Uzay Atıkları Sorunu

Okuma Süresi: 9 Dakika

Uzay Atıkları Sorunu

Giriş

Uzay atıkları, aktif olmayan uzay araçları veya onlardan ayrılan parçalardan oluşmaktadır. Uzay atıkları, ülkelerin uzaydaki faaliyetlerini ve uzayda sürdürülebilirliği tehdit etmektedir. Gerek uzay faaliyetlerinde bulunan şirketlerin gerekse ülkelerin uzay atıklarının önlenmesinde ve atıkların artmaması konusunda ülkelerin önlem almaları önem arz etmektedir.

Bu çalışmada sizlere ilk olarak uzay cisminin ve uzay atıklarının ne olduğunu, ardından hukuki düzenlemeler ve bu düzenlemelerin yaptırımların neler olduğunu ve sonunda çözüm önerimizi sizlerle paylaşacağız.

Uzay Cismi Nedir?

Uzay cismi; insanlar tarafından yapılan, uzaya fırlatılan veya fırlatılma girişiminde bulunulan, özellikle Dünya atmosferi dışında uzayda çalışılmak üzere tasarlanmış araç ya da makinedir. Sorumluluk Sözleşmesi 1. maddesi d bendine göre; ‘Uzay Cismi’ terimi bir uzay cismini meydana getiren kısımlarla fırlatma aracı ve onu oluşturan kısımları da içerir. 1975 Tarihli Uzaya Fırlatılan Cisimlerin Tescili Sözleşmesi 1.maddesi b bendine göre; ‘Uzay Cismi’ bir uzay cisminin parçaları olduğu kadar onu gönderen uzay aracı ve onun parçalarını da kapsar.

Uzay Atıkları Nedir?

Uluslararası Hukuk Derneği tarafından Buenos Aires’te alınan kararla tanımlanmıştır. Karar uyarınca uzay atıkları; aktif ve kullanım dahilinde olan uyduların haricinde, yakın gelecekte durumlarında bir değişme mümkün olmayan insan yapımı nesneler şeklinde tanımlanmıştır. Ayrıca uzay atıkları; insan tarafından yapılmış artık, faydalı bir amaca hizmet etmeyen yörüngedeki herhangi bir cisim olarak da tanımlanmaktadır.

Uzay enkazı hem doğal meteoroid hem de yapay (insan yapımı) yörünge enkazını kapsar. Meteoroidler güneş etrafında yörüngedeyken, yapay enkazların çoğu Dünya’nın yörüngesindedir. Yörünge enkazı, artık yararlı bir amaca hizmet etmeyen, Dünya çevresinde yörüngede bulunan insan yapımı herhangi bir nesnedir. Bu tür enkaz, işlevsiz uzay aracını, terk edilmiş fırlatma aracı aşamalarını, görevle ilgili enkazı ve parçalanma enkazını içerir.

1996’da bir Fransız uydusu, 1986 yılında patlayan bir Fransız roketinin enkazıyla vuruldu ve hasar gördü. 10 Şubat 2009′ da pasif durumdaki bir Rus uzay aracı, aktif durumdaki bir ABD Iridium ticari uzay aracıyla çarpıştı ve onu yok etti. Çarpışma, uzay çöplüğü envanterine 2.300’den fazla büyük, izlenebilir enkaz ve daha birçok küçük enkaz ekledi. Çin’in eski bir hava uydusunu yok etmek için bir füze kullanan 2007 uydu karşıtı testi, enkaz sorununa 3.500’den fazla büyük, izlenebilir enkaz ve daha birçok küçük enkaz ekledi.

Uzay Atıklarının Uluslararası Sözleşmelerdeki Yeri

Uzay hukukunu oluşturan 5 temel sözleşmeye baktığımızda uzay atıklarının tanımı yapılmamıştır. Ancak bu sözleşmeler arasından bize Sorumluluk Sözleşmesi yardımcı olmaktadır zira bu sözleşme uzay enkazlarından doğan sorumluluğu düzenlemektedir.

Anlaşmalara baktığımızda hiçbirinde uzay atıklarından ve uzay atıklarının doğurduğu sorunlardan bahsedilmemiştir. Bu da uzay faaliyetleri yürüten devletlere ve şirketlere uzayda serbestçe hareket etme imkânı sağlamıştır ancak bu serbestlik yapılan ve yapılması planlanan uzay faaliyetlerini uzay enkazlarıyla karşı karşıya getirmektedir.

