AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ – BEG S.P.A. V. ITALYA KARARI1
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 20 Mayıs 2021 tarihinde verdiği BEG S.P.A. v. İtalya kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin2 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının tahkim yargılamalarında ne şekilde devreye gireceği ve uygulama alanı bulup bulmayacağına ilişkin bir değerlendirme yapılmıştır. Kararda, iradi bir tahkimin yürütülmesinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m. 6/1’de yer alan adil yargılanma hakkının dikkate alınmadığı hallerde ihlale yol açabileceği değerlendirilmiştir.
A. KARARA KONU OLAY
BEG S.P.A., Arnavutluk’ta bir hidroelektrik santralini işletmek için Enelpower S.P.A. ile bir iş birliği anlaşması imzalamıştır. Enelpower, İtalya’nın devlete ait şirketi olan Enel’in yan kuruluşudur. Tarafalar, yaptıkları sözleşmeye, uyuşmazlıkların Roma Ticaret Odası Tahkim Merkezi3 (“ACR“) tahkiminde çözümleneceğine ilişkin bir tahkim şartı koymuştur.
23 Kasım 2000’de BEG S.P.A., anlaşmanın ihlali nedeniyle yaklaşık 130 milyon Euro tutarında tazminat talebiyle bir tahkim davası başlatmıştır. BEG., G.G.’yi hakem olarak atamıştır. Enelpower ise N.I.’yi atamıştır. Hakem heyeti, taraflarca üçüncü bir hakem olan P.D.L.’nin baş hakem olarak atanmasıyla tamamlanmıştır. