Yapay Zeka ile Üretilen Eserlerde Hak Sahipliği

Okuma Süresi: 4 Dakika

Yapay Zeka ile Üretilen Eserlerde Hak Sahipliği

1.      Yapay Zeka ve Türleri

Yapay zeka kavramı ilk defa Dartmouth Koleji’nde düzenlenen bir yaz araştırma projesi kapsamında John McCarthy tarafından ortaya atılmıştır (Karaca-Karataş 2022: 18-19; Kaynak Balta 2021: 63). Yapay zeka kavramını tanımlayacak olursak yapay zeka, insan beynine özgü olan algılama, muhakeme etme, öğrenme, etkileşim ve benzeri işlemler yapabilecek şekilde geliştirilen yazılım veya makinadır (Ergen 2019: 3). 2018 yılında Avrupa Birliğinin yayınladığı Avrupa için Yapay Zeka Raporunda ilk kez AB seviyesinde bir tanım yapılmış olup yapılan tanıma göre, yapay zeka, “belirli hedeflere ulaşmak için çevrelerini analiz ederek ve belirli bir dereceye kadar özerklikle eylemlerde bulunarak akıllı davranış sergileyen sistemler” olarak ifade edilebilir. Daha sonra revize edilen tanımda ise yapay zeka, “karmaşık bir hedef verildiğinde; çevreyi veri toplama yoluyla algılayıp, toplanan verileri yorumlayarak, muhakeme yoluyla fiziksel veya dijital boyutta faaliyet gösteren ve bu verilerden elde edilen bilgilerin işlenmesiyle, hedefe ulaşmak için yapılabilecek en iyi eylemlere karar veren insanlar tarafından tasarlanmış yazılım” olarak tanımlanmıştır (Bayandır 2022: 10-11). Bu alanda yapay zeka bakımından bir tanım birliği bulunmamakla birlikte ortak kabul edilen unsurlara bakacak olursak insanlara özgü bilişsel faaliyetlerin taklidi ve bu suretle etrafını anlamlandırarak bir anlam çıkarmak suretiyle etkileşime giren sistemden bahsetmek yanlış olmayacaktır. Şunu da belirtmek gerekir ki, yapay zeka ile robot kavramını karıştırmamak gerekmektedir, yapay zekanın sadece yazılımsal düzeyde kalması mümkün olup bir cisme bürünmesi zorunlu değildir (Kaynak Balta 2021: 63-65).

Ayrım yapmak gerekirse, yapay zekayı güçlü yapay zeka ve zayıf yapay zeka olarak temel bir ayrıma tabi tutabiliriz. Zayıf yapay zeka, sadece üretildikleri kodlar kapsamında programlandıkları faaliyetleri gerçekleştirebilirken kendiliğinden öğrenme yeteneğine sahip olup etrafı anlamlandırarak otonom hareketler sergileyebilen yapay zeka ise güçlü yapay zekadır. Bu bakımdan güçlü yapay zekanın zayıf yapay zekadan farkı, otonom olarak çalışabilmek, eylem ve hareketlerini seçebilecek iradeye sahip olma, kendi tarafından belirlenen hedefe uygun olarak yine kendiliğinden hareket edebilme ve bu süreçte öğrendiklerinden ders çıkararak kendini geliştirme yeteneğine sahip olmak olarak örneklendirebiliriz (Bayındır 2022: 13-14; Doğan 2022; 31-35; Kaynak Balta 2021: 64-65).

2.      Yapay Zekanın Eser Üretmesi: Dall-E örneği

Yapay zeka, hayatımızın her alanına girmekle beraber çeşitli eserler üretme konusunda da kendini geliştirmiştir. Günümüzde yapay zeka ile resim (Dall-E), müzik (Jukebox; Annie), hikaye/roman (Rytr), şiir(Annie) ,çizgi roman (GPT-3+Dall-E) vs. eserler üretmek mümkündür. Bu eserler FSEK kapsamında korunan eserler olup üretilmesi durumunda mülkiyet sorunlarına neden olmaktadır. Bu bakımdan kısaca Dall-E’e değindikten sonra yapay zekanın ürettiği eserlerin mülkiyeti üzerinde tartışılacaktır.

Dall-E, yapay zeka teknolojisi kullanarak sisteme girdi olarak girilen kelime veya cümleden çeşitli resimler üreten bir yazılımdır. Open AI kuruluşunun bir girişimi olan bu yapay zeka, üreticiliği yüksek eserler ürettiği aşikardır. NFT’lerin hayatımıza girmesiyle bu çalışmaların kimin mülkiyetinde olduğu merak edilen bir soru olmuştur. Deneme hariç sitede eser üretmek ücretlidir ve üretilen tüm eserler şirket politikası gereğince eseri üretmek için eseri tanımlayan girdiyi (kelime veya cümleyi) sisteme giriş yapan kişinin mülkiyetindedir. Eseri sahibi, üretilen eseri hiçbir kısıtlama olmadan her türlü ticari işlemde kullanabilmektedir.

3.      Yapay Zekanın Eser Sahipliği

Yapay zekanın eser sahipliği konusunda ilk değinilmesi gereken yapay zekanın kişilik tartışması olmakla beraber konudan sapmamak amacıyla Türk hukukunda yapay zekaya kişilik tanınmadığını, dünyada tanınan bir ülke olmadığını, lakin bu alanda hem Avrupa Birliği nezdinde hem de birçok gelişmiş ülkede bu alanda çeşitli çalışmalar yapıldığını belirtmekle yetinilecektir.

