Yazılımların Hukuki Statüsü
Ülkemizde eser üzerindeki haklar 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) çerçevesinde düzenlenmektedir. Bir fikri hakkın ilgili kanun kapsamında düzenlenebilmesi ve hak talep edebilmesi için öncelikle eser niteliğini taşıması gerekmektedir. FSEK 1/B’de tanımı yapılan eser; “sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini” ifade eder. Bu maddeye ilişkin olarak bir fikri hakkın eser sayılabilmesi için kanunda belirtilen dört türden birine dahil olması, fikri bir çabanın ürünü olması ve sahibinin hususiyetini taşıması gerekmektedir. Bir varlığın eser sayılmasıyla birlikte eser sahibinin maddi ve manevi hakları gündeme gelmiş olacak ve FSEK kapsamında koruma altına alınabilecektir. (yazılımlar)
Yazılımlar FSEK kapsamına dahil midir?
Bilişim teknolojileri günümüzde hayatın her alanında karşımıza çıkmakta ve hayatımızı kolaylaştırmaktadır. Hızla gelişen teknoloji ile yazılım sektörü ciddi bir önem kazanmış ve ticari hayatta önemli iktisadi değere sahip olmuşlardır. Buna ilişkin olarak yazılımların hukuken korunması konusu gündeme gelmiştir.
Bilgisayar programları 5846 sayılı Kanunu madde 2’ye göre ilim-edebiyat eseri olarak korunmaktadır. Ancak, aynı maddenin son fıkrasına göre arayüzüne temel oluşturan düşünce ve ilkeleri de içine almak üzere, bir programın herhangi bir öğesine temel oluşturan düşünce ve ilkeler eser sayılmadığından dolayı kanun uyarınca korunmamaktadır. Kanun “yazılım” kelimesini hiç kullanmamakla birlikte “bilgisayar programları” şeklinde düzenlemeye alarak daha dar bir tanımlama yoluna gitmiştir. Türk Hukukunda telif hakkı ile koruma bulunan yazılımların farklı ülke düzenlemelerinde patentler ile koruma altına alınması sebebiyle doktrinsel olarak tartışmalara yol açmıştır. Fakat yazılımın hangi unsurlarının korunup hangi unsurlarının korunmadığı konusunda kanunda kesin bir açıklık bulunmamaktadır. Bilgisayar programı, FSEK’te “bir bilgisayar sisteminin özel bir işlem veya görev yapmasını sağlayacak bir şekilde düzene konulmuş bilgisayar emir dizgesi” olarak tanımlanmıştır. Mevzuatımızda tanımlanmayan yazılım ise, “donanım (hardware) olmayan her şey”[1] veya “donanımı çalıştıran yordamların, programlama dillerinin, belgelemelerin ve programların tümü”[2] olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla yazılımlar, bilgisayar programı dışında kalan, kullanım kılavuzları gibi başka unsurları da kapsayabilirler ve ancak bu gibi unsurlar bilgisayar programına tanınan hukuki korumadan yararlanamıyor olabilirler.[1]
Yazılımlarda Eser Sahipliği
FSEK md.8 uyarınca eseri meydana getiren kişi o eserin sahibi olarak kabul edildiğinden, yazılımı oluşturangerçek kişi(ler) de bu yazılımların sahibi olmaktadır. Bir yazılımın oluşturulması süresince, fikir veren, tavsiyelerde bulunan yani teknik hizmet veya teferruata ait yardım yapan kişiler eser sahibi olarak kabul edilmemektedir (FSEK md.10/3). Bir kişinin eser sahibinin haklarına ortak olabilmesi için, bu kişinin eserin üretilmesi sırasındaki katkısının, eserin yapılması ve üretimi ile doğrudan bağlantılı olması gerekir. Bu bakımdan tüzel kişiler fikrî bir çalışma ve çaba içerisinde bulunmadığından eser sahibi olmaları mümkün değildir. Tüzel kişiler, ancak eser üzerindeki mali hakların sahibi olabilirken manevi haklara sahip olamayacaklardır.[2] Yazılımlar üzerinde müşterek eser sahipliğinin söz konusu olması halinde, birden fazla yazılımcı birbirinden ayrı olarak çalışabilen programları birleştirerek yeni bir program üretmiş olmaktadırlar [29]. Böyle bir durumda, yazılımcılar eser sahibi sıfatıyla, kendilerine ait kısım üzerindeki haklarını kendi başlarına kullanabilmekte, aynı zamanda da birleştirilerek oluşturulan yeni yazılım üzerinde müşterek eser sahibi sıfatını kazanmaktadırlar. İstihdam ilişkisi kapsamında çalışanlar tarafından meydana getirilen yazılımlar üzerindeki mali hakları kullanma yetkisi aksi öngörülmedikçe yazılım şirketine aittir. (FSEK m.18)
