TESCİLLİ MARKALARI BEKLEYEN TEHLİKE: İPTAL HALLERİ 

Okuma Süresi: 6 Dakika

TESCİLLİ MARKALARI BEKLEYEN TEHLİKE: İPTAL HALLERİ 

Bu yazımızda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) marka tescil işlemlerinde getirmiş olduğu en önemli yeniliklerden bir olarak kabul edilen ve 10 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe girecek olan markaların  “İptal hâlleri ve iptal talebi”  işlemlerine ilişkin detayları aktarmaya çalışacağız. Yazımızın başlığına da konu olan ve Ocak ayında yürürlüğe girmesi beklenen hükmün tescilli markalar için tehlikesi nedir, hangi hallerde markaların idari iptali söz konusu olacaktır, markaların kullanımı nedir, gibi soruların detayları aşağıda aktarmaya çalışacağız.   

Tescilli Markaların İptal Hâlleri ve İptal Talebi 

10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren SMK’nin 26.maddesinde düzenlenen markaların iptali halihazırda yetkili mahkemeler tarafından yürütülmektedir.  SMK’nin geçici 4.maddesi şu şekildedir; “26. madde hükmü yürürlüğe girene kadar, iptal yetkisi, anılan maddedeki usul ve esaslara göre mahkemeler tarafından kullanılır. 26. maddenin yürürlüğe girdiği tarihte mahkemeler tarafından görülmekte olan iptal davaları mahkemeler tarafından sonuçlandırılır. Mahkemelerin bu madde hükmüne göre vermiş olduğu kararlar kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından Kuruma resen gönderilir.” hükmüne;  192.maddesi ise “26. maddesi yayımı tarihinden itibaren yedi yıl sonra yürürlüğe girer.” hükmüne amirdir.   

Buna göre, markaların idari iptal yetkisini düzenleyen SMK’nin 26.maddesi 10 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe girecektir. Dolayısıyla, belirtilen tarihten itibaren markaların iptal yetkisi TÜRKPATENT’e (Kurum) geçecektir. Buradaki amaç, özellikle tescil edildiği mal ve hizmetlerden kullanılmayan markaların uzun süren dava süreçlerine gerek kalmaksızın kısa süre içerisinde iptal edilebilmesini sağlamaktır.  Kurum, iptal taleplerine ilişkin Yönetmelik Taslağını Kasım ayında kamuoyuyla paylaştı ve Yönetmelik maddelerinin önümüzdeki günler de kesinleşmesi bekleniyor.    

Markaların iptal halleri yetkisi bu madde ile 2015/2436 AB Direktifi ve AB Marka Tüzüğü doğrultusunda Kurum’a verilmiştir. SMK 26.maddesine göre, “markaların tescil edildiği mal ve hizmetler kapsamında kullanmama nedeniyle”, “markaların tescilli olduğu mal veya hizmetler için yaygın bir ad haline gelmesi”, “markanın tescilli olduğu mal ve hizmetlerin özellikle niteliği, kalitesi ve coğrafi kaynağı konusunda halkı yanıltması” gerekçeleriyle markanın iptali talep edilebilmektedir. Yazımızın konusu “markaların tescil edildiği mal ve hizmetler kapsamında kullanmama nedeniyle iptali”ne ilişkindir. Dolayısıyla yazımızın devamında markaların kullanmama nedeniyle iptal hâllerine ilişkin detayları aktaracağız.  

SMK 6769 sayılı Kanuna göre marka olabilecek işaretler şu şekilde tanımlamıştır; “Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir.”  (SMK m.4)  Dolayısıyla markalar sicilde gösterilebilme koşulunu sağlaması halinde; kişi adlarından, kelimeler/sözcüklerden, hareketlerden, renklerden, harflerden, sayılardan, seslerden, ambalajların biçiminden ve üç boyutlu şekillerden oluşabilmektedir.  

