Sanal Kişiliklerin Hukuki Durumu

Okuma Süresi: 7 Dakika

Sanal Kişiliklerin Hukuki Durumu

1.Giriş

Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte kişinin özel hayatına ve gizlilik alanına yapılan tecavüzler çok kolay bir hale gelmiştir. Bu kolaylıklar ile de sanal kişiliklerin oluşmasına zemin hazırlanmıştır.

Kişinin özel hayatına ve gizlilik alanına ilişkin bilgiler, basın, radyo, televizyon, internet ve sosyal medya yoluyla çok geniş kitlelere kısa zamanda aktarılabilmektedir. Kişilerin internet üzerinde birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve eş zamanlı bilgi paylaşımlarının yapıldığı bütün olan Sosyal Medya’da; Sosyal ağlar, insanların birbiriyle içerik ve bilgi paylaşmasını sağlayan internet siteleri ve uygulamalar sayesinde, herkes aradığı, ilgilendiği içeriklere ulaşabilmektedir. [Muhammed Sabır Fırat, Hukuk Devleti Açısından İnternette İnsan Hakkı ve Kişilik Haklarına Saldırı Sorunu]

Bununla birlikte sanal ortam üzerinde işlenen suçun faillerinin kim olduğu, suçun ne zaman ve nerede işlendiğinin tespiti çok zordur. Ancak kişilik haklarının ne denli önemli olduğu tartışılmasızdır. Yargıtay kişilik haklarının “Kişinin yaşamı, sağlığı, vücut ve ruh bütünlüğü ile toplum içindeki yerini koruyan haklar olduğu ve bunların fiziki, duygusal ve sosyal kişilik değerleri içerdiği” ni kabul etmektedir. [Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 01.10.2007 tarihli 2006/12194 E. 2007/11290 K. sayılı]

Sosyal medyada kullanıcılarının paylaştıkları içeriklerde en çok karşılaşılan ihlal şekilleri; içeriklerin hakaret, tehdit, iftira niteliği taşıyan unsurları barındırmasıdır. Bunun sonucunda kişinin şeref, haysiyet ve itibarı zedelenmektedir. Ayrıca müstehcen unsurları barındıran veya taciz mesajları ile de kişilerin manevi bütünlüğü ihlal edilmektedir. İçeriklerin kazanç getirmesi durumunda kişinin malvarlığından kabul edilip, kişinin malvarlığı hakları arasında değerlendirilir. Kişinin malvarlığında azalmanın veya kayıplarının da maddi tazminat ile giderilmesi mümkündür. Dijital içeriklerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesine kişilik hakkı ihlali bakımından kişilik hakkının korunmasındaki değerleri bünyesinde barındırması gerekecektir.

2.Kişilik Hakkı

Kişilik, kişiyi de içine alan ve fakat bununla birlikte kişinin sahip olduğu hukuki değerlerin ve kişisel durumların bütünü ifade eden bir kavramdır. [Arsebük, Esat; Medeni Hukuk]

Hukuki anlamda kişilik kişinin hayat, beden tamlığı, sağlık, hürriyet, şeref ve haysiyet, ad, resim gibi değeri parayla ölçülemeyen şahıs varlığı değerleri ile değeri parayla ölçülebilen haklar ve borçlar malvarlığı değerlerinin toplamından oluşan bir hukuki değerler ve durumlar bütünü olduğu söylenebilir. [Hatemi (Sosyal Medyada Gerçekleşen İhlaller Karşısında Kişilik Hakkının Korunması sf.34)] Kişilik hakkı kapsamındaki kişisel değerlerin, her ne kadar iktisadi boyutları da olsa daha ziyade değeri doğrudan parayla ölçülemeyen, manevi menfaatlere ilişkin oldukları söylenebilir. [Akkurt Sinan Sami, Sosyal Medyada Gerçekleşen İhlaller Karşısında Kişilik Hakkının Korunması/ seçkin Ankara 2020 s.37] TMK 24 ve TBK 58 maddelerinde genel kişilik hakkına ilişkin çerçeve hükümler düzenlenmiştir. [Helvacı s.43]. Bu genel kişilik hakkının yanı sıra, TMK 26-27, TMK121, FSEK 14-19 ile kişilik hakkının koruyucu özel hükümlerin örneklerindendir. Kişisel değerlerin özel olarak düzenlenmesi, birden çok kişilik hakkı bulunduğu şeklinde algılanmamalıdır. Zira özel olarak düzenlenmiş bu kişisel değerler, kişilik hakkının çeşitli görünümleridir.

