Makalemizde İnternet Sitelerine Erişim Engeli ve anayasal Çerçevede Değerlendirilmesi konusunu inceleyeceğiz.
Gündelik hayatımızın vazgeçilmez bir unsuru olan internet kullanımı anayasal bir hak olup bunun engellenmesi ve korunması hukuki çerçevede işlerlik gösterir. Günümüzde internetin yer almadığı neredeyse hiçbir alan kalmamıştır.
Hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş olan bu ağ, her yeni teknoloji gibi birçok yasal problemi de beraberinde getirmekte ve dolayısıyla yasal sistemde bazı değişikliklere yol açmaktadır. Siyasal iktidarlar hem bu yasal problemleri çözmek hem de İnternet gibi güçlü bir alanı kontrol altına almak için çeşitli yasal düzenlemelere gitmektedirler.
İnternetin kullanımı ve yasaklanması kamu yararını gözeterek hukuki çerçevede yapılması zorunluluk arzeder. Bu çalışmanın amacı, kamu yararını gözeten bir İnternet birliği oluşturmanın temel prensipleri bağlamında 5651 Sayılı İnternet Yasası’nı neleştirel bir değerlendirmesini yapmaktır.
Bu amaç doğrultusunda, öncelikle İnternet siyasilerin özel önem gösterilmesi gereken temel kavram ve unsurların neler olduğuna değinilmiş ve ardından 5651 Sayılı İnternet Yasası, bu temel kavramlar bağlamında değerlendirilmiştir. Sonuç olarak bu yasaklama ve özgürlük kısıtlaması ve serbestisitesi iktidarların tasarrufunda olmayan anayasal çerçevede korumaya alınmıştır. (e
rişim engelleme)
İnternete Erişim Engeli
İnternet siyasası oluşturabilmenin öncelikli koşulu, o ülkede internete erişimin sağlanmasının garanti altına alınmasıdır. Bu açıdan hükümetlerin üzerine düşen önemli görevlerden birisi hem toplumsal hem de toplumlar arası farklılıkların bir potada eritilerek bunun siyasilerin istekleri değilde toplumun çıkarlarını korumak adına düzenlenip uygulanmasıdır.
Siyasal iktidarlar içeriğe erişimi o ülkenin kendi hukuk sistemi içerisinde yasal dayanak noktalarını belirleyerek veya İnternete erişim koşullarını düzenleyen İnternet siyasalarını temel alarak sınırlandırırken, İnternet servis sağlayıcıları da içeriğe erişimi sınırlandırabilmektedirler.
İnternet üzerinde bir içeriğe erişmek için onaylamak zorunda kaldığımız son kullanıcı lisans sözleşmeleri (end user license agreements) ya da kullanım koşullarını (termsand conditions of Internet Access) belirleyen çeşitli sözleşmeler, servis sağlayıcılar tarafından gerçekleştirilen bu sınırlandırmalara önemli bir örnek teşkiletmektedir. Bu sözleşmeleri onaylamadan var olan içeriğe erişim mümkünolmadığı için bu durum içeriğe özgür erişimin önünde bir engel olarak durmaktır.
Ağ kontrollerini ellerinde bulunduran devletler ve servis sağlayıcıları çeşitli gerekçeler sunarak belirli web sitelerine erişimi yavaşlatabilir ya datamamen engelleyebilirler. Ağ tarafsızlığı yasalarla güvence altına alınmadığı sürece böylesi bir durum sansürü de beraberinde getirmektedir.
Sansürün olduğu yerde ise ifade özgürlüğünden bahsetmek olanaksızlaşır. Tam da bu nedenle ağ tarafsızlığı, ifade özgürlüğü ile birlikte değerlendirilmesi gerekenbir konudur (Türkiye’de İnternet’in Durumu Raporu 2013, s.3 ).
Yazının devamı, Hukuk ve Bilişim Dergisi Mart 2020 sayısındadır, keyifli okumalar….
Gaziatep Barosu’nda avukatlık görevini sürdürmekte olan Yasemin ARSLAN IŞIK, daha öncesinde 5 yıl edebiyat öğretmenliği yapmıştır. İdarecilik görevinde ve birçok sosyal sorumluluk projesinde yer almış olup, evli ve bir çocuk annesidir.