Sharenting (Paylaşan Ebeveynlik) ve Çocukların Kişisel Verilerinin Korunması
Giriş
Son yıllarda sosyal medya platformlarının yaygınlaşması ve bu platformlardan gelir elde edilmesi ile sosyal medyanın gelişimi hızlı bir şeklide artmıştır. Geçtiğimiz yıllarda yüksek hızlı internetin yaygınlaşması ve insan hayatının çoklu ortamlı taşınabilir cihazlar ile donatılması neticesinde kültür, ekonomi, iletişim büyük bir dönüşüme uğradı.
Günümüzde çocuklar, doğmadan önce ebeveynlerinin sosyal medya paylaşımları sayesinde dijital ayak izlerine sahip olabilmektedir. Ebeveynlerin sosyal medya kullanımının hızla artması, “parenting” ve “share” kelimelerinden türetilmiş olan “sharenting” kavramının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Sosyal medya, ebeveynlere çeşitli avantajlar sunsa da bilinçsizce yapılan paylaşımlar çocukların yetişkinlik dönemlerine kadar sürecek olumsuz etkiler doğurabilir.
Sharenting (Paylaşan Ebeveynlik) Kavramının Ortaya Çıkışı
Türkçede henüz yerleşmiş bir karşılığı bulunmayan, ebeveynlerin sosyal medyada çocuklarının özel yaşamlarına dair düzenli ve detaylı paylaşımlar yapmasını tanımlayan İngilizce “sharenting” terimi kullanılmaktadır. Bu terim, İngilizce “to share” (paylaşmak) ve “parenting” (ebeveynlik) kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Özellikle sosyal medya üzerinden yapılan ürün yerleştirmeleri ile gelir elde edilebilmesi ile olumlu ya da olumsuz etkileşim kazanmak için ebeveynler tarafından ihtiyari/gayriihtiyari teşebbüslerin yaygınlaştığı görülmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü, bir yetişkinin bilerek ya da bilmeyerek gerçekleştirdiği ve çocuğun fiziksel, cinsel, duygusal ve ekonomik açıdan zarar görmesine yol açan tüm davranışları çocuk istismarı olarak tanımlanmaktadır.
Günümüzde sosyal medyanın üssel bir hızla gelişmesi ve sosyal hayatın temel merkezlerinden biri haline gelmesi ile birlikte çocuk ya da bireyin çeşitli yollar ile istismara uğraması riski de artmıştır.
Dijital Çağda Çocukların Mahremiyeti ve Korunması
Çocuk için özel ve hassas olan psikolojik ve sosyal bilgilerin paylaşılması, başkaları tarafından kötüye kullanılabilecek veya çocukta utanma duygusu yaratacak bilgilerin ve görüntülerin ifşa edilmesi, ileride çeşitli sorunlara yol açabilir. Çocukluk döneminde sevimli görünen fotoğraflar, zamanla alay etme, küçük düşürme, tehdit veya şantaj amacıyla kullanılabilir. Bu tür durumlar, çocuğun benlik saygısını olumsuz şekilde etkileyebilir.
Bunlar ile birlikte sosyal medyada yayınlanan görüntü, ses ve video kayıtları; kimlik hırsızlığı, pedofili gibi suç eylemlerinde kullanılabilmektedir.
Dünya’da ve Türkiye’de Yasal Düzenlemeler
Sharenting örneğinde olduğu üzere; aileler her ne kadar iyi niyetle paylaşımlarda bulunmuş olsalar da çocukları ile alakalı yaratmış oldukları dijital ayak izleri hak ihlallerinin oluşmasına neden olabilmektedir.
Dijital ortamda yapılan paylaşımların; yayınlanabilir, aranabilir ve uzun süre ile arşivlerde tutulabilme özelliği göz önüne alındığında, ebeveynlerin paylaşımda bulunma ve ifade özgürlükleri, çocukların özel hayatlarının mahrumiyetleri ve kişisel verilerinin korunması ilkeleri ile çelişki yaratmaktadır.
Anne ve babaların, sosyal medya paylaşımlarında, ifade özgürlerinin sınırını çocuğun kişilik hakkı ve üstün yararı ilkesi sınırlandırmaktadır. Bir diğer söyle ile çocukların üstün yararına ve kişilik haklarına aykırılık oluşturabilecek her türlü paylaşım ve davranış hukuka aykırı kabul edilecektir.
