İŞ HUKUKUNDA DİJİTALLEŞME

Okuma Süresi: 2 Dakika

İŞ HUKUKUNDA DİJİTALLEŞME

Dijitalleşme, iş dünyasında köklü değişimlere yol açarken iş hukuku ve denetim süreçlerini de yeniden şekillendirmektedir. Geleneksel iş modelleri yerini uzaktan çalışma, otomatik veri analizi ve dijital bordrolama gibi uygulamalara bırakırken, işçi hakları, işveren yükümlülükleri ve denetim mekanizmaları da bu dönüşüme karşı yeni sorunlar doğurmaktadır. Dijital denetim sistemleri, iş süreçlerinin şeffaf ve etkin bir şekilde izlenmesini sağlarken, iş hukukunun bu yeni düzene nasıl adapte olacağı önemli bir tartışma konusu haline gelmiştir. Özellikle, elektronik bordrolama, çalışan verilerinin korunması ve uzaktan çalışma düzenlemeleri, iş hukukunun geleceğini belirleyen kritik unsurlar arasında yer almaktadır. Bu yazıda uygulamada oldukça sık kullanılan elektronik bordrolama hususu incelenecektir.

  • İş Hukukunda Dijital Dönüşüm ve Bordrolama Süreci

İş dünyasında uzaktan çalışma, esnek çalışma modelleri ve dijital denetim sistemleri gibi uygulamalar hızla yaygınlaşırken, işçi ve işveren ilişkilerinde de yeni hukuki düzenlemeler kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu dönüşümün en önemli unsurlarından biri de dijital bordrolama sistemleridir.

Ücret bordrolarının Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) veya diğer dijital platformlar üzerinden gönderilmesi, işverenlerin İş Kanunundaki yükümlülüklerini yerine getirmesine olanak tanımaktadır. Ancak burada temel bir tartışma ortaya çıkmaktadır: İşçinin imzasının bulunmadığı dijital bordrolar yargılama safhasında ispat aracı olarak kullanılabilir mi?

Bilindiği üzere Yargıtay özellikle fazla çalışma yapıldığının ispatında imzalı ücret hesap pusulalarının kesin delil niteliğinde olduğu görüşünü benimsemiştir. Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 20.04.2022 tarihli ve 2022/4265 E. ve 2022/4866 K. sayılı kararında bu husus; “İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.” şeklinde içtihat edilmektedir. Elektronik bordro uygulamasında ise ıslak imza almak fiilen mümkün değildir. Bordro dijital ortamda iletildiğinde, çalışan belgeyi fiziken imzalamış olmaz. Hukukumuzda bu sorunu çözmek için 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu devreye girmektedir. Kanunun 5. maddesi, “güvenli elektronik imzanın, elle atılan imza ile aynı hukukî sonucu doğuracağını” açıkça düzenler. Yani usulüne uygun oluşturulmuş bir güvenli elektronik imza ıslak imzanın yerine geçebilen yasal bir imzadır. Bu ilke, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m.205/2’de de teyit edilmiştir: güvenli e-imza ile oluşturulan elektronik veriler senet hükmündedir.

Ne var ki, uygulamada her çalışanın e-imza sahibi olması ve her ay bordrosunu e-imza ile onaylaması henüz yaygın bir yöntem değildir. Bu durum yargılama sürecinde görüş ayrılıkları yaratmaktadır. Özellikle istinaf kararlarında bordroların KEP üzerinden gönderilmiş olması halinde bordro imzasız olarak değerlendirilmektedir. Emsal olarak Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2022/938 E. 2023/138 sayılı kararında; “…Davalı yanca, davacının 2020 Ocak ayı ve sonrasına ilişkin bordrolarının kayıtlı elektronik posta adresine tebliğ edilmesi ve davacının bir itirazının bulunmaması nedeniyle söz konusu bordroların imzalı olduğunun ve aksinin yazılı delil ile ispatlanması gerektiği iddia etmiş ise de; söz konusu durumun bu kayıtların sadece davacı yana tebliğ edildiğine ilişkin delil niteliğinde bulunduğu, söz konusu bordroların ıslak veya elektronik imza ile imzalanmadığı müddetçe davacı açısından bağlayıcı nitelik taşımayacağı..” şeklinde içtihat kurarak ıslak veya elektronik imza içermemesi halinde KEP üzerinden gönderilen bordroların imzasız olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Bu durumda, eğer dijital bordrolar işçiler tarafından güvenli elektronik imza ile onaylanabilirse, bu belgeler ıslak imzalı bordrolarla eşdeğer sayılabilir. Ancak, işçilerin elektronik imza ile onay vermediği durumlarda, bordrolar sadece işveren tarafından düzenlenmiş sayılacaktır. 

Öyleyse iş hukukunda dijital bordroların hukuken geçerli olması için neler yapılabilir?

  • Yeni iş sözleşmelerine, işçilerin KEP ve güvenli elektronik imza uygulamalarına rıza gösterdiğine dair hükümler eklenebilir.
  • Mevcut işçilerle yazılı muvafakat alınmalı veya ek protokol düzenlenebilir. Ayrıca
    İşçilere, dijital bordrolama sürecinin nasıl işleyeceği konusunda şeffaf bilgilendirme yapılmalı ve rızaları alınabilir.

Sonuç olarak geleneksel çalışma modelleri, bordrolama süreçleri ve işçi-işveren ilişkileri dönüşürken, dijital hukuk kurallarının da bu yeni düzene uyarlanması gerekmektedir. Özellikle dijital bordrolar gibi uygulamalar, hem işverenler hem de çalışanlar için önemli avantajlar sağlarken, hukuki geçerliliğin korunması için gerekli düzenlemelerin yapılması büyük önem taşıyacaktır. 

Yazar: Av. Elif ŞADAKOĞLU