Katil Robotlar Hakkında Hızlı Düzenleme Çağrısı
Son yıllarda, “katil robotlar” olarak da bilinen otonom silah sistemlerinin kullanımı ve düzenlenmesi konusunda uluslararası toplum arasında büyük bir endişe yaratmıştır. Bu endişeler, teknolojinin hızla gelişmesi ve bu silahların potansiyel etik, hukuki ve güvenlik sorunları çerçevesinde ele alınmaktadır. Avusturya’nın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, otonom silah sistemlerinin düzenlenmesi için acil bir uluslararası anlaşma çağrısında bulunduğu bir dönemde, dünya genelinde bu silahlar üzerinde kontrol sağlanması gerektiğine dair güçlü bir konsensüs oluşmuştur.
Otonom Silah Sistemleri
Otonom silah sistemleri, insani ve hukuki sorumluluk açısından ciddi zorluklar oluşturuyor. Bu sistemler, savaş alanında veya polis gücü olarak kullanıldığında sivil zararı minimize etme, hedef ayrımı yapma gibi insani hukuk ilkesine dayalı kararlar almakta yetersiz kalabilirler. Bu silahlar aynı zamanda, hukuki sorumluluk açığını derinleştiriyor çünkü bir makinenin eylemlerinden kim sorumlu tutulacak sorusu hala net bir şekilde cevaplanamamıştır. Bu silahların kullanımı, mevcut uluslararası ceza hukukunu da zayıflatma potansiyeline sahiptir, çünkü otonom sistemler geleneksel hukuk çerçevesinde tanımlanmış değiller.
Bu bağlamda, birçok ülke ve uluslararası kuruluş, otonom silah sistemlerinin kullanımının sınırlandırılmasını ve bu tür silahların üretiminin yasaklanmasını önermektedir. Örneğin, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi, 2026 yılına kadar otonom silah sistemlerinin kullanımını yasaklamayı ve düzenlemeyi hedefleyen bir anlaşmanın müzakere edilmesini teklif etmişlerdir. Latin Amerika ve Karayipler’den 30’dan fazla ülke, otonom silah sistemleri üzerinde bağlayıcı uluslararası hukuki düzenlemeler çağrısında bulunarak, bu soruna dikkat çekmiştir.
Ayrıca, insan hakları örgütleri ve diğer sivil toplum kuruluşları, bu silahların olası zararlarını önlemek ve insan kontrolünü korumak amacıyla güçlü bir uluslararası yasal çerçeve talep ediyorlar. Human Rights Watch ve Amnesty International gibi örgütler, bu konuda aktif rol almakta ve “Katil Robotları Durdur” gibi global kampanyalar yürütmektedirler.
Ancak, bu çabaların karşısında büyük askeri güçlere sahip bazı ülkeler, bu tür düzenlemelere karşı çıkıyor ve otonom silah sistemlerinin geliştirilmesine büyük yatırımlar yapıyorlar. Bu, müzakerelerin önünde önemli bir engel teşkil etmekte ve uluslararası bir anlaşma sağlanmasını zorlaştırmaktadır.
Bu karmaşık ve çok boyutlu konu, gelecekteki savaşların ve güvenlik politikalarının nasıl şekilleneceği konusunda belirleyici olacak ve dünya genelindeki ülkelerin ve halkların güvenliği üzerinde derin etkilere sahip olacaktır. Uluslararası toplumun bu yeni zorluklar karşısında nasıl bir yol izleyeceği, gelecekteki diplomasi ve stratejileri büyük bir önem taşımaktadır.
Özellikle teknolojik ilerleme, otonom silah sistemlerinin etik ve hukuki boyutlarını daha da karmaşık hale getirmekte. Uluslararası hukuk çerçevesinde, bu silahların kullanımıyla ilgili sorunlar, geleneksel silahlara kıyasla çok daha büyük bir belirsizlik yaratmakta. Uzmanlar, bu tür silahların savaş kurallarını yeniden yazabileceği ve uluslararası güvenlik yapısını derinden etkileyebileceği konusunda uyarıyorlar. Örneğin, bu silahlar yanlışlıkla sivilleri hedef alabilir veya teslim olmuş bir askeri tanıyamayabilir, bu da uluslararası insani hukukun temel prensiplerine ciddi ihlaller getirebilir.
Ulusal güvenlik politikalarında, otonom silah sistemlerinin potansiyel kullanımı, askeri stratejilerde radikal değişikliklere yol açabilir. Bu silahlar, özellikle savaş alanındaki karar verme süreçlerini hızlandırabilir, ancak bu durum aynı zamanda hatalı kararların alınma riskini de artırır. Ayrıca, bu teknolojilerin kontrolünün kimde olacağı, uluslararası güç dengelerini etkileyebilir ve yeni bir silahlanma yarışını tetikleyebilir. ABD, Rusya, Çin gibi büyük güçler, bu teknolojilere yatırım yapmaya devam ettikleri sürece, uluslararası anlaşmaların sağlanması zorlaşacaktır.
Bu çerçevede, uluslararası toplumun yapması gereken en önemli şey, güçlü ve etkili bir uluslararası yasal düzenleme oluşturmak ve otonom silah sistemlerinin kontrolünü sağlamak için birlikte çalışmaktır. Bu, hem teknolojik hem de stratejik bir yaklaşım gerektirir. Hukuki çerçeveler, teknolojik gelişmelerle uyumlu hale getirilmeli ve uluslararası toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla geliştirilmelidir.
Uluslararası ilişkilerin bu yeni döneminde, silahsızlanma ve güvenlik konularında etkili adımlar atmak için global iş birliği şarttır. Bu iş birliği, sadece devletler arası anlaşmalarla değil, aynı zamanda sivil toplum kuruluşları, teknoloji firmaları ve bilim insanlarının da katkılarıyla sağlanabilir. “Katil Robotları Durdur” kampanyası gibi sivil toplum hareketleri, bu konuda farkındalık yaratma ve politika yapıcıları harekete geçirme konusunda kritik rol oynar.
Sonuç
Sonuç olarak, otonom silah sistemleri, uluslararası güvenlik, hukuk ve etik açıdan pek çok zorluk sunmaktadır. Ancak, bu zorlukların üstesinden gelmek, küresel iş birliği ve etkili yasal düzenlemelerle mümkündür. Bu, sadece bir ülkenin veya bir grup ülkenin çabasıyla değil, tüm uluslararası toplumun ortak çabasıyla başarılabilir.
Yazarın tüm blog yazılarına bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Yazarın 16. Sayı’mızdaki “RFİD Çipleri ve Hukuk Literatüründeki Yeri”isimli yazısını bağlantıdan okuyabilirsiniz.
Esad Beren Erişik
Kaynakça
https://www.reuters.com/technology/austria-calls-rapid-regulation-it-hosts-meeting-killer-robots-2024-04-29/
https://www.msn.com/en-gb/news/world/austria-calls-for-rapid-regulation-as-it-hosts-meeting-on-killer-robots/ar-AA1nRuTX
https://www.reuters.com/article/idUSL4N3AK0SQ/
https://www.reuters.com/world/un-chief-urges-action-killer-robots-geneva-talks-open-2021-12-13/