İhaların Hukuki Statüsü
İşbu yazımızda insansız hava araçları bakımından okuyucunun kazanımı; insansız hava araçlarının, bilişim-teknoloji hukuku bakımından önemine ve işlevine dikkat çekilmesidir.
1]Teknoloji hukukunun gelişimi İHA’ları nasıl etkilemektedir?
Gerek uluslararası gerekse ulusal düzeyde hukuki düzenlemeler elbette teknolojinin gerisinde kalmamalıdır.
Bu gelişen teknolojiye adapte olan hukuki düzenlemeler de İHA’lara ilişkin olarak, gerçek ve tüzel kişileri küresel boyutta birtakım sorumluluklar bakımından bağlamak ile daha adil çözümler sunabilecektir.
Teknoloji hukuku; İHA’nın uzaktan kumandalı, yarı otonom veya otonom olabilen içerisinde insan olmayan ve faydalı yüklerin ana gövdesine yüklenip çıkarılabildiği bir hava aracı olması neticesinde İHA’lara gerek sivil gerekse askeri alanda, hak ve özgürlüklerle birlikte sınırlamalar da getirmektedir.
İHA’lar da yazımızda daha derin çalışabilmek adına dar kapsamlı değerlendirilecek ve sadece “kişisel verilerin korunması” bakımından ele alınacaktır.
2] İHA’larda hangi kişisel veriler ön plandadır: kullanılır, saklanır ve aktarılabilir?
İnsansız hava araçlarının; sicile tescil edilirken, harekete geçirilip sürülmesi esnasında ve alçak ya da yüksek irtifadaki uçuşlarda, (birtakım sınırlamalar dikkate alındığında):
-İnsan rızası
-Sigorta
-Genel menzil yükseklik farkları
Gibi birçok hususta, özellikle uluslararası mevzuat birliği sağlama yönünden “hem sürücünün hem de İHA sahibinin”, destek ekibinin, faydalı yüklerinin ve İHA kaynaklı eylemlerin, kişisel verilerin korunması bakımından önemi büyüktür.
Bu sebeple İHA’ların :
-uçuş izni,
-operasyonel sınırlamaları
-faydalı yük sınırlamaları
-(Türk Silahlı Kuvvetleri istisna tutulmak suretiyle) Siber Savunma Harekat Merkezi sınırlamaları
– irtifaya göre dayanıklılık
Gibi birçok sınırlandırma ve sınıflandırma, aslında uluslararası mevzuatta NATO tarafından da kabul görmüş olup kişisel verilerin korunması noktasında, “İHA sürücüsünden işletici ekibine kadar” tüm süjelerini bağlamaktadır.
3] Veri güvenliği; ulusal ve uluslararası hava sahasında, nasıl ve kimler tarafından korunmaktadır?
Örneğin, Bayraktar tb2 S/İHA’sı; havada kalış süresi, bir pilotun havada kalma süresinden daha uzun olmak üzere toplam 27 saate kadar uzanmaktadır.
Bu kadar uzun süre havada kalan bir İHA’nın;
– kimyasal-radyoaktif alanda kirli ortamlara karşı can kaybı yaşanmadan durum tespiti yapabilmesi,
-çok alçak irtifada uçuş yapabilmesi
– bunların yanı sıra; insan kaynakları hata riskini düşürmesi, personel kaybını önlemesi, düşük maliyet (örneğin, x 45 İHA’sının f-35 üretmeye göre 22 kat daha düşük maliyetle üretilebilmesi)
Gibi birçok avantaj karşısında uluslararası anlamda güvence altına alan yasal düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır.
Bu ihtiyaca cevap veren ICAO, EASA, NATO ve EUROCONTROL gibi; yasal düzenleme geliştirme çalışması yürüten kuruluşlar mevcuttur.
Bu kapsamda gerek ulusal gerekse uluslararası alandaki veri güvenliğini başta Sivil Havacılık Genel Merkezi olmak üzere Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin veri koruma ordusu sağlıyor denebilir.
Ayrıca İHA pazarı aktörleri olan ABD, Rusya, İsrail, Almanya, Çin, Birleşik Krallık, Hindistan, Japonya, Singapur, Avustralya ve İngiltere karşısında Türkiye’nin de sözgelimi kurtlar sofrasında veri koruma mücadelesi verdiğini söylemek mümkündür.
Veri koruma usulü de (tüm teknolojik gelişmeler en başta askeri alanda olduğundan) ülkelerin kendi istihbarat ve askeri yazılım bilgilerini doğru zaman ve zeminde muhafaza etmesi ile ve teknolojinin sağlamış olduğu her türlü risk azaltma ve kriz çözebilme kolaylıklarından faydalanması ile sağlanmaktadır.
4] Türkiye’de İHA’ların veri güvenliğinin korunması açısından ne gibi yasal düzenleme tedbirleri alınmıştır?
Belirtmek gerekir ki eski sivil havacılık düzenlemesi 2013 yılında yürürlüğe girmiş, 2016 yılında yeni sivil havacılık düzenlemesi RG’de yayımlanmış ve 2020 yılındaki değişikliklerle Sivil Havacılık Genel Merkezi otoritesinde yasal düzenlemelerin uygulanmaya başladığı görülmüştür.
Öte yandan Türkiye; standartlaşmama kaynaklı uluslararası hukuk belirsizliğine rağmen, “siber saldırı riskine karşı alınan tedbirler kapsamında” Avrupa Birliği’nin 2019 tarihli yönetmeliğini uygulayarak, standartlaşma sürecine katkıda sağlamıştır.
Standartlaşma, sadece Siber güvenliği sağlama tedbirine değil, etik kurallarını gözetilmesi, ulusal ve uluslararası hava sahalarında güçlü güçsüz ayrımının etik gereği kaldırılması, gerçek ve tüzel kişilere sorumluluk bakımından aynı standartta prosedür işletilmesi ve nihayetinde askeri bakımdan jeopolitik konumu ve stratejisinin güçlü bulunduğu Türkiye’miz tarafından alınacak her türlü veri koruyucu tedbirle sağlanabileceği inancıyla elzemdir.
Kaynakça
1) İHA’ların küresel boyuttaki yasal durumu ve analizi, Elif Öktem
2) İnsansız hava araçlarının gelişimi, hukuk statüleri ve güvenlik amaçlı kullanımları, Mehmet Erkan Kıllıoğlu