Yapay Zeka Destekli Sosyal Medya Algoritmalarının Doğurduğu Hukuki Sorunlar

Okuma Süresi: 4 Dakika

Yapay Zeka Destekli Sosyal Medya Algoritmalarının Doğurduğu Hukuki Sorunlar

Özet

Bu çalışma kapsamında yapay zeka teknolojilerinin sosyal medya platformlarının algoritmalarındaki kullanımına ve ilgili kullanımın hukuki boyutlarına değinilecektir. Yapay zeka destekli sosyal medya algoritmalarının temel amacı, kullanıcıların deneyimlerini iyileştirmek ve içerik akışını düzenleyerek kullanıcının platformda daha fazla vakit geçirmesini sağlamak amacıyla kullanılmaktadır ancak bu algoritmaların hukuki boyutu mevzuatta yeterince yer almamaktadır. Bu durumun yarattığı hukuki belirsizlik kullanıcıların haklarının ihlali riski doğurmakla beraber sosyal medya platformlarına geniş hareket alanı bırakmaktadır. Bu bağlamda yapay zeka destekli sosyal medya algoritmalarının statüsü, işleyişi, avantajları ve karşılaşılan hukuki sorunların ele alınması gerekmektedir. 

Giriş 

Sosyal medya platformları, hiç şüphesiz bilgi çağının en önemli iletişim aktörü konumundadır. Günümüz dünyasında milyarlarca insan, Facebook, Instagram, X, TikTok ve YouTube gibi platformlar üzerinden, ağırlıklı olarak kişisel veri olmak üzere veri paylaşmakta ve karşılıklı etkileşimde bulunmaktadır. Bu kadar fazla insana daha kolay hizmet vermek için sosyal medya platformları kullanıcı deneyimini geliştirmek ve içeriği kişiselleştirmek amacıyla yapay zeka destekli algoritmalar kullanmaktadır ancak bu teknolojilerin kişilik hakları, kişisel verilerin korunması hukuku, insan hakları hukuku (ağırlıklı olarak ifade özgürlüğü) ve basın hürriyeti açısından hukuki ve etik sorunlara yol açmaktadır.

Sosyal Medyada Yapay Zeka Algoritmalarının Kullanımı 

Yapay zeka destekli sosyal medya algoritmaları temelde 5 amaç için kullanılmaktadır: içerik öneri sistemleri, reklamcılık, sahte bilgilere karşı filtreleme, moderasyon ve chatbot.  

Sosyal medya algoritmalarının en fazla kullanıldığı alan hiç şüphesiz, içerik öneri sistemleridir. İlgili sistemler, kullanıcıların ilgi alanlarına uygun (daha önceki deneyimleri işleyerek tespit edilen) içerikleri önermek için makine öğrenmesi algoritmaları kullanılmaktadır. Avrupa Birliği Yapay Zeka yasası ilgili algoritmalar için şeffaflık yükümlülüğü getirirken Çin ilgili algoritmaların komünizm ve Çin ulusal değerlerine aykırı olduğunu tespit ederse, doğrudan yasaklamaktadır. 

Diğer bir kullanım ise reklamcılık alanındadır. Sosyal medya algoritmaları kullanıcıların daha önceki hareketlerini analiz ederek kullanıcıya kişiselleştirilmiş reklam göstermektedir. İlgili durum reklam verenlerin ürün ve hizmetlerinin hedef kitlesine doğrudan ulaşmasını sağlarken kullanıcıların satın alma dürtülerini teşvik etmektedir. Etik açıdan tartışmaya açıkken reklam mevzuatı açısından ihlal teşkil etmemektedir. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, özellikle kredi kartı dolandırıcıları, kişiselleştirilmiş reklamlar vasıtasıyla dijital olarak dezavantajlı gruplara (küçüklere, yaşlılara vs.) daha kolay ulaşmaktadır. 

Üçüncü kullanım alanı ise sahte bilgilere mücadeledir. Her insanın sosyal medyaya ulaşmasıyla sahte bilgilerin paylaşması artmış bazı ülkelerde sosyal medya platformları propaganda ve provokasyon aracı haline gelmiştir. Yapay zeka destekli algoritmalar, kişilerin doğru bilgiye erişmesini ve propaganda ve provokasyon amaçlı paylaşımlardan kaçınmasını sağlamaktadır.

Geleneksel sosyal medya platformları, örnek olarak Facebook; Instagram, X, Tiktok vs., genel kullanıcı kitlesine hitap etmektedir. Bu bakımdan özellikle cinsellik içeren, zararları maddelerin kullanımını özendiren veya şiddet içerikli suça teşvik eden içeriklerin platformlarında yayınlamasını yasaklamaktadır. Bu bakımdan yapay zeka destekli sosyal medya algoritmaları, adeta anlık moderasyon hizmeti sunarak ilgili içeriklerin kullanıcılara ulaşmasını engellemektedir.    

Son olarak ise sosyal medya platformlarında yapay zeka destekli algoritmalar, kullanıcılarla iletişime geçen chatbot’larda kullanılmaktadır. İlgili chatbot’lar kullanıcı deneyimlerini geliştirmekle kalmamakta kullanıcıların yaşadıkları sorunlara da çeşitli çözümler sunmaktadır. 

