Siber Saldırılarda Güvenlik Yazılımı Kullanımı Ve Hukuki Sorumluluk
Giriş
Günümüz dünyasında bilişim ve teknoloji hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bilgisayarlarımız, telefonlarımız, tabletlerimiz ve hatta evimizdeki akıllı cihazlarımız sürekli internete bağlı ve sürekli tehdit altında. Bu noktada siber saldırıların da ciddi bir tehdit olduğu unutulmamalıdır. Güvenlik yazılımları bizi saldırılardan korumak için geliştirilirken bazen tam tersi saldırganların elinde güçlü bir silaha dönüşebiliyor. Peki, siber saldırılar (yani sızma testleri veya siber saldırı girişimleri) gerçekleştirmek için güvenlik yazılımı kullanmaktan yasal olarak kim sorumludur? Bu makalede yazılım geliştiricilerin, kullanıcıların ve diğer tarafların karşılaşabileceği hukuki sorumluluğu inceliyoruz.
Güvenli Yazılım
Güvenlik yazılımları genellikle sistemleri saldırılara karşı korumak için tasarlanmıştır. Ancak siber suçlular bu yazılımı tersine mühendislik yoluyla değiştirebilir ve kendi amaçları için kullanabilirler. Saldırılara karşı koruma sağlamak üzere tasarlanan güvenlik yazılımı, onu siber saldırılara karşı savunmasız bırakabilir. Bu gibi durumlarda yazılım geliştiricisi, kullanıcı veya saldırıya uğrayan kişi arasında karmaşık hukuki sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Hem tazminatlar hem de ceza hukuku devreye girebilir.
Güvenli yazılım geliştiren şirketler veya kişiler, bu yazılımın kötüye kullanılmasından sorumlu tutulabilir mi? İlk bakışta yazılımın kötü niyetli kişisel kullanımı, yazılım geliştiricilerin sorumluluğunda gibi görünmeyebilir. Ancak bu sorunun cevabı biraz derin.Yazılımda kasıtlı olarak güvenlik açıkları bırakılması veya yazılım yeterli testlerden geçirilmeden yayınlanması, eksik veya kusurlu ise, geliştirici firmanın sorumluluğu gündeme gelebilir. Yazılımın bir güvenlik açığı içerdiği veya ihmal nedeniyle hasara neden olduğu kanıtlanırsa geliştiricilerin tazminat ödemesi gerekebilir. Özellikle “ürün sorumluluğu” ilkeleri, geliştiricilerin güvenli yazılım sağlamasını gerektirir. Kullanıcı, yazılımı kullanırken zarara uğrarsa, bu zararı tazmin etmelidir.
Cezai Sorumluluk daha ciddi bir durum, geliştiricinin kasıtlı olarak yazılımda boşluk bırakmasıdır. Bunun ceza hukuku açısından daha ciddi sonuçları olabilir. Bir geliştirici bilerek bir saldırıyı kolaylaştırırsa cezai suçlamalarla karşı karşıya kalabilir. Kullanıcı Sorumluluğu: Güvenlik yazılımlarını kötüye kullananlar en bariz sorumluluğu taşırlar. Siber saldırılar doğrudan suç olduğundan, bu yazılımları saldırı amacıyla kullanmak ciddi sonuçlar doğurabilir. Türk Ceza Kanunu’na göre izinsiz olarak bir bilişim sistemine girmek veya zarar vermek açıkça suçtur.
Sonuç
Güvenlik yazılımlarının kötüye kullanılması, yazılım geliştiricilerinden bu yazılımları kullanan kişilere kadar geniş bir sorumluluk ağı oluşturur. Yazılım geliştiricileri, ürünlerinde bulunan açıklar veya ihmaller nedeniyle tazminat veya ceza davalarına konu olabilirken, yazılımı kötü amaçlı kullanan kullanıcılar da ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir. Üçüncü kişilerin ise özellikle ihmal durumlarında sorumlu tutulması mümkündür. Siber güvenlik alanında bu tür sorunları en aza indirmek için, hukuki çerçevelerin güçlendirilmesi ve güvenlik tedbirlerinin titizlikle uygulanması gereklidir. Teknolojinin hızla ilerlediği günümüzde, herkesin sorumluluklarını bilmesi ve bu sorumluluklara göre hareket etmesi büyük önem taşır.
İsmail İFŞA’nın “Yapay Zeka ve Hukuk” isimli yazısını okumak için bağlantıya tıklayınız.
Zeynep ERTEN’in 16. Sayı’mızda çıkan “MiCA ve Getirdikleri” isimli yazısını bağlantıdan okuyabilirsiniz.
