Yapay Zeka Hukuku
A.Yapay Zeka Kavramı
I. Yapay Zeka Nedir?
Yapay zeka kavramının birçok anlamı olmakla birlikte düşünsel zekaya sahip insanlar ve hayvanların sahip olduğu yaratılıştan gelen / doğal zekanın aksine insan eliyle oluşturulmuş makineler tarafından görüntülenen zekâ çeşididir. Kısaca yapay zekâ, edindiği görevleri yerine getirmek için insan zekasını taklit eder ve topladığı işbu bilgiler kapsamında kendisini kademeli olarak tıpkı büyüyen bir insancasına geliştirebilen sistem veya makinelerdir. Yapay zeka günümüzde bilgisayarların arama motorlarında, otomobillerin abs sistemlerinde akıllı evlerde ve ofislerde karşılaştığımız olan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.
II. Yapay Zekanın Tarihçesi
Yapay zekâ kavramı; geçmişten günümüze kadar gerçekleşen tüm icatlarda/ keşiflerde olduğu gibi insan merakının bir ürünüdür. İlgili kavramın başlangıç noktası Alan Mathison Turing tarafından ‘’Makineler de düşünebilir mi? ‘’ sorusudur. II. Dünya Savaşı devamında mesajların deşifre edilmesi vb. ihtiyaçların neticesinde üretilen cihazlar ile ilgili kavram hayata geçmiştir. İşbu kavramı ‘’yapay zekâ’’ 1956 yılında John McCarty isimlendirmiştir. 1950 yılların sonuna kadar yapay zeka araştırmaları sembolik yöntemler ve problem çözme gibi hususlarda incelenmiştir. 1960’ların başlarında ise Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı makinelerin bu denli işlevinin farkına vararak bilgisayar eğitimine önem vermeye başladı. Bilgisayar eğitimleri ile amaçlanan; insan akıl yürütmesini taklit etmek ve gelişmiş algoritmalar ve hesaplama gücü ve depolama alanlarının güçlendirilmesidir. 1970’lerde ise, Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) yapay zekâ teknolojisini kullanarak sokak haritalama projelerini tamamladıklarını duyurdu. Günümüzde çok popüler olan Alexa, Siri veyahut Cortana’ın isimleri dahi duyulmamışken 2003 yılında DARPA akıllı kişisel asistanlar üretti. DARPA’nın bu çığır açan çalışması belki de bugün bilgisayarlarda karşımıza çıkan otomasyon ve resmi muhakemelerinin öncüsü olmuştur. Dünyaca ünlü birçok Hollywood filmine konu olan yapay zekâ; insan ırkının sonunu getireceği yönündeki tasvirlere maruz kalsa da günümüz teknolojisinde o kadar da korkutucu ya da zeki değil. Özellikle sağlık perakende alanında ve daha sayılabilecek onca alanda özel fayda sağlamaktadır.
