Startuplarda Hissedarlar Sözleşmesi ve Sözleşme İle Risklerin Bertaraf Edilmesi

Okuma Süresi: 2 Dakika

Makalemizde Startuplarda Hissedarlar Sözleşmesi ve Sözleşme İle Risklerin Bertaraf Edilmesi konusunu inceleyeceğiz.

Startuplar ve Hissedarlar Sözleşmesi

Pandemi sürecinde birçok sektör olumsuz etkilenmiş ve ticari hayat durma noktasına ulaşmıştır. İnternet tabanlı görüşme platformları, evlere teslim kargo firmaları, e-ticaret platformları bu süreçten olumlu etkilenirken, tur şirketleri, havayolları ve gıda sektörü durma noktasına gelmiştir. Böylece, start-upların piyasadaki boşluğu doldurmaya yönelik bir sorunu çözüme kavuşturma ve insanlığa faydalı olma adına çıktığı yolculukta mevcut riskleri minimize etmesi önem arz etmektedir.

İleride hissedarlarla herhangi bir konuda sorun yaşanmaması için girişimcilerin imdadına yetişen bir hukuki müessese hissedarlar ya da pay sahipleri sözleşmesi gündeme gelmektedir. Bu yazımızda gelişen teknoloji sektöründe sıkça karşımıza çıkan startuplar için risk minimizasyonunda anahtar kavram olan hissedarlar sözleşmesi açıklanacak ve temel değerlendirilmeler sunulacaktır.

Hissedarlar Sözleşmesi Nedir ve Neden Önemlidir?

Hissedarlar sözleşmesi,  Shareholders Agreement,, bir şirketin pay sahipleri ya da müstakbel pay sahipleri arasında yapılan ve pay sahiplerinin kendi arasındaki iç ilişkilerini veya şirketle olan ilişkilerini düzenlemeye odaklanan, şirket uygulamaları ve ana sözleşmede düzenlenmeyen hususlarda esneklik sağlayan, böylece gizliliğin korunmasına yardımcı olan sözleşmeleri ifade eder. Dolayısıyla startupların karşılaşacağı risklerin minimum seviyeye çekilmesinde hissedarlar ya da diğer adıyla pay sahipleri sözleşmesi hayati öneme sahiptir.

Hissedarlar Sözleşmesinin Türk Hukukunda Bağlayıcılığı Nedir?

Türk Borçlar Kanununda yer alan sözleşme serbestisi ilkesine tabi olan hissedarlar sözleşmesi sözleşmenin tarafları arasında bağlayıcılık arz eder. Bu kapsamda şirketler için anayasa niteliğinde olan esas sözleşme hükümleri ile pay devir ve sınırlandırmaları öngörüldüğünde, ilgili hükümler herkese karşı ileri sürülebilirken, hissedarlar sözleşmesinin nispi niteliği gereği pay devir ve sınırlamaları ile ilgili hükümler sadece sözleşmeye taraf olan pay sahipleri için bağlayıcılık arz eder.

Hissedarlar Sözleşmesi ve İçeriği

Hissedarlar sözleşmesi birkaç farklı şekilde karşımıza çıkabilmekte ve hissedarlara önemli esneklik sağlayabilmektedir. Bu sözleşme ortaklığın ticari uğraşısı ile uyumlu olma kaydı ile farklı tür ve şekillerde hazırlanabilmektedir. Bu sözleşmelerde düzenlenen ana hususlar yönetim, oy hakları ve kullanımı, ortaklığın finansmanı, vergilendirme, uyuşmazlık çözümü, payların devri ve devrin sınırlandırılması şirketin sona ermesi şeklinde olabilmektedir.

Hissedarlar Sözleşmesinin Niteliği ve Özellikleri

Hissedarlar ya da diğer bir adıyla pay sahipleri sözleşmeleri kanunda öngörülen sözleşme türlerinde değildirler ve atipik bir sözleşme niteliğindedirler. Bu kapsamda belirtmek gerekir ki, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunumuzda bu sözleşmeler yer almamaktadır. Dolayısıyla hissedarlar sözleşmesi ihtiyari, pay sahiplerinin isteğine bırakılmış olan sözleşmelerdir.

Özetle hissedarlar sözleşmesi kanunda açıkça öngörülmeyen atipik fakat akdedilmesi esas sözleşmeye hüküm konularak bertaraf edilemeyen, taraflar arasında geçerli ve bağlayıcı olan, özel bir şekil şartına bağlı olmayan borçlar hukuku sözleşmesidir. Bu tür sözleşmelerin tanzim edilebilmesi için herhangi bir tescil şartı aranmamaktadır. Türk Borçlar Kanunu 12.madde uyarınca hissedarlar sözleşmesi şekil serbestisine tabidir.

TBK’da yer alan ver sadece hissedarlar sözleşmesi için değil tüm sözleşmeler için geçerli olan geçerlilik koşulları düzenlenmiştir. Bu konuda yol gösterici olan madde metni 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 27.maddesidir. Ayrıca, bu tür sözleşmelerde taraf sınırlandırması bulunmamakta ve pay sahiplerinin tümünün taraf olması da beklenmemektedir.

Sonuç

Sonuç olarak belirtmemiz gerekir ki, startup için önemli olan coğrafi sınırları aşarak mevcut bir soruna çözüm bulma ve hedef belirleyerek bu çözümü hayata geçirebilme çabasıdır. Söz konusu şirketin büyütülmesi, değerinin arttırılabilmesi ve iç ilişkiler ile şirket-hissedar arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi startup için hayati önem arz eder.

Bu yolda startupların iş modelleri ve şirketteki hissedarların sayısı değişkenlik gösterebilmektedir. Yeni giren ortağın durumu, çıkan ortağın yükümlülükleri bu sözleşme kapsamında belirlenebilmekte ve böylece hissedarlar ve yatırımcılar için hak ve yükümlülükler belirlenerek riskler minimize edilmektedir.

Start-Up Hukuku alanındaki tüm yazılarımız için bağlantıya tıklayınız.

Hukuk ve Bilişim Dergisi’nin 11. Sayısı’nı bağlantıdan okuyabilirsiniz.