NASA’nın 2021 yılında yayınladığı bir habere göre 27.000’den fazla yörünge enkazı ve uzay atığı, Savunma Bakanlığı’nın küresel Uzay Gözetleme Ağı (SSN) sensörleri tarafından izleniyor. Çok daha fazla enkaz -takip edilemeyecek kadar küçük, ancak insan uzay uçuşlarını ve robotik görevleri tehdit edecek kadar büyük- Dünya’ya yakın uzay yörüngesinde var. Hem enkaz hem de uzay aracı son derece yüksek hızlarda (Alçak Dünya yörüngesinde yaklaşık 15.700 mil / saat) seyahat ettiğinden, küçük bir yörünge enkazının bir uzay aracıyla çarpması bile büyük problemler yaratabilir.

ESA 2022 Uzay Çevresi Raporu’nda 30.000’den fazla uzay enkazı tespit ettiğini açıkladı. Bu rakamın devam ettiğini de Raporu’nda vurguladı. 2021 yılından bu yana yaklaşık 3.000 adet uzay enkazı artışı gözlemlenmiş.

Uzay Atıkları Sorununa İlişkin Hukuki Gelişmeler

1. Uluslararası Düzenlemeler

Uzay atıklarının önlenmesi açısından uluslararası anlamda olan ancak bağlayıcılığı olmayan, tavsiye niteliğinde düzenlemeler bulunmaktadır:

a) ESA Konseyi tarafından 1989 yılında alınan karara göre;

1) Uzay atığı oluşumunun asgari düzeye indirilmesi,

2) Riskin insanlı uzay uçuşları için azaltılması,

3) Uzay araçlarının Dünya’ya geri girişinin yer yüzünde yaratacağı risklerin azaltılması,

4) Yer sabit yörünge uydusu (Geostationary Satellites) için riskin azaltılması.

4 temel karar alınmış ve NASA da bu 4 temel kurala göre kendi programını oluşturmuştur. Akabinde 1993 yılında Uluslararası Uzay Atığı Koordinasyon Komitesi (IADC) kurulmuştur.

b) Birleşmiş Milletler Uzayın Barışçıl Amaçlarla Kullanımı Komitesi’nin (UNCOPUOS) Bilim ve Teknik Alt Komitesi 31. oturumunda ilk kez uzay atıkları ile ilgili bir gündemi öncelikli olarak ele almaya karar verdi. Bir yıl sonra da UNCOPUOS uzay atıklarının ölçümü, matematiksel modellemesi, uzay atıklarının risklerinin bertaraf edilmesi, uzay araçlarının uzay atıklarına karşı korunacak şekilde tasarlanması gibi konulara odaklanmaya karar verdi.

c) Aynı yıl NASA da ilk yörünge atıklarını azaltmaya yönelik olarak bir kılavuz düzenledi. NASA’nın 1995 yılında hazırlamış olduğu Uzay Atıklarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirme Prosedürleri ve İlkeleri uyarınca görev tamamlanmasını takiben bordadaki enerji kaynaklarının tüketilmesi, görev tamamlandıktan sonra yörüngedeki ömrün 25 yıl ile sınırlandırılması ya da mezar yörüngesine gönderilmesi, atığın normal uzay faaliyetlerinin doğal sonucu olarak oluşmasının sağlanması, yörüngedeki mevcut atıklar veya göktaşları ile etkileşim neticelerinin en aza indirilmesi, görev sonrası Dünya’ya geri giren uzay sistemi parçalarının oluşturabileceği riskin en aza indirilmesi hususları düzenlendi.d) Uluslararası Standartlar Enstitüsü (ISO) tarafından alınan standartlar;

1)ISO 24113, Uzay Sistemleri – Uzay Atıklarının Azaltılması Gereklilikleri. (Yayım tarihi: 1. Basım 2010, 2. Basım 2011, 3. Basım hazırlanıyor) İnsansız sistemlerin tüm unsurları için tatbik edilebilecek olan gereklilikleri içerir. Yörüngedeki süresi boyunca uzay aracının ve fırlatma aracının atık oluşturmayacak şekilde olması ve bu sayede uzay atıklarının azaltılması amacıyla düzenlenmiştir. Uzay atıkları ile ilgili en temel ISO standardıdır.

2)ISO 23312, Uzay Sistemleri – Detaylı olarak uzay araçları için uzay atıklarının azaltılması gereklilikleri. (Yayım tarihi: 1. Baskı – hazırlanıyor) ISO 24113’ün uzay araçları ile ilgili kısımlarına uyulmasını destekleyici mahiyettedir. Uzay araçları ile ilgili kapsamlı düzenlemeler yapılacaktır.