B.Yapay Zekanın Hukuk İle İlişkisi
Yapay Zekaların geldiği son noktada yazılım uzmanları ve bilgisayar bilimcileri yapay zekaların hukuki bir kişiliği ve akabinde ortaya çıkan sorumluluğu ve hakları olması gerektiğini ileri sürmektedir. İşbu düşünce çağımızda yavaş yavaş kabul görmeye başlasa da aksine halen birçok düşünce yer almaktadır. Hayatı kolaylaştırmak için tasarlanan ve insandan çok daha hızlı öğrenen yapay zekaların hata yapması sonucunda sorumluluğu gündeme gelecek midir? Örneğin yemek teslimi yapan drone’nun aldığı hasar sonucu bir çocuğu yaralaması ya da öldürmesi sonucunda hukuki sorumluluk gündeme gelmektedir. Kişi kavramı kısaca haklara ve borçlara sahip olma iktidarına haiz varlıkları kapsamayan bir kavramdır. Kişi kavramından farklı olan kişilik kavramı ise, kişi kavramından daha geniş ve kapsamlı olduğu, bu anlamda kişilik kavramının dar ve geniş anlamda kullanılabileceği kabul edilmiştir. Buna göre, dar anlamda kişilik, kişi kavramı ile eş anlamda olup, haklara ve borçlara sahip olan varlığı ifade etmektedir. Geniş anlamda kişilik ise, hak ve borçlara sahip olmakla birlikte, bunlara sahip olabilmek için hukuki işlemler yapabilme ehliyeti (hak ve fiil ehliyetleri) ile kişi olmaları nedeniyle sahip olunan maddi ve manevi menfaatleri üzerindeki haklar ve kişisel durumu kapsamaktadır. Hukuk dünyasınca kabul edilen kişi kavramı; varlıkların statüsünü, ehliyetlerini, kişisel değerlerini ve durumlarını içine alan bütüncül bir kavram olarak kabul edilmektedir. İşbu tanım uyarınca kişi denilince ilk akla gelen varlık insanlardır. Bu bağlamda tüm çağdaş hukuk sistemlerinde sırf insan olarak doğduğu için başkaca bir şart aranmaksızın hak ehliyetine sahip olan ve borçların süjesi olan insan sağ ve tam doğumun gerçekleşmesi ile kişi olarak kabul edilmektedir. Ancak yapay zekanın kişi olarak kabul edilmesi için tam ve sağ doğumun nasıl ve ne şekilde kabul edileceği kavramsal bir çelişki olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yapay zekalara kişilik statüsünün verilmesini reddedenlerin görüşü; bahse konu varlıkların/makinelerin/sistemlerin kişilik statüsüne ihtiyaç duymayacaklarına ilişkindir. Bu görüşü baz alanlara göre yapay zekanın ortaya çıkardığı hukuki sorunların tek ve vazgeçilmez çözümü onlara kişilik statüsü vermek değildir. Bahse konu sorunları varlıkların kullanım alanlarına bağlı olarak verilecek sınırlı hak ve sorumluluklar ile veyahut belirli sigorta entegrasyonu ile ortadan kaldırılabileceğini düşünmektedirler. Bu görüşü benimseyenler ayrıca ilgili varlıkları (yapay zekaları) kişi statüsünden çok eşya statüsünde kalmaları gerektiğini benimsemektedirler. Kısacası bu görüşü benimseyenlere göre yapay zekaların gerçek veya tüzel kişinin mülkiyetinde yer alması gereken bir eşya olarak kalmasıdır.
Yapay zekalara kişilik statüsünün verilmesini kabul edenlerin görüşünün kaynağı ise Locke’nun bakış açısı çerçevesindeki eşitlik ilkesidir. Aynı özelliklere ve kapasiteye sahip insanların eşit olması gerekmektedir. Bu nedenle de bahse konu yapay zeka insana özgü özelliklere sahip ise eşitlik ilkesinin gereği yapılmalı ve kişi statüsüne kavuşması gerekmektedir. Bu görüşü benimseyenler, insanlığın dominant statüsüne ve insan ırkına zarar vermeyecekse/ tehdit unsuru değilse hukuken kişi olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca ilgili görüşün genel kabul aldığı durumda; bilinçli sistemlerin yer aldığı bir ülkede ekonomik gelişme açısından ciddi avantajların sağlanacağı yadsınamaz bir gerçektir.
Kişi statüsüne erişen yapay zekanın varlığı ile mevcut hukuki sorunların çözüme kavuşacağı da kabul edildiğinde toplum tarafından ürkütücü kabul edilmeyecek ve hak sahibi olma ve borç altına girmeyi de sağlaması nedeniyle toplumda güveni ve huzuru arttıracağı görüşündelerdir.