3.Sosyal Medya, Sanal Kişilikler Ve Sanal Topluluklar

Sosyal medya sosyal ağları da içine alan bir üst kavramdır. Muhtelif yaklaşımlarla birlikte karma bir yaklaşımla sosyal medyayı şu şekilde tanımlayabiliriz: Sosyal medya, internet alt yapısına ve fakat web 2.0 teknolojisine dayanan; kişilerin, kullanıcıların sıfatıyla ortak ilgilerini, düşüncelerini, duygularını, bilgilerini, kişisel hal ve durumlarını, sosyal-siyasi eğilimlerini, fotoğraflarını, videolarını, yazı ve yazışmalarını, fikir ve sanat eserlerini, kimi zaman ticari ve mesleki faaliyetlerini, mal ve hizmetlerini ve benzeri değerleri ile kimi kişisel verilerini, gerek diğer münferit kişilerle gerekse belirli bir toplulukla yahut kamuoyuyla paylaşma olanağı buldukları; karşılıklı etkileşim, iletişim, paylaşım esaslarına dayanarak içeriğin kullanıcılar tarafından oluşturulmasına interaktif olarak izin veren dijital platformların genel olarak tümüdür. [Kaplan/haenlein, .61; Kay, Mine: Sosyal Medya ve Sosyal Medyada üçüncü kişilerin Kişilik Haklarının İhlali, TBB Dergisi]

Sanallık, dijitalleşmesinin bir sonucu olup fiziksel olarak değil yazılım olarak var olan anlamına gelmektedir. Kullanıcı ile belli bir derecede etkileşime imkan tanıyan bilgisayar grafikleri ve dijital videolar, bilgisayar destekli tasarım, üç boyutlu oyunlar gibi pek çok alanda sosyal medyada kullanım olanağı bulan sanal gerçeklik, gerçek dünyaya ilişkin bir durumun bilgisayar tarafından yaratılan üç boyutlu bir benzer içerisinde, kullanıcıların bu sanal dünyada yer alabildikleri, objelere dokunduğu hareket ettirebildikleri, duygusal olarak algılayabildikleri ve sanal olarak denetleyebildikleri bir ortamdır. Bu ortamda, kişilerin gerçek hayatta var olmadıkları ortamda var olduklarını ve sahip olmadıkları şeylere sahip olduklarını zannettiği bir gerçeklik mevcuttur. [Özkaya s.460]

Sosyal medyanın diğer bir bileşeni ise sanal topluluk, yani sosyal medyanın kullanıcısı kişi veya topluluklarıdır. Oluşturdukları profiller ile sosyal medyada yer alan bu kişi veya topluluklar sosyal medyanın vazgeçilmez aktörleridir. Benzer ilgi alanları, amaçlar, görüşler, inançlar, ortak geçmiş etrafında birleşebilen bu insanlar sosyal medyada birbirlerini bulabilmekte, gruplar kurabilmekte, görüşlerini paylaşmakta ve seslendirebilmekte, fikirlerini desteklediği bir çevre oluşturabilmekte ve dahası bir gruba katılarak temel insan ihtiyaçlarından olan aidiyet duygusunu yaşayarak sosyalleşebilmektedirler. Sosyal medya kullanıcısı kişi ve topluluklar, sosyal medyanın “sosyal” kısmını hayata geçirmekte, bu fonksiyonu ise tüketici, katılımcı veya üretici konumunda yerine getirmektedirler. [Shao GUOSONG]