3)ISO 20893, Uzay Sistemleri – Detaylı olarak fırlatma aracının yörünge aşamaları için uzay atıklarının azaltılması gereklilikleri.

4)ISO 11227, Uzay Sistemleri – Hiper hız etkisiyle uzay aracı maddelerinin püskürmesinin değerlendirilmesi için test usulleri (Yayım tarihi: 1. Basım: 2012, 1. Değişiklik – hazırlanıyor). Elde edilebilecek olan veriler; özellikle uzay aracının dış yüzeyine uygun malzeme seçilmesi için karar aşamasında önem arz edecektir.

5)ISO 14200, Uzay ortamı (doğal ve yapay) – Meteoroidlerin ve uzay atıklarının çevresel modellerinin (yörünge irtifası GEO + 2000 km’den düşük) süreç bazlı tatbiki kılavuzu (Yayım tarihi: 1. Bası -2012)

6)ISO 16126, Uzay sistemleri – Görev sonrası başarılı bir şekilde imhanın kesin olarak gerçekleşebilmesi için, insansız uzay aracının uzay atıkları ve meteoroid etkilerine karşı hayatta kalınabilirliğin değerlendirilmesi (Yayım tarihi: 1. Bası 2014)

7)ISO 27852, Uzay sistemleri – Yörünge ömrünün tahmini. (Yayım tarihi: 1. Basım – 2011; 2. Basım -2016). Buradaki standartlar ayrıca ISO 24113’ün LEO bölgesinde görev sonrası imha ile ilgili maddelere uyulmasını destekler mahiyettedir.

8)ISO 27875, Uzay sistemleri – İnsansız uzay araçları ve fırlatma aracının yörünge aşamaları için geri girişteki risk yönetimi (Yayım tarihi: 1. Bası -2010; Tadil 1- 2016; 2. Bası – hazırlanıyor.)

9)ISO / TR 16158, Uzay sistemleri – Yörüngedeki cisimlerin çarpışmasının önlenmesi: En iyi uygulamalar, veri gereklilikleri ve operasyonel konseptler. (Yayım tarihi: 1. Bası-2013; 2.bası – hazırlanıyor)

10)ISO /TR 18146, Uzay sistemleri – Uzay araçları için uzay atıklarının azaltılması dizaynı ve operasyonu kılavuzu. (Yayım tarihi: 1. Bası 2015)

11)ISO / TR 20590, Uzay sistemleri – Fırlatma aracının yörünge aşamaları için uzay atıklarının azaltılması dizaynı ve operasyonu kılavuzu. (Yayım tarihi: 1. Bası 2017)

12)ISO 13541, Uzay veri ve bilgi transferi sistemleri – Vaziyet veri mesajları. (Yayım tarihi: 1. Bası -2010; 2. Bası – hazırlanıyor)

13)ISO 26900, Uzay veri ve bilgi transfer sistemleri – Yörünge veri mesajları. (Yayım tarihi: 1. Bası 2012; 2. Bası –hazırlanıyor) Bu veri paylaşımları çarpmanın önlenmesi, uzay trafiğinin yönetimi gibi konularda önem arz ediyor.

14)ISO 13526, Uzay veri ve bilgi transfer sistemleri – Veri mesajının takip edilmesi. (Yayım tarihi: 1. Bası – 2010; 2. Bası –hazırlanıyor)

15)ISO 19389, Uzay veri ve bilgi transfer sistemleri – Kavuşum veri mesajı. Bu veri paylaşımları uydu sahiplerine / operatörlerine zamanında çarpışmadan kaçınılabilmesi için kritik bilgiler verilmesini sağlar.

e) Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 22 Aralık 2007 tarihli ve 62/217 sayılı kararı ile de ülkelerin ulusal düzenlemelerinde de bunlara uyumlu olunması teşvik edildi. Bu teşviklere baktığımızda;

1) Normal operasyon sırasında ortaya çıkan atığın sınırlandırılması: Uzay sistemlerinin normal işlemleri sırasında asgari atık bırakacak şekilde tasarımı yapılmalıdır.

2) Operasyon sırasında kopma ve parçalanma olasılığının en aza indirilmesi ve eğer bu mümkün değilse kopma halinde imha ve pasifizasyon önlemlerinin planlanması.

3) Yörüngedeki kaza çarpma olasılığının sınırlandırılması: Uzay araçlarının ve fırlatma araçlarının tasarımında bilinen objelerle fırlatma ve yörüngedeki zamanında çarpışma ihtimalini hesaplayarak bunu sınırlamalı.

4) Kasti imhadan veya diğer zararlı aktivitelerden kaçınma: Yörüngedeki herhangi bir uzay aracının imhası uzun vadede yeni atık oluşumuna sebebiyet verecekse bundan kaçınılmalı.

5) Depolanmış enerjiden kaynaklı görev sonrası kopmaların asgariye indirilmesi: Kullanım ömrünü yitirmiş olan uzay araçlarının pasivize edilmesi gerekir, bunun için de her nevi depolanmış enerjinin tahliyesi gerekir.

6) Görevini tamamladıktan sonra uzay aracının ve fırlatma aracının LEO bölgesinde uzun süreli kalmasının sınırlanması: LEO’ dan objelerin temizlenmesi esnasında söz konusu atıkların Dünya’ya ulaşması ihtimali hesaplanarak kişilere veya mülklere zehirli atıklardan kaynaklı çevre kirliliği de dahil olmak üzere zarar vermemesi için gerekli özen gösterilmeli.

7) Uzay aracının ve fırlatma cihazının uzun vadede görevini tamamladıktan sonra GEO’ da etkisinin sınırlandırılması: GEO bölgesine yakın olan uzay cisimlerinin çarpışması riski söz konusu cisimlerin görevlerini tamamlamasını takiben GEO’ nun üzerindeki yörüngeye gönderilmesi ile azaltılabilir. Bu sayede GEO bölgesi ile etkileşimde bulunmaları veya GEO’ ya dönmeleri engellenir.

f) 17 Aralık 2010’da onaylanan ITU-R S.1003-2 (12/2010) sayılı tavsiye uyarınca;

Tavsiye 1: Yörüngeye uydu yerleştirilirken GSO bölgesine mümkün olduğu kadar az atık salınımı olacaktır.

Tavsiye 2: Apojesi GSO irtifasında veya yakınında olan eliptik transfer yörüngelerindeki atıkların ömürlerinin kısaltılabilmesi için makul her türlü çaba sarf edilecektir.

Tavsiye 3: GEO uydusu ömrünün sonunda yakıtı tamamen tükenmeden GSO bölgesinden taşınmalıdır şöyle ki; yörüngesindeki doğal bozucu kuvvetlerin tesirinde yerberisi GEO irtifasından 200 k.m. den daha az olmayan bir yörüngede kalacaktır.

Tavsiye 4: Mezar yörüngeye nakil aktif uydularla radyo frekansı karışması olmasından kaçınılması için özel özen gösterilerek gerçekleştirilecektir.

Halen yürürlükte olan ITU-R 2.1003.2 no.lu bu tavsiye Uluslararası Telekomünikasyon Birliği üyesi devletler için geçerlidir ve GSO’ daki uyduların operasyonları ile ilgilidir ancak ITU Radyokomünikasyon Genel Kurulu’nun tavsiyesi olması dolayısıyla hukuken bağlayıcı değildir.

g) ESA da Avrupa Uzay Atıklarının Azaltılması İçin Davranış Kuralları, IADC’nin ve B.M.’in uzay atıklarının azaltılması ile ilgili kılavuzlarına da atıfta bulunarak bir düzenleme yapmıştır. Avrupa Uzay Ajansı Genel Müdürü’nün idari talimatı olan “Ajans Projelerinde Uzay Atıklarının Azaltılması Politikası” 28 Mart 2014’te yürürlüğe girdi. Söz konusu talimat ile Uzay Standardizasyonu Üzerine Avrupa Koordinasyonu (ECSS) tarafından 2012’de oluşturulan ECSS-U-AS-10C standardı Ajans projeleri için uzay atıklarının azaltılması ile ilgili teknik gereklilikler konusunda ESA standardı olarak kabul edildi.

2. Ulusal Düzenlemeler

Bazı ülkeler iç hukuklarıyla söz konusu uzay atıklarını önleme kuralları getirmiştir ve iç hukuklarıyla bu sorunu önlemeye çalışmışlardır. Söz konusu ülkeler arasında en dikkat çekici düzenlemeler yapan Almanya, Danimarka, Avusturalya, ABD ve Fransa’dır. Bu ülkeler gerek devlet organlarının gerek uzay şirketlerinin uzay faaliyetlerine başlamadan önce teknolojilerinin uzay çöplerini engelleme kılavuzuna uygun olarak oluşturulması zorunluluğunu ön şart olarak uyguluyorlar. IEDC’ ye göre alçak dünya yörüngesine fırlatılan uyduların görevlerinin bitişlerinden itibaren 25 yıl içerisinde Dünya’ya geri dönmesini tavsiye ediyor. Bazı ülkeler de bunu iç hukuklarında zorunlu tutuyor.

