Uber’e Algoritmik Fiyatlama İhlali İddiasıyla İhtarname
Yazar: Av. Adnan ŞAHAN
Worker Info Exchange (WIE), yapay zekâ ile entegre ücret sistemlerinin (AI-driven dynamic pay systems) derhal durdurulması talebiyle Uber’e bir ihtarname gönderdi. Platform çalışanlarının veri ve çalışma haklarını savunan kâr amacı gütmeyen kuruluş, Uber’in dinamik fiyatlandırma algoritmalarının sürücü gelirlerini haksız şekilde azalttığını ve Avrupa’daki veri koruma düzenlemelerini ihlal ettiğini ileri sürmektedir. İhtarname hem Amsterdam merkezli Uber BV’ye hem de Uber Technologies Inc.’e iletilmiştir.
İhtarnamede WIE, Uber’in bu sistemleri kurarken sürücülerin geçmiş çalışma pratiklerine ait verileri yasa dışı biçimde işlediğini ve GDPR’a aykırı davrandığını iddia etmektedir. Kuruluş, Uber’den AI sistemlerini durdurmasını, şeffaf ve insan denetimine tabi bir modele geçmesini ve zarar gören binlerce sürücüye tazminat ödemesini talep etmektedir. WIE ve Oxford Üniversitesi’nin ortak araştırmaları, dinamik fiyatlandırma sonrası sürücülerin reel saatlik kazançlarının düştüğünü ortaya koyarak ihtarnamenin temel dayanağını oluşturmaktadır. Talep karşılanmazsa, Hollanda’da kolektif dava süreci başlatılacaktır.
WIE Başkanı James Farrar, konuya ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullanmıştır:
“Uber, binlerce sürücünün geçim kaynaklarına zarar veren, son derece müdahaleci ve sömürücü ücret belirleme sistemlerini uygulamak için yapay zekâyı devreye aldı. Bu toplu eylemle amacımız, sürücüler için daha adil bir düzen sağlamak ve Uber’i bu yasa dışı AI kullanımının neden olduğu zararlardan sorumlu tutmaktır.”
Türk Hukuku Açısından Değerlendirme
Uber’in Avrupa’daki davasının temelini oluşturan algoritmik ücret politikası ve sürücü verilerini işleme yöntemi, Türkiye’de de Uber Taksi ve benzeri platformlar tarafından aynen uygulanmaktadır. Bu platformlar, dinamik fiyatlandırma ve yolculuk öncesi sabit ücret belirleme gibi AI temelli sistemleri kullanarak, sürücülerin o anda ne kadar kazanacağını ve hangi işe yönlendirileceğini kontrol etmektedir. Bu sistemlerin temel sorunu, sürücülerin geçmiş çalışma verilerini (hız, kabul/red oranı, konum) kullanarak ücretlerini tek taraflı ve şeffaf olmayan bir şekilde belirlemesi ve bu durumun gelir kaybına yol açmasıdır.
Sürücülerin kişisel verilerinin bu şekilde işlenmesi ve otomatik karar alma süreçlerine tabi tutulması, doğrudan 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) hükümlerine aykırılık teşkil etme potansiyeli taşımaktadır. Özellikle KVKK’nın 11. maddesi, her bireye, sadece otomatik sistemler aracılığıyla işlenen veriler sonucunda kendisi aleyhine bir sonuç çıkmasına itiraz etme hakkı tanır. Platformların, algoritmanın çalışma şekli hakkında detaylı aydınlatma yapmaması ve sürücüye itiraz mekanizması sunmaması, KVKK’nın “şeffaflık” ve “hakların tesisi” ilkelerine aykırılık anlamına gelecektir. Bu nedenle Türkiye’de çalışan bir sürücünün, KVKK kapsamında Veri Sorumlusuna başvurarak ve akabinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na şikâyette bulunarak ücret sistemine itiraz etmesi hukuken mümkündür.
Ancak, Türkiye’de bu tür algoritmik zararlara karşı AB’deki gibi güçlü ve pratik bir toplu tazminat mekanizması henüz yasal olarak gelişmemiştir. Sürücüler, bireysel olarak KVKK Kurulu’na veya Borçlar Kanunu kapsamında haksız kazanç iddialarıyla mahkemeye başvurmak zorunda kalabilirler. Bu tür davaların zorluğu, platform çalışanlarının yasal statüsünün “işçi” mi yoksa “bağımsız yüklenici” mi olduğu konusundaki hukuki belirsizlikten ve algoritmaların işleyişine dair kanıt toplama zorluğundan kaynaklanmaktadır. Bu tip küresel hukuki süreçler, Türk hukukunda yapay zekâ etiği, veri hakları ve platform çalışanlarının korunması konusunda yeni yasal düzenlemelerin ve emsal mahkeme kararlarının oluşmasına güçlü bir zemin hazırlayacaktır.
Adnan ŞAHAN’ın “Açıklanabilir Yapay Zeka” isimli yazısına bağlantıdan ulaşabilirsiniz.