5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 1/B maddesinde eser sahibini ve eseri tanımlamıştır. İlgili maddeye göre eser, “sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri”, eser sahibi ise “eseri meydana getiren kişidir”. Bu tanımlamada ilk dikkat çeken konu eser sahibi tanımındaki kişi ibaresidir. Türk hukukunda yalnızca gerçek kişiler ve belirli tüzel kişilere kişilik verildiğinden bu husus bakımından yapay zekanın eser sahipliği mümkün değildir.

Bir diğer tartışma konusu ise Türk hukukunda bir eser olmanın unsurları üzerine olacaktır. FSEK kapsamında bir ürünün eser sayılabilmesi için yasada belirtilen gruplardan olan ilim-edebiyat, musiki, güzel sanat ve sinema gruplarından birine dahil olması (şekli şart), sahibinin hususiyetini taşıması (sübjektif şart), tasarrufa elverişli ve üçüncü kişilerce algılanabilir nitelikte olması (objektif şart) şartları sayılmakla beraber doktrinde bir insan tarafından oluşturulmuş olmak, fikri/estetik bir muhtevaya sahip olmak ve belirli üretme derecesini aşması gerektiği ifade edilmiştir (Öztan 2008: 81-81; Suluk-Karasu-Nal 2021: 38). Hususiyet kavramına geçmeden önce doktrinde yalnızca insan tarafından üretilen eserlerin FSEK kapsamında eser sayıldığı yapay zekanın eser sahipliğinin hiçbir şekilde kabul edilmediği söylemek yerinde olacaktır.

Doktrin görüşlerini ve kişilik tartışmasını bir kenara koyup salt olarak yasadaki tanıma odaklanacak olursak yapay zekanın ürettiği eserler yasada öngörülen gruplardan birince girdiği ve üçüncü kişilerce algılanabilir olduğu aşikarken tek tartışmalı konu sahibinin hususiyetini taşıma hususudur. Hususiyet, eserin koruma kapsamını belirlemekle birlikte eseri taklitlere karşı korur. Bu bakımdan eserlerle yığınsal üretim arasında farkı ortaya koyar. Bir eserde hususiyetten bahsedilebilmesi için o eserin oluşturulması sırasında şahsi özelliklerin ortaya çıkmasına imkan tanıyan bir oynama alanının varlığı şarttır (Öztan 2008: 81-82). Bu açıdan doktrindeki ciddi bir tartışma olup doktrindeki ağırlıklı görüş hususiyeti eser sahibinin bireyselliğine ve kişiliğine bağlayarak eserin sadece eser sahibinin kişisel çabası, kişisel yorumunu ve bilimsel erk, kabiliyet ve tefekkürü ile ortaya çıkabileceğini, otomatikleştirilmiş sistemlerde üreticiliğin mümkün olmadığını savunurken karşı görüş, yapay zeka sistemlerinin gelişerek kendiliğinden öğrenme yeteneğine sahip olduğundan zamanla üretkenlik kazanacağını savunmaktadır (Bayındır 2022: 32-33; Kaynak Balta 2021: 112-113; Tekinalp 2012: 104).

Sonuç

Netice itibariyle yapay zeka ve yapay zekanın eser üretmesi hususu maalesef Türk hukukunda kendine yer bulmamıştır. Yapay zekaların geliştiği bu çağda FSEK tarafından korunan neredeyse her eserin yapay zeka tarafından ustalıkla ortaya konduğunu söylemek yanlış olmayacaktır, lakin yapay zekanın kişiliği olmayışı, doktrinde eserin gerçek kişi tarafından üretilmesi zorunluluğu ve hususiyet konusundaki tartışmalar yapay zekanın ürettiği eserlerinin sahibinin ancak yapay zekayı üreten kişinin olabileceği sonucuna varıyoruz. Yapay zekanın ürettiği ürünün elbette yapay zeka yazılımının sahibi olarak adeta kendisi üreten eser sahibi gibi kişisel malvarlığınızdaki bir eser olarak konumlandırmak mümkündür.

Hukuk ve Bilişim Dergisi’nin Yeni Sayı’sını okumak için bağlantıya tıklayınız.

Yapay Zeka alanındaki tüm Blog yazılarımızı bağlantıdan okuyabilirsiniz.

Yazar: Kanan İBRAHİMLİ

Kaynakça

BAYINDIR, Anıl Sena (2022). Yapay Zeka Teknolojilerinin Ortaya Koyduğu Buluşların Patentlenebilirliği, Ankara: Yetkin Yayınları;

DOĞAN, Erdem (2022). Yapay Zekanın Hukuki Statüsü ve Sorumluluğu, Ankara: Seçkin Yayınları;

ERGEN, Mustafa (2022). “What is Artificial Intelligence? Technical Considerations and Future Perception”. The Anatolian Journal of Cardiology (22): 5-7;

KARACA, Uğur-KARATAŞ, Esra (2022). “Yapay Zeka Tarafından Meydana Getirilen Fikri Ürünlerin 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa Göre Korunması”, Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 1 (1):  17-50;

KAYNAK BALTA, Büşra (2021). Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Kapsamında Eser Kavramı ve Yapay Zeka Ürünleri, Ankara: Seçkin Yayınları;

TEKİNALP, Ünal (2012). Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul: Vedat Kitapçılık;

ÖZTAN, Fırat (2008). Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku, Ankara: Turhan Kitabevi;

SULUK, Cahit-KARASU Rauf-NAL Temel (2021). Fikri Mülkiyet Hukuku, Ankara: Seçkin Yayınları.

Dijital Kaynakça

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=COM%3A2018%3A237%3AFIN, [15.11.2022];

https://digital-strategy.ec.europa.eu/en/policies/expert-group-ai, [15.11.2022];

https://venturebeat.com/ai/who-owns-dall-e-images-legal-ai-experts-weigh-in/, [15.11.2022];

https://openai.com/blog/dall-e-now-available-in-beta/, [15.11.2022].