Danimarka’da Ulusal Uzay Faaliyetleri Kanunu var ve Danimarka uzay faaliyetlerine girmek isteyen özel şirketlerin uzay atıkları sorununu önleyici tedbirleri aldığını kanıtlamalarını istiyor.

Fransa’da 2008 yılında kabul edilen Uzay Kanunu var. Uzay faaliyetlerine ilişkin izinler Fransa Uzay Bakanlığı’nın belirli denetimleri sonucunda veriliyor. Bunlar halk sağlığı, uzay çöplerini engelleyici gibi tedbirlerin alındığına yönelik araştırmalar yapılıyor ve bu araştırmalar sonucunda gerekli izinler verilip uzay faaliyetleri başlatılıyor. Bu izinler sonrasında faaliyete başlayıp artık aktif olarak görev yapmayan uzay araçlarının ya 25 yıl içinde dünya atmosferine geri dönmesi ya da diğer uzay araçlarına tehdit oluşturmayacak şekilde daha yüksek ve başka bir yörüngeye yerleştirilmesi kural altına alınmıştır.

ABD’de Yörüngelerin Sürdürülebilirliği Kanunu senatoda, daha yürürlüğe girmedi. Kanunda öngörülen kural alçak dünya yörüngelerine fırlatılan uzay araçları için genel geçer kural olan 25 yıllık süreyi 5 yıla indiriyor. Standart uygulamaları aslına daha da sıkılaştırıyor. Büyük uydu konstellasyonları için ise 1 yıla kadar indirmeye hazırlanıyor.

Uzay Atıklarının Hukuki Statüsü

Uzay atıklarının hukuki rejimi öğretide tartışmalıdır. Uzay atıklarının hukuki rejimini bilmemiz için öncelikle şu soruya cevap vermemiz gerekir: Uzay atıkları bir uzay aracı mıdır? Uzay atıkları bir uzay aracıdır diyebiliyorsak Sorumluluk Sözleşmesi uygulama alanı bulur. Öğretide yaygın görüş uzay atıkları fonksiyonel olarak çalışmasa da uzay aracı olduğunun yönündedir.

Hukuki rejimin tespiti sadece uzay atıklarından doğan zararların tazmini açısından değil, aynı zamanda tescil devletinin münhasır egemenliği, yargı yetkisi bakımından da önemlidir. Zira Sorumluluk Sözleşmesi kapsamında ‘aktif faaliyette bulunmasa da uzay aracı sayılır’ görüşünü kabul ediyorsak bu durumda tescil devletinin izni olmadan uzay atıklarının toplanması mümkün olmayacaktır. Çünkü münhasıran egemen olan bir tescil devleti vardır ve tescil devletinin yetkilerini hiçe saymak mümkün değildir.

Uzay Atıklarından Doğan Sorumluluk Kime ait?

72 sorumluluk konvansiyonu uzay faaliyetlerinden meydana gelen zararlardan doğan sorumluluğu düzenlemektedir. Taraflar devletlerdir. Sorumluluk da fırlatan devlete ait olmaktadır. Bir uzay aracını fırlatan ya da fırlatılması için toprağını veren ya da tesisini kullandırtan devlet fırlatan devlet olarak sayılıyor ve sorumlu olarak sayılmaktadır.

Sorumluluk 2’ye ayrılıyor. Birincisi; uzay faaliyeti nedeniyle dünya üzerinde ya da uçma halinde olan uzay aracına zarar verirse mutlak sorumluluğu oluyor ve bu zararı tazmin etme konusunda kaçınabilecekleri herhangi bir durum söz konusu olmamaktadır. Bu devlet tazmin etmekle yükümlüdür. Ancak istisnası zarara uğrayanın ağır ihmali olduğu halidir. İkincisi; kusur sorumluluğudur. Uzay faaliyeti nedeniyle zarar uzayda oluşuyorsa, zarar gören hatalı ve kusurlu hareketimi ispat edebiliyorsa sorumlu tutulabilmektedir.