C.Sonuç
Yapay zekanın geldiği son nokta incelendiğinde gelecekte mevcut halinden kat ve kat daha gelişmiş olacağı ve üzerine düşünüleceği ve araştırmaların da yapılacağı aşikardır. Mevcut tartışmaların da ve Hollywood bilim kurgu filmlerinin de kaynağı yapay zekaların insanlık ırkının sonu olacağı / insanları köleleştireceği ve sonu olacağı fikirleridir. Bunun aksi yönde düşünenlere göre yapay zekalar insan ırkı için tarifi mümkün olmayan bir faydadır. Kanaatimce yapay zekalara hukuki olarak kişilik statüsü verilmesi halinde hak ve borç altına girebileceği için gerçekleştirdiği fiillerden de sorumluluğu gündeme gelecektir. Bu nedenle de gerçekleştirdiği eylemler neticesinde bir başka şeye zarar vermesi durumunda sorumluluğu gündeme gelecektir. Hatta hukuki olarak kişilik haklarının yapay zekalara verilmesi halinde yargılama sırasında kendilerini savunacak yapay zeka avukatlarının da var olacağı tartışılmazdır.
Türkiye’de diğer ülkelere kıyasen hala yapay zekanın hukuki statüsüne ilişkin somut bir düzenleme yer almamaktadır. Bu nedenle Türk Hukuku açısından yapay zekaya ilişkin olarak diğer ülkelerinin hukuki düzenlemeleri takip ederek doktrinsel görüşler çerçevesinde kanuni düzenlemenin yapılması gerekmektedir. Bu nedenle de yapay zekanın halen bir eşya olarak kabul edilmesi, potansiyeline yapılan bir haksızlık olduğu görüşündeyiz. Yapay zekanın geldiği son noktada hukuki olarak kişilik statüne erişmesi gerektiği, ancak bu statü insanların hak ve eylemlerindeki gibi değil sui generis bir statü olmalıdır. Yapılacak bu kanuni düzenleme neticesinde yapay zekaların hukuki statüsün değişmesiyle yatırımların teşviki kolaylaşacak, ekonomide canlanmalar olacaktır. Sonuç olarak, yapay zekaların hukuki statüsünde gerçekleşecek olumlu ya da olumsuz tüm gelişmeler ülkemizi ve dünyayı etkilemektedir. Bahse konu kanuni düzenlemenin halen olmaması ciddi bir hukuki boşluk olup bu boşluğun yasama organınca ivedilikle giderilmesi kanaatindeyiz.
Yapay Zeka Hukuku alanındaki tüm yazılarımızı bağlantıdan okuyabilirsiniz.
Berkcan Kurtuluş’un “Fikri Haklara Saldırı” isimli 9. Sayı’mızda çıkan yazısını okumak için bağlantıya tıklayınız.
Kaynakça
- YAPAY ZEKANIN HUKUKİ STATÜSÜ VE HUKUKİ KİŞİLİĞİ ÜZERİNE TARTIŞMALAR
Dr. Seda KARA KILIÇARSLAN YBHD • Yıl 4 • Sayı 2019/2, s.363-389 - Özparlak, B. O. ‘Francis Bacon’dan Yapay Zeka’ya: Hukuk ve Teknolo- jinin Dansı’, <https://yapayzeka.ai/francis-bacondan-yapay-zekaya-hukuk-ve- teknolojinin-dansi/>, s.e.t. 13.01.2019.
- Özel, Mert. ‘Yapay Zeka Devrimi, Süper Zekaya Giden Yol Çok Yakını- mızda’, <https://evrimagaci.org/yapay-zeka-devrimi-1-superzekaya-giden- yol-cok-yakinimizda-444>, s.e.t. 09.01.2019.
- MEDENİ HUKUK AÇISINDAN YAPAY ZEKâNIN HUKUKİ STATÜSÜ VE YAPAY ZEKâ KULLANIMINDAN DOĞAN HUKUKİ SORUMLULUK Dr. Öğr. Üyesi Başak BAK
- https://www.oracle.com/tr/artificial-intelligence/what-is-ai/
- YAPAY ZEKA Harun PİRİM Yaşar Üniversitesi
- YAPAY ZEKÂ VE ROBOTLARIN HUKUKI SORUMLULUĞUNUN TÜRK YASAL MEVZUATI ÇERÇEVESINDE INCELENMESI ŞÜKRAN INCE MELIKE ZIŞAN ŞIMŞEK FATIH KAYNARCA
- ROBOT HUKUKU * Robot Law Doç.Dr.Armağan Ebru BOZKURT YÜKSEL