E-Ticaret Siteleri ve Veri Tabanları
Bilişim teknolojilerinin üretim şeklini değiştirdiği, alışkanlıklarımıza ve tüketim şeklimize yön verdiği günümüz bilgi ekonomisinde, fikri mülkiyete konu birçok eser ya dijital ortamda yer almakta ya da dijitalleştirilerek e-ticaretin ortamında satışa, tüketime konu edilmektedir. E-ticaretin oluşturmuş olduğu yeni ticaret alanı fırsatlar sunduğu gibi birçok hak ihlalini de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle eser sahiplerinin hakları ile marka, patent haklarının korunması için bu alana ilişkin yeni bakış açılarının geliştirilmesi gerekmektedir. (e-ticaret siteleri)
E-ticareti de kapsadığı şüphesiz olan bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan baş döndürücü gelişmeler bilgi toplumunun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bilgi toplumunun ekonomik, kültürel ve sosyal açılardan kalkınması için en önemli faktörler fikir üretiminin devamlılık arz etmesi ve fikri ürünlerinin korunmasıdır. Söz konusu korumanın elde edilebilmesi altyapısı sağlam bir fikri mülkiyet sisteminin varlığına bağlıdır. Bu bağlamda ortaya konan yeni gelişmeler ve dönüşümlerden her birinin doğru bir hukuki zemine oturtulması, ihlallere karşı eser sahibine ve kullanıcılarına koruma sağlayabilecektir.
Tüm bu nedenlerden dolayı fikri mülkiyet haklarının, e-ticaret bağlamında içine tüketici haklarını ve marka ve patent haklarını da dahil ederek korunması adına ulusal ve uluslararası düzenlemeler yapılmış; e-ticaret alemi hukuken denetlenebilir ve düzenlenebilir bir hale getirilmeye çalışılmıştır.
Fikri Mülkiyet Alanında Uluslararası Anlaşmalar
Fikri mülkiyet ile e-ticaret ilişkisinin temelini oluşturan çalışmalardan en önemlileri WIPO (World Intellectual Prooerty Organisation – Dünya Fikri Haklar Teşkilatı), İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Bern Sözleşmesi, Roma Sözleşmesi, TRIPS (Trade-Related Aspects of Intellectual Property Rigths – Fikri Mülkiyet Haklarının Ticari Niteliklerine İlişkin Anlaşma) olup ülkemizdeki yansımaları olarak da 5651 sayılı Kanun, 6563 sayılı ETDHK ve 5846 sayılı FSEK olarak kabul edilmektedir.
Fikri mülkiyet haklarının korunması için önemli uluslararası anlaşmalardan biri olan TIPS, 1986-1994 yılları arasında sürdürülen Uruguay Turu müzakereleri sırasında Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)’nün kurucu anlaşmasına ek olarak kabul edilmiş; DTÖ içerisinde yer alan diğer konuların yanında, ticaretle bağlantılı fikri mülkiyet haklarını düzenleyen bir anlaşma olarak uluslararası ticaret sistemine 1995 yılında eklenmiştir.
TRIPS, bugüne kadar fikri mülkiyet alanında uluslararası düzeyde kabul edilen en kapsamlı anlaşma olarak geçmektedir. Anlaşmanın önemi, Paris ve Bern Anlaşmalarına atıfta bulunmakla birlikte, bırakılan boşlukları da doldurma işlevi görebilecek nitelikte olması ve kapsam-yaptırım açısından daha geniş kabul edilmesidir.
5846 sayılı FSEK kapsamında değerlendirildiğinde fikri mülkiyet hakları ikiye ayrılmaktadır: Telif hakları (copy right) ve sınai mülkiyet haklarıdır. Fikir sanat eserleri kapsamında toplumda yaygın kullanılan ifade “telif hakları” ifadesidir. Bu çerçevede telif kanunlarıyla korunan insan fikrinin ifade ediliş biçimleridir. Bu ifade ediş yeri geldiğinde bir heykel olabileceği gibi yeri geldiğinde de bir elektronik yazılım veya e-ticaret platformu olabilir.