Kusurun tespit edilmesi ve tazminat sorumluluğu hususu da zordur. Fırlatan devleti sorumlu tutmak için 2 durum söz konusudur. Eğer zarar dünya üzerinde olduysa mutlaka zararla tazmin etmekle yükümlüdür. Ama uzayda oluyorsa bu sefer kusurunun olduğunun ispatı gerekmektedir.

Uzay araçları, 1975 tarihli Tescil Sözleşmesine uygun olarak BM’ye tescil edilmişse o zaman kim sorumlu kim alacaklı kim zarara uğramış bu sorunların tespiti kolayca yapılabilir. Tescil vasıtasıyla fırlatan devlet sorumlu devlet olacaktır ve tespiti de kolay olduğu için bu durumda zararın tazmini de mümkün olacaktır. Ancak tescil edilmemişse bu durumda fırlatan devletin tespiti büyük bir sorun haline gelecektir.

Sonuç ve Çözüm Önerim

1)Devletler, bünyesinde yürüttüğü uzay faaliyetlerine ilişkin girişimleri ve ülkelerine gelen uzay şirketlerini uzay atıkları sorunu hakkında sıkı bir denetime sokmalı ve uluslararası kuruluşların tavsiye niteliği taşıyan ilkelerine uygunluğu aktif olarak denetlemeli.

2)Uzay Hukuku alanında ulusal anlamda olmasa da uluslararası kurumlar tarafından denetiminin yapılabileceği bir uzay anlaşması yapılmalı ve denetiminin sıkı bir şekilde yapıldığı bir kurum kurulmalı.

3)Yapılabilecek ulusal ve uluslararası sözleşmeler ve kanunlar içinde uzay çevre kanunu, uzay ceza kanunu, uzay tazminat kanunu vb. alt bölümler oluşturulmalı.

4)Caydırıcılığın arttırılması için de uzayda faaliyet göstermek isteyen devletlerin öncelikle anlaşmaya taraf ve ülkelerinde yayınlamış olmaları şartı aranmalıdır.

5)Uzay atıklarının hukuki statüsünde her ne kadar baskın görüş ‘Aktif olmasa da uzay aracı sayılır, bu yüzden münhasıran egemenlik yetkisine sahip devletin izni olmadan toplanamaz, egemenliği ihlal edilemez.’ yönündeyse de kanaatimce aktif durumda olmayan bu uzay araçlarının toplanması tescil devlete zorlandırılmalı veya uzay faaliyetlerinin sürdürülebilirliği ilkesi açısından diğer devletlerce tehlike arz etmesi nedeniyle toplatılmasına izin verilmeli. Aksi halde uzay faaliyetleri risk altına girecek, devletlerin siyasi yarışlarından dolayı uzayın sürdürülebilirliğine müdahale edebilme olanağı oluşabilecektir.

Çalışmada ifade ettiğimiz üzere uzay atıkları sorunu uzay faaliyetleri ve uzayın sürdürülebilirliği, günlük hayatta kullandığımız teknolojik aletlerin işlerliğinin kaybedilmemesi açısından bir hayli önem taşımaktadır. Dolayısıyla ülkeler ve kurumlar olarak bu sorunu ele almalı ve daha dikkatli olmak zorundayız.

Uzay Hukuku alanındaki tüm yazıları bağlantıdan okuyabilirsiniz.

Hukuk ve Bilişim Dergisi’nin Yeni Sayı’sını okumak için bağlantıya tıklayınız.

Kaynakça

  • Merve Erdem Burger, «Uzayın ve Uzay Faaliyetlerinin Hukuki Rejimi», Savaş Yayınları, 2014.
  • Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 22 Aralık 2007 tarihli ve 62/217 sayılı kararı ile de ülkelerin ulusal düzenlemelerinde de bunlara uyumlu olunması teşvik edildi.
  • https://www.spacemagturkiye.com/biliyor-musun/uzay-atiklari-sorunu-uzay-hukukcusu-nazli-can-yaziyor/
  • https://www.spacemagturkiye.com/biliyor-musun/uzay-atiklari-sorunu-2-yedi-maddede-uzay-copu-kilavuzu/
  • https://www.spacemagturkiye.com/biliyor-musun/uzay-atiklari-sorunu-3-itunun-kokeni-osmanliya-dayanir/
  • https://orbitaldebris.jsc.nasa.gov/protection/
  • https://www.esa.int/Space_Safety/Space_Debris/ESA_s_Space_Environment_Report_2022
  • https://www.esa.int/Space_Safety/Space_Debris/About_space_debris