Markayı Kullanma Zorunluluğu 

SMK’ye göre markaların tescil ettirilmek istendiği mal veya hizmetler için bir sınırlama yoktur. Şöyle ki; tescili alınmak istenen marka için marka sahibinin talebi doğrultusunda talep ettiği mal veya hizmetler kapsamında tescil başvurusu yapılabilir; ret koşullarının oluşmaması halinde de başvuru yapılan mal ve hizmetlerden Kurum tarafından tescil edilir. Marka tescil başvuruları malları ve hizmetleri tanımlayan Nice Sınıflandırması kapsamında kırk beş sınıfın tamamından yapılabileceği gibi belirlenen bir veya birden çok sınıflar kapsamında da yapılabilmektedir.  Bir başka ifadeyle marka tescil başvurularının tüm mal ve hizmetler için ya da belirlenen mal veya hizmetler için başvuru yapılmasının önünde yasal bir engel yoktur.  

Ve fakat, Kanun’a göre, tescil edilen markaların beş yıllık süre ile tescil edildiği mal ve hizmetlerden kullanma yükümlülüğü vardır. SMK, marka tescil sahiplerine, markalarını kullanmaları için tescil tarihinden itibaren beş yıllı bir hoşgörü süresi tanımaktadır. Tescil tarihinden itibaren beş yıllık süre içerisinde tescil edildiği mal veya hizmetlerden kullanılmayan markaların, kısmen veya tamamen iptal edilmesi söz konusudur. Şöyle ki;  SMK 9.maddesine göre; “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.”  hükmüne amirdir. Buradaki amaç, markaların tescil edildiği mal ve hizmetlerden kullanılmasını sağlamak, tescil edildiği mal veya hizmetlerden kullanılmayan markaları kullanmak isteyen firmaların önünü açmaktır.  

Yasaya göre markaların iptal yetkisinin halihazırda yetkili mahkemelerde olduğunu yukarıda belirtmiştik. SMK’nin 26/1(a) fıkrasına göre; 9 uncu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hâllerin mevcut olması.” halinde üçüncü kişiler kullanılmayan markaların iptalini 10 Ocak 2024 tarihi itibariyle dava açmasına gerek kalmaksızın Kurum’dan talep edebilecek. Dolayısıyla idari iptal yetkisini içeren Kanun maddesinin 10 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe gireceği düşünüldüğünde, tescil tarihi 10 Ocak 2019 tarihinde ve öncesinde tescil edilen markaların tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından kullanılmama nedeniyle iptal edilmesi tehlikesi bekliyor. Özellikle tescil tarihi üzerinden beş yıl geçen, tescil edildiği mal ve hizmetlerden kullanılmayan markalarla ilgili marka sahiplerinin idari iptale karşı markalarını korumak amacıyla Kanunun yürürlüğe gireceği tarihten önce yeni marka başvuruları yapacağı öngörülmektedir. Öyle ki, özellikle Kasım ve Aralık ayında yineleme marka başvuru sayılarında artış olacağı görüşü hakimdir.  

Tescilli Markanın Kullanılması 

Tescilli markanın ticari hayatın içinde işlevine uygun olarak ne şekilde kullanılacağı SMK’nın 9.maddesinde düzenlenmiştir. Şöyle ki; “Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması.”, “Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması.” ve “Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.”  Buna göre; bir markanın kullandığının ispat edilebilmesi için ülkemiz Türkiye’de ana unsuru değiştirilmeden kullanılması, mal veya ambalaj üzerinde kullanılması veya marka sahibinin izniyle (bayilik v.b) üçüncü kişiler tarafından kullanılması, markanın kullanımı olacaktır.  

Kullanmama Nedeniyle İptal Talebi 

Yasaya göre, üçüncü kişiler Kurumdan markanın iptalini isteyebilecek. Ekim ayında görüşlere açılan ve önümüzdeki günlerde yürürlüğe girmesi beklenen markaların idari iptali hakkındaki Yönetmelik Taslağına göre iptal talebine ilişkin detaylar şu şekildedir;  

 

  1. Tescilli bir markanın, Kanunun 26. maddesi hükmüne göre iptal edilmesi gerektiğine ilişkin talepler ilgili kişilerce Kuruma yapılır.

 

  1. Marka iptal talepleri, talep tarihinde Sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı ileri sürülür. İptal incelemesi sırasında hak sahibinin değişmesi hâlinde, Sicilde hak sahibi olarak görünen kişiye karşı işlemlere devam edilir.