Yazılımlar, E-Ticaret Siteleri ve Fikri Mülkiyet Hukuku
Gerçekte fikri hukuk alanında korunan insan fikrinin ifade ediliş biçimi yani “eser” kavramıdır. Diğer bir deyişle telif haklarının odağında eser kavramı bulunmaktadır. Yazılımın eser olarak kabul edilebilmesi için şekli, objektif ve subjektif olmak üzere üç ana şartın bir arada bulunması gerekmektedir. Şekle ilişkin şart, eserin kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması ile ilgilidir. FSEK md.2’ye göre yazılımlar ilim ve edebiyat eseri sayılmaktadır. Doktrinde baskın görüş olmamak üzere veri tabanları ise ayrık olarak değerlendirilmekte ve FSEK md.6’da düzenlenen işlemeler ve derlemeler başlığı altında kabul edilmektedir. Bu kapsamda e-ticaretin yazılımları ile veri tabanını oluşturan eserler FSEK kapsamında farklı kategorilerde nitelendirilmiştir. Bu sebeple e-ticaret platformlarını oluşturan yazılım ve veri tabanlarının ne olduklarını açıklamak gerekecektir.
Yazılım, “bilgisayarın belirli bir işlemi yapmasını sağlayan komutlar dizgesi” olarak tanımlanabilir. (BAYAMLIOĞLU, İbrahim Emre, Fikir ve Sanat Eserleri Hukukunda Teknolojik Koruma, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2008, s.276.) Donanım sınıfına girmeyip, bilgisayarla ilgili olan her şey yazılım sayılmaktadır. Veri tabanı ise en basit tanımıyla kolayca erişilebilmesi için bağımsız bir şekilde bir araya getirilmiş, birbiriyle ilişkili eserler, veriler ve diğer kayıtlar topluluğundan oluşan koleksiyon veya derlemeler şeklinde tanımlanabilir. (Mustafa Ateş, Fikrî Hukukta Eser, (Ankara: Turhan Kitapevi, 2007), 333; Ünal Yarımağan, Veri Tabanı Sistemleri, (Ankara: Akademi & Türkiye Bilişim Vakfı Ortak Yayını, 2010) Veri tabanları belirli bir esas çerçevesinde hazırlanarak sıraya konulan bilgi ve veri birikimidir. Buradan da anlaşılacağı üzere yazılım ve veri tabanı birbirini tamamlayan iki unsurdur ve FSEK tarafından imkân sağlanan koruma yollarından faydalanabilirler.
Bu anlamda, e-ticaret sitesi tek başına FSEK anlamında fikri mülkiyet hakkına konu olmayacaktır. Bununla birlikte eser grupları altında sayılan eser çeşitlerinde sınırlı sayı ilkesi geçerli olmadığından ve e-ticaret platformu çeşitli görüntü, ses, yazı ve şekillerden oluşuyorsa içeriklerinden bağımsız olarak, kendileri eser niteliği taşıdıkların takdirde derleme eser veya güzel sanatların alt grupları olarak değerlendirilip korumadan yararlanacaktır. Yine, e-ticaret platformu ilim ve edebiyat eserlerinin alt grubu olarak kabul edilen bilgisayar programları (Yazılımları), veri tabanları kapsamındaysa yine korumadan faydalanacaktır. Aksi durumda e-ticaret platformunun kendisi fikri mülkiyet hükümleri çerçevesinde koruma tabi olmayacaktır.
Diğer yandan e-ticaret platformlarının içerikleri değişik türdeki fikri ürünlerden oluşur. Buna göre e-ticaret platformlarında ilim edebiyat, sinema, güzel sanatlar ve musiki eserleri kullanıcılara sunulabilir ya da bunların elektronik etkileşim araçlarıyla pazarlaması, tanıtımı yapılabilir. Gerçekte fikri mülkiyete konu ihlallerin büyük kısmı içerikle ilgili bu alanda yaşanmaktadır.
