Telif Haklarının İhlalinde Cezai Sorumluluk

Okuma Süresi: 2 Dakika

Telif Haklarının İhlalinde Cezai Sorumluluk

Giriş (Telif Hakları)

Telif hakkı, eser sahibinin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında eser niteliği taşıyan bir fikri ürünü meydana getirmesiyle birlikte yine aynı kanun tarafından koruma altına alınmasını sağlayan bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır. Telif hakkı korumasından yararlanmak için herhangi bir tescil aranmamaktadır zira eser niteliğini taşıyan ürünün meydana gelmesiyle birlikte eser sahibi maddi ve manevi hakları kazanacaktır. Bu hakların korunmasının maddi görünümü telif hakkı ile sağlanacaktır.(telif haklarının ihlalinde cezai sorumluluk)

Eser sahibinin sahip olduğu haklar FSEK’te sayma yoluyla incelenmiştir. Bu hakların ihlali halinde hak sahibinin hukuk ve gerektiğinde ceza davaları açarak kanun himayesinde koruması sağlanmıştır. Bu yazımızda ceza davalarına ilişkin incelemede bulunulacaktır.

Ceza Davaları

Günümüzde telif hakkı ihlalleri farklı şekillerde gerçekleşebilmektedir. Bu ihlaller Kanunun herhangi bir maddesinin ihlal edilmesi suretiyle olabileceği gibi, cezai hükümler içeren FSEK’in 71, 72 ve 81’inci maddelerine uyulmaması, bunların ihlal edilmesi şeklinde de gerçekleşebilmektedir. İhlali söz konusu olan haklar maddi ve manevi olarak iki kategoriye ayrılır. Mali haklar eser sahibine, eserinden ekonomik yönden yararlanma, bunun şeklini tayin etme ve üçüncü kişilerin eserden haksız faydalanmalarına engel olma yetkilerini bahşeder. Manevi haklar ise eser ile onu meydana getiren arasındaki şahsi ilişkiden kaynaklanan yetkilerdir. Mali haklar üzerinde eser sahibinin tasarruf yetkisi bulunurken manevi haklar için bu durum söz konusu değildir.

FSEK’in 71’inci maddesi kapsamında, manevi haklara karşı işlenen suçlar, bir eseri eser sahibinden izin almadan değiştirme suçu (FSEK md.71/1-1), esere veya çoğaltılmış nüshalarına izinsiz olarak kendi isminin konulması suçu (FSEK md. 71/1-2), bir eserden kaynak göstermeksizin iktibasta bulunma suçu (FSEK md.71/1-3), izinsiz olarak alenileşmemiş bir eseri kamuya duyurma suçu (FSEK md.71/1-4), eserle ilgili yanlış, yetersiz ya da aldatıcı mahiyette kaynak gösterme suçu (FSEK md. 71/1-5), eseri tanınmış birinin adını kullanarak çoğaltma, dağıtma, yayma ve yayımlama suçu (FSEK md.71/1-6) olarak sayılabilir.[1]

Bu suçlara ilişkin sovuşturma ve kovuşturma hak sahibinin şikayetine bağlıdır. Bir şikayetin geçerli olabilmesi için eser üzerinde hak sahibi olan kişilerin veya üyesi oldukları meslek birliklerinin, bu haklarını kanıtlayan belgeleri de sunması zorunludur. Bu belgelerin şikayet süresi içerisinde verilmemesi halinde Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kovuşturmaya yer yok kararı verilir. Mevzuatımız uyarınca, şikayete hakkı olan kişiler şu şekilde sıralanabilir;[2]

Hakları tecavüze uğrayan kimseler,

Milli Eğitim Bakanlığı,

Kültür ve Turizm Bakanlığı

Basın Yayın Genel Müdürlüğü

Türk Basınını Temsil Eden Kuruluşlar

Meslek Birlikleri

Geçerli kişiler tarafından yapılan şikayet sonrası savcılık tarafından eserin korunmasına yönelik tedbirler alınır. Şikâyet üzerine Cumhuriyet savcısı suç konusu eşya ile ilgili olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre elkoyma koruma tedbirinin alınmasına ilişkin gerekli işlemleri yapar. Cumhuriyet savcısı ayrıca, gerek görmesi hâlinde, hukuka aykırı olarak çoğaltıldığı iddia edilen eserlerin çoğaltılmasıyla sınırlı olarak faaliyetin durdurulmasına karar verebilir.

Fikri mülkiyet hukuku alanındaki tüm Blog yazılarımız için bağlantıya tıklayınız.

Hukuk  ve Bilişim Dergisi’nin Yeni Sayı’sını bağlantıdan okuyabilirsiniz.

Yazar: Şevval ÇINAR

[1] Turan, Metin Yılmaz, Bülent, Türkiye’de Telif Hakkı İhlalleri, Bilgi Dünyası, 2014, s.61

[2] https://kulacoglu.av.tr/fikri-hak-ihlali-ceza-davasi/