Sosyal medyayı genel olarak kendisi, diğer kullanıcılar ya da dünya hakkında bilgi edinme veya eğlenme amaçlı olarak kullandıkları görülmektedir. Katılımcı kullanıcılar ise kullanıcıdan kullanıcıya veya kullanıcıdan içeriğe doğru etkileşime geçerek posta atma, mesajlaşma, içeriği oylama, favorilerine ekleme, başkalarıyla paylaşma ve yorum yapma gibi faaliyetlerde bulunurlar. Bu faaliyetleri ile bir üretimde bulunmasalar da tüketici konumundakileri etkilemekte, dahası sanal toplumu şekillendirmekte ve devamını sağlamaktadırlar. [Shao GUOSONG]

4.Sosyal Medya Ortamında Gerçekleşen Kişilik Hakkı İhlalleri

Elektronik ortamda işlenen suçların önlenmesi ile 2559 ve 2937 sayılı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı ile gerekçesinde yer verildiği görülmektedir. Buna göre Taslağın 2. Maddesinde Elektronik ortam, “işaret, sembol, ses, görüntü ve elektrik, manyetik, elektromanyetik, elektrokimyasal, elektromekanik ve diğer iletim sistemleri vasıtasıyla iletilmesi, gönderilmesi ve alınmasını sağlayan internet ve bilişim ortamı” olarak tanımlanmıştır. [Kaya Mine, Elektronik Ortamda Kişilik Hakkının Korunması, Seçkin sf 59]

İnternet ortamında kişilik haklarının ihlal edilmesindeki temel husus belirsiz sayıda kişinin erişimi ile yanlış bilginin veya özel hayata dair bir kişilik değerinin çok kısa süre içerisinde binlerce belki de milyonlarca kişiye ulaşmasıdır. İnternet ortamında ses, yazı ve görüntü aynı anda işlenebildiği için internet diğer iletişim araçları ile kıyaslandığında hem daha etkin hem de çok daha geniş bir alan ulaşabilmektedir. [Erdoğan, Yavuz:Türk Ceza Kanununda Bilişim suçları, Legal yayıncılık, İstanbul, 2012 s.34]Kişilik hakkı ihlali neticesinde sadece manevi değil, maddi zarar da meydana gelebilmekte ise de bu durum, anılan hakkın şahıs varlığı haklarından olduğu sonucunu değiştirmemektedir. [Bucker, (Andreas), s.125] Elektronik Ortamda Gerçekleşen Kişilik Hakkı İhlallerini başlıklar halinde toparlayacak olur isek,

1-Kişisel Verilerin İşlenmesi Yoluyla İhlaller

-Kişisel Verilerin İşlenmesi

-Elektronik Haberleşme Alanındaki Korunma Sistemi ve İhlaller

-Elektronik Sertifika Hizmeti Sağlanmasındaki Korunma Sistemi ve İhlaller

-Kişisel Verilere Yönelik Elektronik Ortamdaki Diğer İhlaller

2-Alan Adı Yoluyla İhlaller

-Alan Adının Yapısı ve Hukuki Niteliği

-Genel Olarak Alan Adı Sistemi ve Alan Adı Tahsisi

-Türkiye’ De Mevcut İnternet Alan Adı Tahsisi Sistemi

-Türkiye’de Yeni İnternet Alan Adı Tahsis Sistemi

-Alan Adından Kaynaklanan İhlaller ve Uyuşmazlıkların Çözümü

3-E-Posta Yoluyla İhlaller

-E-Posta Kişilik Hakkı İlişkisi

4-Spam Yoluyla İhlaller

5-Web Siteleri Yoluyla İhlaller

6-Bilişim Suç ve Teknolojileri Yoluyla Yapılan İhlaller

7-Sosyal Medya Aracılığıyla Yapılan İhlaller [Kaya Mine, Elektronik Ortamda Kişilik Hakkının Korunması, Seçkin]

