Hukukta Yapay Zeka Kullanılır mı?

Okuma Süresi: 3 Dakika

Hukukta Yapay Zeka Kullanılır mı?

Yapay zekanın hayatımızda giderek daha fazla yer edinmesiyle birlikte, “Yapay zeka hukukta kullanılır mı?” sorusu da sıklıkla sorulmaya başlandı. Bir yandan “Yapay zeka avukatlığı bitirir mi?” endişesi devam ederken, diğer yandan ChatGPT gibi yapay zeka modelleri, hukuk sitelerindeki chatbot’lar pek çok kişinin hayatını kolaylaştırıyor. Ancak, her şeyde olduğu gibi hukukta da yapay zekanın bilinçsiz bir şekilde kullanılması ciddi sorunlara yol açabiliyor.

Her ne kadar yapay zeka kullanımı özellikle araştırma ve yazım süreçlerinde büyük bir zaman tasarrufu sağlasa da, tek kaynak olarak kullanılmamalı ve yapay zekadan alınan bilgilerin mutlaka çeşitli resmi kaynaklardan doğrulaması yapılmalıdır. Yapay zekaların bir noktada kullanıcılarını memnun etmeye çalıştığı bilinen bir gerçek. Bu yüzden, bir mahkeme kararı ararken yapay zekanın saniyeler içinde uydurulmuş bir karar sunması, size amacınıza ulaştığınız ve davayı kazanacağınız yanılgısını verebilir.

Bu blog yazısında, özellikle Amerika ve Kanada’da avukatların bilinçsizce yapay zeka kullanımının sonuçlarını meşhur bir örnekle ele alacağız. Yazıyı okuduktan sonra yapay zekanın neden hala güvenilir bir avukat olmadığını göreceksiniz.

Hukukta Yapay Zeka Kullanımı: Hayali Davalar ve Sonuçlar

Hukuk ve bilişim kesişim alanına ilgi duyan herkesin bildiği, hukukta yapay zeka kullanımına ilişkin 2023 yılında meşhur bir dava: Mata v. Avianca. Bir havayolu şirketi olan Avianca’ya karşı açılan davada, davacı tarafın avukatı, ChatGPT üzerinden elde ettiği başka bir mahkeme kararını kullanmaya çalıştı. Ancak, dava sürecinde aslında böyle bir kararın hiç olmadığı, kararın yapay zeka tarafından uydurulmuş olduğu ortaya çıktı. Sonuç olarak, davacı tarafın avukatı, davada almayı hayal ettiği tazminattan çok daha büyük bir bedel ödeyerek 5.000 dolar para cezasına çarptırıldı ve yapay zekanın uydurduğu kararda adı geçen hakimlerin her birine özür mektubu yazmak zorunda kaldı.

Hukukta yapay zeka kullanımına ilişkin bu meşhur dava, medyada büyük yankı uyandırsa da, herkes bu olaydan ders almadı. Kayıtlara göre yaklaşık 11-12 avukat daha, aynı yolu deneyerek mahkemelerde yapay zeka tarafından üretilen hayali mahkeme kararlarını kullandı ve her biri farklı cezalara çarptırıldı. Cezalar genel olarak 10.000 dolara kadar varan para cezasını içerirken, yazılı özür dileme, müvekkillere konuya ilişkin bildirim yapma, davanın reddi ve hatta avukatlık lisansının askıya alınması gibi ciddi yaptırımlar da gündeme gelebilir. Bu sebeple hukukta yapay zeka kullanımında oldukça hassas olunması gerekmektedir.

Hukukta Yapay Zeka Kullanımında Risklerden Kaçınmak için Ne Yapılmalı?

Son dönemde, özellikle ABD mahkemelerinde yaşanan olaylar, hukukta yapay zeka kullanımının dikkatli bir şekilde ele alınması gerektiğini göstermektedir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, hukukta yapay zeka kullanımının en büyük risklerinden biri, var olmayan mahkeme kararları ve içtihatlar üretebilmesidir. Bu durum hukuki literatürde “halüsinasyon karar” olarak adlandırılmakta ve hukuki süreçlerde ciddi sorunlara yol açmaktadır.

Türk hukuku açısından Amerika ve Kanada’daki bu davalardan çıkarılacak birçok ders bulunmaktadır. Her şeyden önce, hukukta yapay zeka kullanımının getirdiği kolaylıklara rağmen, her türlü bilginin, özellikle içtihatlar ve mevzuat referanslarının güvenilir kaynaklardan doğrulanması şarttır. Avukatların mahkemeye yapay zeka kullanımını bildirmesi ve şeffaf olması etik bir sorumluluktur. Ayrıca, hukuk bürolarında yapay zeka konusunda düzenli eğitimler yapılmalı ve yapay zeka ile hazırlanan belgeler deneyimli hukukçular tarafından kalite kontrolünden geçirilmelidir. Bu aşamalarda yapay zekanın doğru kullanımı; araştırma aşamasında güvenilir veritabanları ile çapraz doğrulama yapılmasını, yazım sürecinde yalnızca taslak oluşturma için kullanılmasını ve nihai belgelerin deneyimli uzmanlar tarafından incelenmesini gerektirir.

Sonuç Olarak

Yapay zekanın hukuk alanında sunduğu fırsatlar, doğru ve dikkatli kullanıldığında büyük bir potansiyele sahip olduğu muhakkak. Ancak, yapay zekanın bilinçsiz veya kontrolsüz şekilde hukuki faaliyetlerde kullanımı hem avukatlar hem de müvekkilleri için ciddi riskler doğurabilir. Yapay zeka destekli araçlar, araştırma ve taslak hazırlama süreçlerini hızlandırarak zamandan tasarruf sağlasa da, bu araçlardan elde edilen bilgiler manipüle edilebileceği için her zaman güvenilir kaynaklardan doğrulanması zorunludur. Yapay zekanın sağladığı kolaylıkların yanında, etik sorumluluklar ve profesyonel denetim mekanizmalarına uyulması, hem hukuki sürecin güvenilirliği açısından önemlidir.

Yazarın “Yapay Zeka Çağında İnsanı Korumak” isimli yazısını bağlantıdan okuyabilirsiniz.

Yazar: Salih Tarhan, LL.M
Yapay Zekâ  | Dijital Sürdürülebilirlik |  Hukuk ve Teknoloji

ABD’de faaliyet gösteren hukuk bürolarının yapay zekâ ve diğer yeni teknolojilere uyumlu olarak dijital dönüşümlerini yönetmektedir. New York,  New Jersey ve Texas merkezli Onal Gallant hukuk bürosunda görev yapmaktadır.