Yeni Yapay Zeka Kanun Teklifi

Okuma Süresi: 3 Dakika

Yeni Yapay Zeka Kanunu Teklifi

24/06/2024 tarihinde Türkiye’nin ilk yapay zeka kanun teklifi Meclis’e sunuldu. Dünyada da bazı ülkelerde Kanunlaştırmalarını yavaş yavaş gördüğümüz ve birkaç yıldır akademik çalışmalarının yapıldığı yapay zekanın hukuki boyutu, Ülkemizde de ilk defa Meclis’imize Kanun teklifi olarak sunuldu. Özellikle son 2 yıldır yapay zekadaki gelişmeleri de dikkate aldığımızda, gerekliliği çok yüksek olan bu Kanun’u yazımızda inceleyeceğiz. (yeni yapay zeka kanunu)

Yapay Zeka Kanunu Gerekçesi

İlk olarak Yapay zeka Kanun teklifi gerekçesine baktığımızda da yapay zekanın Ülkemizde etik, hukuki ve adil şekilde işlemesini sağlamak olduğu belirtilmiştir. Aynı zamanda regülasyon, yapay zeka sektörünün de doğru gelişmesini sağlayacaktır. Kanun gerekçesinde bu hususların ise denetimle mümkün olacağı belirtilerek Kanun’un genel amaçları belirtilmiştir.

Yapay Zeka Kanunu Genel Başlıkları Neler?

Yapay Zeka Kanun Teklifi 1. Maddesinde Kanun’un amacı da yapay zeka teknolojilerinin adil, etik ve güvenli şekilde kullanılması ve kişilerin hakları ve verilerinin korunması olduğu belirtilmiştir.

Yine Kanun’un 1. Maddesinde Kanun’un sektördeki gelişimini amaçladığı ve bireylerin kullanırken de daha güvende hissetmesinin hedeflendiği belirtilmiştir.

a.     Tanımlar

Kanun teklifi 2. Maddesinde ise tanımlar yapılmıştır. Tanımlar şu şekildedir:

Yapay Zeka: “İnsana benzer şekilde bilişsev işlevleri yerine getirme becerisine sahip öğrenme, problem çözme, mantık geliştirme, dil işleme ve algılama gibi yeteneklere sahip bilgisayar sistemlerini ifade eder.” Şeklinde tanımlanarak, aslında yapay zekanın en başta bilgisayar tabanlı olduğu, insana benzediği vurgulanmıştır. Bu ise kanımızca yapay zekanın en başta hukuksal rolünün çerçevesini çizme amacı taşımaktadır. Yine bunun yanında yapay zekanın bazı özellikleri vurgulanmıştır.

Sağlayıcı: “Yapay zeka sistemlerini üreten, geliştiren, pazarlayan gerçek yada tüzel kişiler” olarak “sağlayıcı”nın tanımı yapılmıştır. Bu ise dünya düzenlemelerine benzer ve amaca uygun olsa da, kanımca pazarlayanların yanında yatırımcıyı da belirten daha geniş tanım olması daha iyi olacaktı.

Dağıtıcı/Kullanıcı: “Yapay zekayı ticari amaçlarla dağıtan veya kullanan kişiler olarak” belirtilmiştir. Bu tanım ise yapay zekayı üreten ve kullananlar arasında ayrım yapıldığını ve hatta kendi amaçları için kullanan ve ticari amaçlarla kullananlar arasında da ayrım yapıldığını göstermektedir.

İthalatçı: “Yurtdışından yapay zeka sistemi getiren” kişiler olarak ifade edilmiştir.

Distribütör: “Yine yapay zeka sistemlerini pazarlayan ve satan kişiler” olarak ayrı bir tanım yapılmıştır.

Yapay Zeka Operatörleri: “Yukarıda tanımı yapılmış tüm süjeler ise yapay zeka operatörü” olarak Kanun teklifinde yer almıştır. Dünya düzenlemelerinde de gördüğümüz bu tabirin yerinde olduğunu söylemek mümkündür.

b.    Temel İlkeler

Kanun teklifi 3. Maddesinde yapay zeka sistemlerinin hem geliştirilmesinde, hem dağıtımında hem de kullanımında şu ilkelere uyulması gerektiği belirtilmiştir.:

Güvenlik: En başta yapay zeka sistemlerinden kimsenin zarar görmemesi temel ilkedir.