Yaşanan ihlaller karşısında doktrinde en çok tartışılan husus; e-ticaret platformlarının altyapısını oluşturan yazılım ve veri tabanlarının yürürlükteki fikri mülkiyet hükümleriyle mi, patent, marka veya sui generis bir modelle mi korunacağı tartışılmaktadır. (Karahan/Suluk/Saraç/İnal)
Ülkemizin de tarafı olduğu Bern Sözleşmesi ve buna uygun olarak yürürlüğe giren FSEK kapsamında bilgisayar programlarının, ilim ve edebiyat eseri grubu altında dil ve yazı ile ifade edilen eser çeşidi olarak korunmaktadır. Buna ek olarak bilgisayar programlarının, e-ticaret yazılımlarının, dört eser grubuna veya bu eser gruplarının alt gruplarına girmesi ve sahibinin hususiyetini taşıması gerekir. Yine öğretide tartışmalı olmak üzere; bilgisayar programları, yazılımlar ilim ve edebiyat eseri sayıldığından hususiyetin düzeyi yüksek tutulmayacağı gibi, programda üstün nitelik veya estetik değer gibi bir kriter de aranmayacaktır.
Bilişim teknolojilerindeki gelişme ve bilginin birikimiyle birlikte bilgi depolama ve bilgiye erişim konularında yeni yöntemlere ihtiyaç duyulmuş, veri tabanları da bu ihtiyaca uygun olarak geliştirilmiş bilişim teknolojilerindendir. Veri tabanlarının korunmasındaki asıl fikir ekonomiktir. Hatırı sayılır emek ile kültürel ve mali yatırıma sahip veri tabanlarının kolayca kopyalanabilmesi bu alandaki gelişimin hızını sekteye uğratacaktır. AB Veri Tabanı Direktifinde ver tabanının, sistematik veya metodik bir şekilde düzenlenen ve elektronik veya başka bir araçla münferiden erişilebilen bağımsız eserlerin, verilerin ve diğer materyallerin derlenmesi olarak tarif edilmesi veri tabanlarının fikri mülkiyet kapsamında korunmasını mümkün kılmıştır.
Sonuç
Bilgi işlem teknolojilerindeki gelişmeler, ciddi emek ve zaman harcanan, belli bir birikimin sonucu olarak ortaya konan yazılım ve veri tabanlarının fikri mülkiyet kapsamında korunması bakımında önem arz etmektedir. E-ticaret, yazılım ve veri tabanlarının birlikte işleyerek var ettiği platformlar olup tek başına fikri mülkiyet bağlamında korunması mümkün değildir. E-ticaret platformunu oluşturan yazılım ve veri tabanlarının FSEK’te tanımlanan dört farklı kategoriye dahil olması halinde Kanun’un sağladığı korumalardan faydalanacağı sabit olup tıpkı diğer eser gruplarına dahil olan ürünlerin korunması gibi bilginin ve emeğin korunması için gerekli adımlar atıldıkça bilişim alanındaki gelişmeler de hızlanacaktır.
Fikri mülkiyet hukuku alanındaki tüm yazılarımızı bağlantıdan okuyabilirsiniz.
Ayrıca Hukuk ve Bilişim Dergisi’nin İlk Sayısını okumak için bağlantıya tıklayınız.
Kaynakça
BAYAMLIOĞLU, İbrahim Emre, Fikir ve Sanat Eserleri Hukukunda Teknolojik Koruma, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2008, s.276.
Mustafa Ateş, Fikrî Hukukta Eser, (Ankara: Turhan Kitapevi, 2007), 333; Ünal Yarımağan, Veri Tabanı Sistemleri, (Ankara: Akademi & Türkiye Bilişim Vakfı Ortak Yayını, 2010
Karahan/Suluk/Saraç/Nal sf.: 144, 146, 150
Av. Ferman Kaya, E-Ticaret Hukuku ve Tüketici Hukukundaki Uygulamaları Seçkin, Ankara 2021, Yayınları sf.: 231-236
Elektronik Veri Tabanlarının Fikir ve Sanat Hukuku Kapsamında Korunması, İbrahim Hulusi Külahcı
Kerim Arslan, BİLİŞİM VE YAZILIM TEKNOLOJİLERİNİN FİKRİ VE SINAİ MÜLKİYET HAKLARI AÇISINDAN TÜRKİYE VE ULUSLARARASI ALANDAKİ GÖRÜNÜMÜ