri elde edilen maddi bir karşılığı olan hesaplar halini alabildiği gibi, yine sosyal medya hesaplarının ve dijital para cüzdanlarının bağlı olduğu e-posta hesaplarının da artık kişisel kullanımı aşıp ticari değeri olan dijital mal varlığı kapsamına girmeye başladığı anlaşılmaktadır. Günümüzde dijital mal varlığının yadsınamaz ve göz ardı edilemez bir gerçeklik olduğu, kripto para adı verilen ve uluslararası ödemelerde dahi kullanılmaya başlanmış dijital sistemlerin var olduğu, yine astronomik reklam gelirleri sağlayan sosyal medya hesaplarının gün geçtikçe arttığı, aynı şekilde Youtube ve benzeri dijital platformlarda salt reklam geliri ve hatta ücretli üyelik sistemi ile hizmet veren kanallar oluşturulduğu bir ortamda dijital mal varlığı ve dijital miras ile ilgili olarak yasal bir düzenleme bulunmadığı, bu konuda yasal bir boşluk bulunduğu” zikredilmiştir.
Bu doğrultuda Mahkeme; “Sonuç olarak, mahkemece tespit talebi gereğince murisin ölüm tarihi itibarıyla tüm aktif ve pasif mal varlığının tespiti ve bu minvalde dijital mal varlığının terekesine dahil olması gerektiği nazara alınarak dijital terekesinin de tespiti yapılarak araştırma ve inceleme sonucunda bir karar verilmesi gerekirken, ölü kişinin e-posta hesabının özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirilerek talebin reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur.” şeklinde hüküm tesis etmiştir.
İlgili kararda iCloud kullanıcı sözleşmesinde ölüm üzerine hesabın silineceği açıkça belirtildiği saptanmış, rıza olmadan bu hesapların devredilemeyeceğine ilişkin hükümlere rastlanmıştır. Bu noktada mahkeme TMK m.599/2 uyarınca e-mail hesabının ve buna bağlı sosyal medya ve dijital cüzdan hesaplarının ekonomik değer ifade eden dijital varlıklar olduğunu saptamıştır. Buna karşın ilk derece mahkemesi sıfatıyla Denizli 4. Sulh Hukuk Mahkemesi ilgili karardan önce murise ait cep telefonunda bulunan iCloud hesabına erişilmesi ile murisin özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiği biçiminde hüküm kurmuştur fakat Antalya Bölge Adliye Mahkemesi dijital varlıkların ekonomik değer ihtiva ettikçe TMK m.599/2 nezdinde kabul edileceklerine karar vermiştir. İkili bir ayrıma tabi tutmuş ve kişisel kullanım ile reklam geliri sağlanan ekonomik durumlara değinmiştir. Buna karşın mahkeme üçüncü kişinin ve miras bırakanın kişiliğiyle ilgili ekonomik değer ihtiva etmeyen dijital varlıkların durumu ile ilgili bir değerlendirme yapmamış ve bunların nasıl ayırt edileceği ile ilgili bir ölçüt sunmamıştır. TMK m.599/2 uyarınca miras kalemleri numerus clausus ilkesince sayılmamış olup dijital miras kavramı açıkça kapsam dışı bırakılmamıştır. Dijital varlıkların mirasla intikalinin kabulüne ilişkin olarak ilgili mahkeme kararı önemli bir uygulamanın kapısını aralamıştır, lakin üçüncü kişilerin ve miras bırakanın dijital verilerinin korunması ve ekonomik değerin tespiti ile kişilik haklarından bunun ayrımı hususunda net bir saptamada bulunmadığından net bir sonuca ulaşmak mümkün değildir. Bu noktada açık bir düzenleme bir nebze olsa gelecek uyuşmazlıklar nezdinde fayda sağlayacaktır.