Şeffaflık: Yapay zeka sistemlerinde sistemin nasıl çalıştığına dair açık ve anlaşılır bilgiler sağlanmalıdır.

Bu ilke yerine olsa da, özellikle piyasada start-upların sistemleri geliştirirken ticari sır olabilecek kodları ve özel algoritmalarını ne şekilde açıklayabilecekleri burada tartışma konusu olacaktır.

Adillik: Yapay zeka sistemlerinin her durumda adil karar vermesi ve ayrımcılık yapmaması esas tutulmuştur.

Özellikle ABD’de siyahi kişilere daha farklı davranan yapay zeka sistemlerinin gözükmesi sonucu bu maddede ayrımcılığın vurgulanması bağlantılıdır.

Hesap verebilirlik: Yapay zeka sistemlerinden doğan zararlarda hesap verecek kişiler her halükarda belirlenmelidir.

Gerçekten de yapay zekanın meydana getirdiği zararlarda sorumluluk büyük sorundur. Bu ise yıllardır birçok akademik çalışmanın konusu olmuştur. Sorumluluk türlerinin de ileriki kanunlaştırmalarda belirleneceği açık olmakla birlikte, sorumluluğun vurgulanması yerindedir. Tabi ki bu Kanun’da da sorumluluk türünün belirlenmesi de iyi olacaktı. Bu konuda Hukuk ve Bilişim Dergisi’nde yayınlanan yazımıza bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Gizlilik: Yapay zeka sistemlerinde gizliliğe azami özen gösterilecektir.

c. Risk Yönetimi

  1. maddede Yapay zeka sistemleririnde dünyadaki düzenlemelerde ve doktrinde olduğu gibi risk derecelendirmeleri olacak ve yüksek risk içeren sistemler için özel önlemler gerekecektir.

Yine Kanun’da belirtilmese de yapay zeka sistemlerinin ilgili makamlara kayıt ettirilmesi zorunluluğunun geleceğini de bu maddeden söyleyebiliriz.

c.     Yapay Zeka Operatörlerine Ceza

Hangi kurumun denetleyeceği ve tam olarak denetim esasları belirli olmasa da, yapay zeka operatörlerine bu Kanun hükümlerine aykırı hareket etmeleri halinde;

Yasaklanan yapay zeka türleri için 35 milyon TL veya yıllık cironun %7’si,

Yükümlülüklerini ihlal etmeleri halinde 15 milyon TL veya yıllık cironun %3’üne kadar,

Yanlış bilgi sağlanması durumunda ise 7.5 milyon TL veya yıllık cironun %1,5’ine kadar para cezasının yetkili kurumun verebileceği düzenlenmiştir.

Sonuç

Hukukun teknolojik gelişmeleri ve ekonomiyi doğrudan etkilediği dünyada, yapay zeka sektörünün gelişimi için de kişilerin hak ve yükümlülüklerinin korunması için da yapay zeka regülasyonlarının olması gerektiği açıktır. Ülkemizde de ilk defa bir yapay zeka düzenlemesi karşımıza çıkmıştır.

Çok da uzun olmayan, ayrıntılı hükümler içermeyen ve çerçeve ve ileriki düzenlemeler konusunda bir fikir veren bu Kanun taslağına baktığımızda, yapay zeka sistemlerinde sorumlunun belirleneceği, bu sorumlunun bir sicile kaydolacağı ve yapay zeka sistemlerini regülasyonlara göre risk değerlendirmesi yaparak doğru şekilde işletmesi gerekeceğini özet olarak söyleyebiliriz.

Yapay Zeka Hukuku alanındaki tüm yazılarımıza bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

            Yazar: Av. Ali ERŞİN (LL.M.) / Hukuk ve Bilişim Dergisi Genel Koor.