Sosyal medya platformlarındaki kişisel hesapların hackerler tarafından ele geçirilmesi gündeme sıkça gelen konulardandır. Güvenliğin sağlanması noktasındaki asıl sorumluluk ise kullanıcılara bırakılmaktadır. Şifre güvenlik ve gizliliğinin sağlanması bakımından şifrenin başkaları ile paylaşılmaması, bilgisayarda etkin bir koruma sistemi kurulması, seçilecek şifrenin uzun ve kolay çözülmeyecek yapıda bulunması, herhangi bir güvenlik ihlali veya hesabın izinsiz kullanımı halinin derhal sosyal medya hizmet sağlayıcısına bildirilmesi kişisel olarak alınabilecek önlemlerdendir.

5.Elektronik Ortamda Gerçekleşen Kişilik Hakkı İhlallerinde Hukuki Korunması Yolları

Kişinin özelliklerinin gelişmesi ve bunların ortaya çıkmasında sarf ettiği çaba, kişiliğin gelişmesinin korunması zorunluluğu ortaya çıkarır. Ayrıca, kişiliğin kapsadığı alanında korunması gerekir, yani kişinin kendisine veya üçüncü şahıslara karşı olan görevlerini ifada, manevi görevlerini yerine getirmesinde, gerekli olan ölçüde korunması zorunluluğu vardır. [Siebert; S.225.] Kişilik hakkı, Anayasal teminat altına alınmıştır. Bkz. AY 11, 12, 17 vd.

Genel olarak kişilik haklarının korunması ile ilgili hükümler özel hukuk kapsamında Medeni Kanun’ un 23, 24 ve 25 maddeleri ile Türk Borçlar Kanunun’ nun 49. Maddesi hükümleri ile korumaktadır. Bu genel korumanın yanı sıra bazı kişisel değerleri koruyan özel hükümler bazı mevzuatları yer almıştır. Bunlara örnek olarak; Medeni Kanun’un 26,27, 158/2, 174, 304, 305. Maddeleri Türk Borçlar Kanunu’ nun 45,46,47,48 maddeleri, Türk Ticaret Kanunu’ nun 56. Maddesi, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ nun 14-19. 70-71 ve 80-83 madde aralığı gösterilebilir. Medeni Kanun’ un 23-24 maddeleri göz önüne alınarak değerlendirildiğinde, kişilik haklarının rızaya dayalı hukuki işlemler ile saldırılar ve üçüncü kişilerin rıza dışı saldırılarına karşı korunma olarak iç ve dış koruma ayrımı yapılmaktadır. [Tandoğan Haluk; Şahsiyetin akit dışı ihlallere karşı korunmasının işleyiş tarzı ve basın yoluyla olan ihlallere karşı özel hayatın korunması]

1. 23 maddesinde “Kimse, hak ve fiil ehliyetlerinden kısmen de olsa vazgeçemez. Kimse özgürlüklerinden vazgeçemez veya onları hukuka ya da ahlaka aykırı olarak sınırlayamaz. Burada kişilik kişinin rızası ile yaptığı hukuki işlemler yoluyla korunmak istenmiş ve sınırlar çizilmiştir. Kişilik haklarını aşırı derecede kısıtlayan anlaşmalar hükümsüzdür. [Https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/397786] Kişilik Hakları çoğu zaman rıza dışı yani üçüncü kişilerce saldırıya uğrar. Türk Hukuk sistemindeki genel korumaya ilişkin TMK 24-25 ve TBK 49 maddelerinde düzenlenmiştir.

2. MK.24- “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldıran kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.

Kişilik hakkı, zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.”

3. MK.25-. “Davacı hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini sona ermiş̧ olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir.

Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir.

Davacının, maddi ve manevi tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş̧ olan kazancın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır.

Manevi tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş̧ olmadıkça devredilemez; Miras bırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez.

Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim. Yeri mahkemesinde dava açabilir.”