 

  1. Her bir iptal talebi tek bir tescilli marka için yapılır. İptal talebi, tescilli markanın iptaline ilişkin gerekçelerin ilgili mevzuattaki madde, fıkra ve bent karşılıklarının belirtildiği imzalı iptal talep formu ile Kuruma yapılır. İptal talebinin incelenmesi için talep ile birlikte ücretin ödenmesi ve ücretin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması zorunludur.

 

  1. Kanunun 26. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sunulan iptal taleplerinde markanın talep tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, marka sahibinden, markasını iptal talebine konu mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İptal talebinde bulunulacağı düşünülerek kullanım gerçekleşmişse talebin Kuruma sunulmasından önceki üç ay içinde gerçekleşen kullanım dikkate alınmaz. Marka sahibi tarafından süresi içinde delil sunulmaması veya sunulan delillerin kullanıma ilişkin olmaması halinde Kurum iptal talebini kabul eder.

 

  1. Kurum, iptal talebine ilişkin cevaplarını ve delillerini sunması için marka sahibine bir aylık süre verir. Söz konusu bir aylık süre içinde talep edilmesi hâlinde Kurum bir aya kadar ek süre verir. Süresi içerisinde sunulmayan cevaplar ve deliller Kurum tarafından dikkate alınmaz.

Taslak Yönetmelikten aktardığımız detaylara göre, yazımızın konusu olan ve beş yıldır tescilli olan markalara ilişkin üçüncü kişiler kullanmama nedeniyle iptal talebini Kurum’a yapabilecek. Kurum, iptali talebini sicilde kayıtlı marka sahibi veya vekiline tebliğ ederek markanın tescil edildiği mal veya hizmetlerden geriye dönük ciddi biçimde kullanıldığına ilişkin kanıtlarını bir ay içerisinde sunmasını talep edecek. (Marka sahibi talep etmesi halinde cevap süresi için ek bir aylık süre talep edebilecek.)  Marka sahibi, belirtilen yasal süre içerisinde markasını tescil ettirdiği mal veya hizmetlerden Türkiye’de ciddi biçimde kullanıldığına ilişkin kanıt sun(a)maması halinde Kurum tarafından markanın iptaline karar verilecek.  Buna göre, idari iptal müessesiyle dava açılmasına ve uzun süre beklemeye gerek kalmaksızın, tescil edildiği mal veya hizmetlerden kullanılmayan markaların iptal işlemi kolaylaşmış olacaktır.  

Kullanım İspatı Olarak Sunulabilecek Deliller 

Tescilli bir markanın idari iptale konu olması halinde Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmakta olduğuna ilişkin kanıtlar sunulması gerekmektedir. Ciddi biçimde kullanımdan kasıt; markanın göstermelik değil fiili kullanımı, markanın fasılasız kullanım süresi, tescil edildiği mal veya hizmetler kapsamında kullanımı ve markanın ana unsurunun değiştirilmeden kullanılıyor olmasıdır. Kullanım ispatına ilişkin sunulacak kanıtlar, markanın tescil edildiği mal veya hizmetlere göre farklı olabilir. Örnek olsun, kozmetik, tekstil veya gıda ürünleri kapsamında tescilli olan markaların kullanımına ilişkin sunulacak delillerle, bir pırlanta veya gemi üretimi kapsamında tescilli olan markanın kullanımına ilişkin kanıtların aynı olması beklenilemez. Kozmetik, tekstil ve gıda ürünleri hızlı tüketim malları arasında yer alırken, pırlanta veya gemi ürünleri satışı az olan mallar kapsamında değerlendirilecektir. Dolayısıyla, markaların fasılasız ciddi kullanıma ilişkin sunulan evraklarda, kullanım ispatı istenen markanın tescilli olduğu mal veya hizmetler de konunun bir başka önemli boyutudur.   

 SMK’nin Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 30. maddesinde kullanım ispatına ilişkin kurallar ve sunulması gereken deliller açıklanmıştır. Buna göre;  

 

  • İtiraz sahibi tarafından sunulan delillerin itiraza konu markanın tescilli olduğu mal veya hizmetler bakımından kullanımın niteliği, yeri, zamanı, kapsamı ve markanın kullanım şekli hususlarına dair yeterli bilgiyi içermesi gerekir.