Eser sahiplerinin kanun kapsamında sahip olduğu maddi ve manevi hakları bulunmaktadır. Bu haklar eser sahibi tarafından bizzat kullanılabileceği gibi kullanım hakları da devredilebilir. Mali haklar, eser sahibinin eserinden kazanç elde etmesini sağlayan haklardır. Yazılımlar da çoğu zaman sahibinin kazanç elde etme amacı çerçevesinde ortaya çıkarılmış eserlerdir. Meydana getirilen yazılımın bir bedel karşılığında kullanımının sürekli olarak devredilmesi isteniyorsa satış ve lisans sözleşmesinin unsurlarını barındıran karma bir sözleşme yapılarak satın alınan kişiye malik olma hakkı verir. Süreli devredilmek isteniyorsa kira ve devir sözleşmesi unsurlarının karışımından bir sözleşme yapılarak hakların tanınması söz konusu olabilir. Eser sahipleri tarafından mali hakların kendisi değil sadece kullanımının verilmesi isteniyorsa FSEK 48/2 de düzenlenen ruhsat(lisans sözleşmesi) hazırlayarak işlemi gerçekleştirebilirler. Lisans Sözleşmelerinde esas hak, eser sahibinde kalmaya devam etmekte, gerekli hallerde yasaklama yetkisini kullanmasına da izin vermektedir.
Yazılımların Tescili
Telif Hakkı; eser sahibinin her türlü fikri emeği ile ürettiği eserler üzerinde hukuken sağlanan korumadır. Telif hakkı ile eser sahibinin çalışmalarını izinsiz kullanımlarına karşı koruma sağlanmaktadır. Bir bilgisayar programının telif hakkı ile korunması için eser sahibinin hususiyetini taşıması gerekmektedir. Eserin doğum anıyla birlikte otomatik olarak korumanın başladığından söz edebiliriz. Korumanın başlaması için herhangi bir kurum onayı veya bildirimi gerekmemektedir. Bununla birlikte eser sahibinin kimliğine ilişkin uyuşmazlık bulunması halinde ispat konusunda kolaylık sağlanması istemine dayanarak noter veya Kültür Bakanlığına bağlı olan Telif Hakları Müdürlüğü aracılıklarıyla kayıt ve tescili mümkün olmaktadır. Eseri meydana getiren kişiler ile eser üzerinde kullanım hakkına sahip olan işveren statüsündeki şirketler, kurum ve kuruluşlar kayıt ve tescil işlemi için başvurabilirler.
Sonuç
Teknolojinin her alanda kullanılmasıyla birlikte yazılım sektörü popülerlik kazanmış ve ortaya yazılımların korunmasına ilişkin bazı sorunlar meydana gelmeye başlamıştır. Yazılımlar eseri meydana getiren kişinin yoğun emek ve uzun çalışmaları sonucu üretilen eserlerdir. Eserler Türk Hukukunda Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanun’u (FSEK) ile koruma altına alınmaktadır. İlgili kanunda bir fikri ürünün eser niteliğini taşıması için bazı şartları taşıması gerekmektedir. Bu şartlar; sahibinin hususiyetini taşıması, fikri çaba gerektirmesi ve sayılan dört kategoriden (ilim-edebiyat, güzel sanatlar, musiki, sinema eserleri) birine dahil olması şeklinde tanımlanmıştır. Yazılımlar kanunda direkt olarak tanımlanmamış olup bilgisayar programları şeklinde tanımlanarak daha dar bir kapsam ile koruma altına alınmıştır. Yazılımı ortaya çıkaran eser sahiplerinin bazı maddi ve manevi hakları bulunmaktadır. Bu hakları kendi kullanabilecekleri gibi kullanımını da devredebilirler. Yazılım sahipleri maddi ve manevi haklarını korumaları istemiyle eserlerinin telif haklarını alabilirler.
Fikri mülkiyet hukuku alanındaki tüm Blog yazılarını okumak için bağlantıya tıklayınız.
Hukuk ve Bilişim Dergisi 6. Sayı’mızdaki Tuğba Nur IRMAK’ın “Dünyada Fikri Mülkiyet Bağlamında Yazılımların Korunması” isimli yazısını bağlantıdan okuyabilirsiniz.
Kaynaklar
[1] aksoy-ip.com/yazılımların fikri mülkiyet hakları ile korunması
[2] Yazılım Ürünlerinin Telif Hakkı Kapsamında Korunması, Uluslarararsı Bilgi Mühendisliği Dergisi, Cilt 6 No.1
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi/ 4.sınıf öğrencisi