4. BK.49- “Şahsiyet hakkı hukuka aykırı biçimde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevî zarara karşılık manevî tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.

Hâkim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alır.

Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave edebileceği gibi tecavüzü̈ kınayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu kararın basın yolu ile ilanına da hükmedebilir.”

Aşağıdaki bolümde kişilik haklarını koruyucu davalar MK 25 hükmünde örnekleyici olarak sayılmıştır.

-Saldırıya Son Verme Davası

-Saldırı Tehlikesinin Önlenmesi

-Saldırının Hukuka Aykırılığının Tespit Davası

-Maddi Tazminat Davası

-Manevi Tazminat Davası

-Vekaletsiz iş görme Davası

5. MK 25 ve TBK 58 maddelerinde bahsedilen manevi tazminat davası genel nitelikli hükümlerdir. Bahsedilen hükümler dışında da manevi tazminat talebinde bulunmaya imkân tanınmıştır. Özel olarak düzenlenen maddelere misal verecek olur isek MK 26/2,121, 158/2, 174/2, TBK 56 maddeleridir. Bu maddeler ile tazminat talep edilebileceği gibi kişiliğe saldırı teşkil eden her halde MK 25/3 ve TBK 58 manevi tazminat istenmesine imkân veren hükümlerdir.

– Elektronik Ortamda Gerçekleşen Kişilik Hakkı İhlallerinde Hukuki Korunması Yolları

-Özel Hukuk Hükümlerine Göre Kişiliğin Korunması

-5651 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Kişiliğin Korunması

-Basın Kanunu ile Radyo ve TV Kanunu Hükümlerine Göre Kişiliğin Korunması

-Elektronik Ortamda Kişiliğin Korunmasında Uygulanacak Hükümlerin Tespiti [Kaya Mine, Elektronik Ortamda Kişilik Hakkının Korunması, Seçkin]

6.Sonuç (Görevli Yetkili Mahkeme Ve Zamanaşımı)

Özellikle, teknolojik ortamların gelişmesi ile söz konusu olan bu verilerin korunmasında ortam ve sorumlu olan kişi ile kuruluşlarla mücadele hukuksal ve teknik olarak sürmektedir. Bu faaliyetler gerek AB hukukunda gerekse de hukukumuzda ve kurumsal yapılar çerçevesinde sürdürülmektedir. [Turan 2021ankara. Bilişim hukuku seçkin s.343]

Yargıtay özel hayatın gizliliği kapsamında kişinin hangi faaliyetlerin korunacağının ve koruma alanının sınırının belirlemesinde alan ayrımları nazara almaktadır. Kişinin hangi faaliyetlerin korunacağının ve koruma alanının sınırının belirlemesinde alan ayrımları nazara almaktadır. Yargıtay bu ayrımı “… Kişinin …hayatı çeşitli alanlardan oluşur. Bunlar gizli, özel ve ortak alanlardır…

Özel yaşamı oluşturan alanlardan kişilik hakkı ile koruma altına alınan alanlar, kural olarak gizli alan ile özel alan ilgilendiren olaylardır…” Kişilik haklarının telekomünikasyon yoluyla ihlali halinde, tazminat davaları için bizzat içeriği sağlayan kişiye örneğin e-postayı gönderen veya web sayfasını hazırlayan kişiye dava açılacaktır. İçerik sağlayıcının kimliği bilinmiyorsa veya ona dava açmak yararsız olacaksa, servis veya erişim sağlayıcısına da dava açılıp açılamayacağının tespiti gerekecektir. [Durak; s.115.] Kişilik hakkının ihlaline ilişkin davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Açılacak davalarda yetkili mahkeme ise davacı veya davalının yerleşim yeri mahkemesidir. (TMK M25/5)

Bir ayrı kişilik olup olmadığı tartışma konusu olan yapay zekaların da ne kadar özgür olup olmadığını değerlendirdiğimiz “Yapay Zeka Ne Kadar Özgür?” isimli yazımızı da incelemenizi öneririz.