 

  • Deliller; ambalaj, etiket, fiyat listesi, katalog, fatura, fotoğraf ve gazete ilanı gibi her türlü destekleyici dokümanı içerebilir. Bu durumda, dokümanlar içerisinde yer alan ve itiraza konu markanın kullanımını kanıtlayan kısımların işaretlenmek suretiyle açıkça gösterilmesi gerekir.

 

  • Deliller, her bir vakıanın hangi delillerle ispat edildiğini açıkça gösteren ayrıntılı bir delil listesi ile birlikte ve yazılı olarak sunulur. Delil olarak ürün numunelerinin incelenmesinin talep edilmesi halinde söz konusu ürünlerin numuneleri yerine, renk özellikleri de dâhil olmak üzere ayrıntılı şekilde çekilmiş ve yeterli çözünürlüğe sahip fotoğrafları sunulur.

 

  • Kurum tarafından talep edilenler hariç olmak üzere, 29 uncu madde kapsamında verilen sürelerin sona ermesinden sonra delil sunulamaz, sunulan deliller Kurum tarafından dikkate alınmaz.  Delillerin yabancı dilde olması halinde Kurum, söz konusu delillerin tamamının ya da bir kısmının yeminli bir tercüman tarafından onaylanmış Türkçe tercümesinin sunulması için iki aylık süre verebilir. Tercümelerin süresi içinde sunulmaması halinde söz konusu deliller itiraz incelemesinde dikkate alınmaz.

 

  • Delillerin süresinde, sırasıyla ve düzenli sunulması sorumluluğu taraflara aittir.   Niteliği, içeriği ve itiraz konusu marka ile bağlantısı açıkça anlaşılmayan, okunaklı olmayan, düzenli şekilde tasnif edilmeyen, liste halinde sunulmayan ve iddialarla ilişkilendirilmemiş deliller hakkında söz konusu eksikliklerin giderilmesi için Kurum tarafından bir aylık süre verilir. Bu süre içinde eksikliklerin giderilmemesi halinde söz konusu deliller itiraz incelemesinde dikkate alınmaz. (SMK’nın Uygulanmasına Dair Yönetmelik m. 30)

Bu bağlamda; faturalar, katalog, fiyat listesi, ambalajlar, etiket, fotoğraf, gazete ilanı gibi markanın kullanımını kanıtlayan bütün evraklar kullanım ispatı olarak Kurum’a  sunulabilecektir.  Özellikle faturalar gibi resmi niteliği olan evraklar, markanın kullanıldığına ilişkin önemli deliller olarak sayılacaktır.   

Bu yazımızda, 10 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe girecek olan ve markaların kullanmama nedeniyle iptaline ilişkin detayları, hangi durumlarda markanın iptale konu olabileceğini, tescilli markaların ne şekilde kullanılması gerektiğine ilişkin durumları, kullanılmama nedeniyle iptale konu olan markanın kullanıldığının kanıtlanmasının ne şekilde olabileceğine    ilişkin detayları aktarmaya çalıştık. Umarız faydalı olabilmişizdir. Ocak ayından itibaren sınai mülkiyet camiasını ve marka sahiplerini yoğun günler bekliyor. Hepimize kolay gelsin. Bir sonraki yazı da görüşmek üzere… 

Fikri Mülkiyet Hukuku alanındaki tüm Blog yazılarını okumak için bağlantıya tıklayınız. 

Doç. Dr. Pelin KARAASLAN’ın Yeni Sayı’mızda çıkan “Çalışanların Meydana Getirdikleri Yazılımlar Üzerinde Hak Sahipliği” isimli yazısını bağlantıdan okuyabilirsiniz. 

Yazar: Adem MACAR 

MARKA VEKİLİ  

2015 yılından bu yana sınai mülkiyet hakları kapsamında danışmanlık yapan Adem Macar, Ekim Patent Ofisi’nde Marka Vekili ve Patent Danışmanı olarak çalışmaktadır.