Sonuç
Neticede Antalya BAM’ın dijital mirasın tereke kapsamında değerlendirilebileceği yönündeki kararı ile hukukumuzda dijital mirasa ilişkin içtihat oluşmaya başlamış olup ilerleyen günlerde yeni kararlar ile sorunun daha net bir şekilde aydınlatılması pek muhtemeldir. Bununla birlikte dünyada farklı ülkeler nezdinde hem dijital miras tanınmış hem de mirasçılara intikalinin mümkünlüğü irdelenmiştir. Bu noktada miras bırakanın ve işlem tarafı üçüncü kişilerin kişilik hakları ile mirasçıların menfaatleri arasında bir denge mekanizması kurulmalıdır. Dijitalleşen dünyamızda artık dijital veriler ve dijital varlıklar hiç olmadığı kadar önemli ve değerlidir, bu yüzden süreç titizlikle yürütülmelidir. Yasal bir düzenleme yapılana kadar vasiyetnamede dijital mal varlıkları nezdinde özel bir kaydın yer alması şirketler ile kullanıcılar arasındaki kimi hallerde genel işlem şartlarının geçersiz kabul edilmesinden ileri gelen belirsizliği bir nebze çözebilecektir. Elbette bu süreçte miras bırakanın menfaatleri ve kişilik hakları gözetilerek hareket edilmelidir, aksi halde adalet terazisini dengesi şaşacaktır. Temennimiz yeni düzenlemenin kişisel verilerin korunması, haberleşmenin gizliliği, kişilik haklarının güvence altına alınması, mirasçıların mirastan yararlanma hakkının sağlanması, işlem tarafı üçüncü kişilerin menfaatlerinin korunması ve kişinin sağken kişiliğini maddi ve manevi yönden geliştirebilmesi ile uyumlu ve dengeli olması yönündedir. Halihazırda bizler dijital mal varlıklarının miras yolu ile intikalini tartışırken belki de bundan beş veya on yıl sonra şu an aklımızdan ucundan geçmeyecek hukuki problemler ile karşı karşıya geleceğiz. Bu noktada hukukun geriden gelmeyecek biçimde adeta sorunları öngörebilecek donanımda ve doğrultuda geliştirilmesi önümüzdeki yıllarda hayati önem arz etmektedir. Aksi halde bireylerin adalete güveni sarsılacaktır. Sonuçta, adaletin en kötüsü geç tecelli edenidir. Ulusal yahut uluslararası düzenlemeler ile oluşabilecek hak kayıplarının önlenmesi ve yeknesaklığın sağlanması elzemdir.
Hukuk ve Bilişim Dergisi’nin Yeni Sayı’sını okumak için ise bağlantıya tıklayınız.
İnternet Hukuku alanındaki tüm yazılarımızı bağlantıdan okuyabilirsiniz.
Kaynakça
ANTALYA O. Gökhan, Miras Hukuku, Legal Yayıncılık, İstanbul 2015
BURTUL Burcu, Medeni Kanun’da Bir Yasal Boşluk: Sanal Miras, , İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
BÜYÜKSAĞİŞ Erdem, ÖZYİĞİT Sinem, MİRKELAM FALAY Selin, BULDAĞ İlay Ezgi, OKUR Mustafa Said, Dijital Varlıkların Miras Yoluyla İntikali, Yargıtay Dergisi, Cilt: 47, Sayı: 2, Nisan 2021
GÜLER DEMİREL Gamze, Ölüm Hak Dijital Miras Helal, Dijital Hayat Akademisi, http://www.dijitalhayatakademisi.com/olum-hak-dijital-miras-helal/
İNCE AKMAN Nurten, Miras Bırakanın Dijital Bilgilerinin Mirasçılara Geçişi (Dijital Tereke), İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 2, 2018
MARAŞLI DİNÇ Yasemin, Ölümden Sonra Sosyal Medya Hesaplarının Hukuki Akıbeti: Dijital Miras, TBB Dergisi, 219 (142)
OĞUZMAN M. Kemal, BARLAS Nami, Medeni Hukuk: Giriş, Kaynaklar, Temel Kavramlar, Vedat Kitapçılık, 24. Bası, İstanbul 2018
ÖZSUNAY Ergun, Hayatın Başlangıcı ve Sonuna İlişkin En Önemli Hukuksal Sorunlar, Beta Yayınları, 1998
SEROZAN Rona, ENGİN Baki İlkay, Miras Hukuku ve Uygulama Çalışmaları, Seçkin Yayınları 7.Baskı, Ankara 2021
YILMAZ Ejder, Hukuk Sözlüğü, Yetkin Yayınları 8.Baskı, Ankara 2021
https://www.law.com/almID/900005543237/
https://ificroak.com/blog/
https://www.yenisafak.com/foto-galeri/teknoloji/dijital-miras-nedir-dijital-miras-kimlere-birakilir-dijital-miras-mirascilara-nasil-gecer-detaylari-2056642?page=1
https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000229034
https://legis.delaware.gov/SessionLaws/Chapter?id=16345
https://www.bddk.org.tr/Duyuru/Detay/923
[1] Ejder YILMAZ, Hukuk Sözlüğü, Yetkin Yayınları 8.Baskı, Ankara 2021, s.487
[2] Yasemin MARAŞLI DİNÇ, Ölümden Sonra Sosyal Medya Hesaplarının Hukuki Akıbeti: Dijital Miras, TBB Dergisi, 219 (142), s.275
[3] İnternet alan adlarının yaygınlaşmaya başladığı yıllarda ABD’de bir kişinin mc.donalds.com alan adını kendi adına tescil ettirdiği ve o zamanın değeri 3500 dolara firmaya sattığı görülmektedir. Günümüzde de belli internet alan adları hem marka değeri hem de içerdiği ismin ticari konumu vesilesi ile önem taşımaktadır.