Buna rağmen Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü’nün (“Tüzük”) 18. paragrafında, kişisel verilerin mesleki veya ticari bir faaliyetle bağlantı olmaksızın tamamen kişisel veya eve ilişkin faaliyetler esnasında bir gerçek kişi tarafından işlenmesi durumunda Tüzük’ün uygulanmayacağını öngörmüştür. Bu husus sharenting kavramı ile tamamen çelişmekte olup Tüzük’te bu hususu önleyecek bir mekanizmaya yer verilmiyor olması eleştirilmektedir.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) kapsamında değerlendirmek gerekir ise, Kanun’un istisnalar başlıklı 28’inci maddedesi “a) Kişisel verilerin, üçüncü kişilere verilmemek ve veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklere uyulmak kaydıyla gerçek kişiler tarafından tamamen kendisiyle veya aynı konutta yaşayan aile fertleriyle ilgili faaliyetler kapsamında işlenmesi.” kapsam dışında bırakılmıştır. KVKK’da yer alan düzenlemede görüldüğü üzere sharenting kapsamındaki kişisel verilen işlenmesi, veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklere uyma ve üçüncü kişilere verilmemesi şartlarına dayandırılmıştır. Bu kapsamda sharenting kapsamında sayılacak paylaşımlar KVKK’da düzenlenen hukuka uygunluk nedenlerine dayanmak zorundadır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989’da kabul edilen “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin (“Sözleşme”) 19’uncu maddesinde;
“Bu Sözleşme’ye Taraf Devletler, çocuğun ana–babasının ya da onlardan yalnızca birinin, yasal vasi veya vasilerinin ya da bakımını üstlenen herhangi bir kişinin yanında iken bedensel veya zihinsel saldırı, şiddet veya suistimale, ihmal ya da ihmalkâr muameleye, ırza geçme dahil her türlü istismar ve kötü muameleye karşı korunması için; yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri alırlar.” denilmek suretiyle çocukların mahrumiyetlerinin korunmasına yönelik yükümlülük getirmiştir.
Ülkemizde bu hususta ihlalleri engellemek, doğmuş ihlale karşı yaptırımların uygulanması hususunda yeterli yasal düzenlemeye mevcut değildir. Millî Eğitim Bakanlığı (“Bakanlık”) Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından 07.03.2017 tarihli ve “Okullarda Sosyal Medyanın Kullanılması” konulu genelge (“Genelge”) yayımlanmıştır.
Genelge ile Bakanlık bünyesindeki okullarda; yönetici, öğretmen, öğrenciler tarafından kaydedilen, sosyal medyada paylaşılan içeriklerin, kişiliğin psikolojik ve sosyal yönlerine olumsuz etki yapacak her türlü ses, görüntü ve video kayıtlarının genel ağ ortamlarına yüklediği ve paylaştığı tespit edilenler hakkında ilgili mevzuatı çerçevesinde gerekli yasal işlemlerin başlatılacağı öngörülmüştür.
Sonuç
Sonuç olarak, dünya genelinde birçok ebeveynin çocuklarına yönelik iyi niyetli ya da ticari amaçlı olarak yapmış oldukları paylaşımlar ile ilgili birçok risk barınmaktadır. Henüz bu yazında ve mevzuatta boşluk bulunuyor oluşu çocuklar ve ebeveynleri için kontrolsüzlük ve farklı tehlikeleri barındırmaktadır.
Ebeveynlerin sharenting ile çocuğun kişisel verilerinin ihlali, mahrumiyet ve ebeveyn çocuk ilişkilerini kötü yönde etkileyebilecekleri hususunda bilinçlendirilmeleri gerekmektedir.
Yasal düzenlemelerde her ne kadar bu yeni kavrama doğrudan yer verilmemiş olsa da kişisel veriler ancak meşru amaçlara yönelik, sınırlı ve ölçülü olarak işlenebilmektedir. Ayrıca ebeveynleri tarafından işlenen bu veriler çocuğun kişilik hakları ve çocuğun üstün yararı ilkesi ile çelişki yaratmamalıdır.
KVKK alanındaki tüm Blog Yazılarını bağlantıdan okuyabilirsiniz.
Hukuk ve Bilişim Dergisi’nin Yeni Sayı’sını okumak için bağlantıya tıklayınız.
KAYNAKÇA
- BADUR, Emel (Doç. Dr.), Sosyal Medyada Çocuğa Dair Ebeveyn Paylaşımları ve Çocuğun Özel Hayatı. Kişisel Verileri Koruma Kurumu Bülteni, Nisan-Temmuz Sayı: 5.
- ÇİMKE, Sevim; Yıldırım Gürkan, Dilek; Polat, Sevinç;Sosyal Medyada Çocuk Hakları İhlali: Sharenting. Bozok Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu , Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği JCP 2018;16(2):261-267.
- Andra Siibak, Keily Traks, The Dark Side Of Sharenting, Catalan Journal of Communication & Culturel Studies
- Alev Fatoş Parsa, Zuhal Akmeşe. Sosyal Medya ve Çocuk İstismarı: İnstagram Anneleri Örneği. Kadem Kadın Araştırmaları Dergisi Vol. 5, No:1
- Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme.
- Soysal, Tamer (Dr.), Unutulma Hakkının Avrupa Briliği’nin Genel Veri Koruma Tüzüğü Çerçevesinde İncelenmesi, 2019.
- Loyer, Emmanuel, Avrupa’nın Kısa Kültür Tarihi. İş Bankası Kültür Yayınları, Ekim 2022