Yapay Zeka Destekli Algoritmaların Avantajları 

Yapay zeka algoritmalarının sosyal medya platformlarında kullanımının çeşitli avantajları vardır. İlk olarak kişiselleştirilmiş deneyim, yani algoritmaların kullanıcıların ilgi alanlarına uygun içerikler sunmasıdır. Kişiselleştirilmiş deneyim sayesinde kullanıcılar ilgili alanlarına uygun içeriklerle karşılaşarak daha verimli bir deneyim yaşamaktadır ancak bu durum kullanıcıların ekran sürelerini artırarak sosyal medya bağımlılıklarını körüklemektedir. Diğer bir fayda ise algoritmaların moderasyon özelliği sayesinde kullanıcıların, spam; nefret söylemi ve yanıltıcı haberlerden uzak verimli bir deneyim yaşamasını sağlamalarıdır. Reklam etkinliğinin artırılması ile hedef kitleye yönelik reklam gösterimini optimize edilerek reklam verenler için daha verimli bir ortamın oluşmasıdır. Son olarak ise yapay zeka destekli sosyal medya algoritmaları, kullanıcı güvenliğini sağlayarak siber zorbalık, taciz ve diğer zararlı içeriklerin yayılmasını engelleyerek güvenli bir platform sunmaktadır. 

Yapay Zeka Algoritmalarının Yol Açtığı Hukuki Sorunlar

  Yapay zeka tabanlı sosyal medya algoritmalarının faydası kadar yarattığı imkanların genişliği de çeşitli tehlikeler doğurmaktadır.  Bu tehlikeler temelde, kişisel verilerin korunması, ifade özgürlüğü, basın hürriyeti ve haksız rekabet ihlalleri ekseninde cereyan etmektedir. 

Kişisel Verilerin Korunması bakımından GDPR (Genel Veri Koruma Regülasyonu) ve KVKK (Kişisel Verilerin Korunması Kanunu) gibi yasal düzenlemeler, kullanıcı verilerinin nasıl işlenmesi gerektiğine dair katı kurallar koymaktadır ancak sosyal medya algoritmaları ile ilgili doğrudan bir düzenleme olmamakla beraber sosyal medya algoritmalarının büyük veri işlemesi hiç şüphesiz tespiti ve ispatı oldukça zor çeşitli kişisel veri ihlaline neden olmaktadır. 

Sosyal medya algoritmalarının koda bağlılık ilkesi, sosyal medya platform yöneticilerinin uygun bulmadığı fikirlerin kaldırılması, gösterilmemesi (shadow ban) ve kullanıcıların çeşitli yaptırımla yüzleşmesine neden olmaktadır. Bu bakımdan yapay zeka destekli içerik moderasyonu, yanlış değerlendirmeler sonucu meşru ifadelerin sansürlenmesine neden olabilmektedir. Bu bakımdan internetin ilk zamanlarındaki vatandaş gazeteciliği anlayışı çeşitli kısıtlama ve sansürlere uğramaktadır. Bu durum ancak doğru filtreleme ve şeffaflık ilkesinin katı uygulaması ile aşılabilir. 

Değinilmesi gereken bir diğer konu ise yanıltıcı içerikler ve hukuki sorumluluk konusudur.  Yanlış bilgi yayan hesapların tespit edilmesi konusunda algoritmalar her zaman yeterince hassas çalışmamaktadır. Bu durum, yanlış bilgi yayan hesapların cezai sorumluluk taşıyıp taşımadığı konusunu gündeme getirmektedir. Maalesef demokrasinin gelişmediği ülkelerde sosyal medya platformları propaganda ve provokasyon amacıyla kullanılmaktadır. Sosyal medya platformlarının kullanıcı sözleşmesinde ilgili durumlar yaptırıma bağlanmışsa da günümüzde maalesef kullanıcılar için yeterli koruma sağlanamamaktadır. 

Sonuç 

Sosyal medya platformlarında yapay zeka destekli algoritmaların kullanımı, kullanıcı deneyimini iyileştirirken bazı hukuki sorunları da beraberinde getirmektedir. Kişisel verilerin korunması, ifade özgürlüğü ve yanıltıcı içeriklerle mücadele gibi alanlarda yaşanan sorunların çözümü için yeni hukuki düzenlemelerin yürürlüğe girmesi ve şeffaflık ilkesini benimsenmesi ve katı bir şekilde uygulanması büyük önem taşımaktadır. Yapay zeka teknolojilerinin sosyal medya alanında etik ve hukuka uygun bir şekilde kullanılması için hem platform sağlayıcılarına hem de yasal düzenleyicilere önemli sorumluluklar düşmektedir.

Kanan İbrahimli’nin 15. Sayı’mızdaki “Deepfake ve Adli Bilişim” isimli yazısını bağlantıdan okuyabilirsiniz.

Yazarın tüm blog yazılarını okumak için bağlantıya tıklayınız.

Kenan İBRAHİMLİ’nin Edux Academy’deki ücretsiz Yapay Zeka Hukuku eğitimine bağlantıdan kaydolabilirsiniz.

Yazar: Kenan İBRAHİMLİ / Hukuk ve Bilişim Dergisi Editör