[4] Oyuncular belli görevleri tamamladıktan sonra karakterleri gelişmekte ve yeni özellikler kazanmaktadır. Kazanılan yeni özellikler ile birlikte karakter daha değerli bir hale gelmekte ve başka oyunculara bu karakterin ve karaktere ait olan özelliklerin satımı/devri mümkün olmaktadır.
[5] Erdem BÜYÜKSAĞİŞ, Sinem ÖZYİĞİT, Selin MİRKELAM FALAY, İlay Ezgi BULDAĞ, Mustafa Said OKUR, Dijital Varlıkların Miras Yoluyla İntikali, Yargıtay Dergisi, Cilt: 47, Sayı: 2, Nisan 2021, s.339
[6] https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000229034
[7] https://legis.delaware.gov/SessionLaws/Chapter?id=16345
[8] https://coingeek.com/chinas-new-law-allows-digital-currencies-inheritance/
[9] https://tonucci.com/en/digital-inheritance-access-to-a-deceased-persons-account/
[10] ANTALYA O. Gökhan, Miras Hukuku, Legal Yayıncılık, İstanbul 2015
[11] http://blog.bagatur.com/murisin-dijital-malvarligi-terekeye-dahildir/#_ftn9
[12] https://www.bddk.org.tr/Duyuru/Detay/923
[13] BÜYÜKSAĞİŞ, ÖZYİĞİT, MİRKELAM FALAY, BULDAĞ, OKUR, s.340
[14] Fransa’da 78-17 sayılı ve 06.01.1978 tarihli yasanın 85.maddesinde 2018-1125 sayılı ve 12.12.2018 tarihli kararname ile değişiklik yapılmıştır.
[15] Nurten İNCE AKMAN, Miras Bırakanın Dijital Bilgilerinin Mirasçılara Geçişi (Dijital Tereke), İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 2, 2018, s.540
[16] A.g.e., s.541
[17] 18.09.2019 T., 2019/273 S.
[18] BÜYÜKSAĞİŞ, ÖZYİĞİT, MİRKELAM FALAY, BULDAĞ, OKUR, s.349
[19] A.g.e., s.544
[20] BÜYÜKSAĞİŞ, ÖZYİĞİT, MİRKELAM FALAY, BULDAĞ, OKUR, s.364
[21] İNCE AKMAN, s.548
[22] BÜYÜKSAĞİŞ, ÖZYİĞİT, MİRKELAM FALAY, BULDAĞ, OKUR, s.352
[23] BÜYÜKSAĞİŞ, ÖZYİĞİT, MİRKELAM FALAY, BULDAĞ, OKUR, s.375
[24] A.g.e., 378
[25] MARAŞLI DİNÇ, s.282
[26] ÖZSUNAY E., Hayatın Başlangıcı ve Sonuna İlişkin En Önemli Hukuksal Sorunlar, Beta Yayınları, 1998, s.48
[27] Gamze GÜLER DEMİREL, Ölüm Hak Dijital Miras Helal
[28] https://www.law.com/almID/900005543237/
[29] MARAŞLI DİNÇ, s.277
[30] BÜYÜKSAĞİŞ, ÖZYİĞİT, MİRKELAM FALAY, BULDAĞ, OKUR, s.351
[31] Alman Yüksek Mahkemesi Alman Medeni Kanunu’nun 1922.maddesine dayanarak intikale hükmetmiştir. https://ihde.de/en/german-federal-court-of-justice-facebook-must-grant-heirs-full-access-to-a-deceased-persons-account-update-2020/
[32] MARAŞLI DİNÇ, s.280
[33] İNCE AKMAN, s.531
[34] https://ificroak.com/blog/
[35] https://www.yenisafak.com/foto-galeri/teknoloji/dijital-miras-nedir-dijital-miras-kimlere-birakilir-dijital-miras-mirascilara-nasil-gecer-detaylari-2056642?page=1
[36] https://www.bddk.org.tr/Duyuru/EkGetir/923?ekId=814
[37] Antalya BAM E.2020/1149 – 905 K., T. 13.11.2020
Hukuk ve dijital gelişimin kesiştiği noktaları inceleyip bunlar hakkında bulgularını paylaşmaktan keyif alan bir yazar, avukatım.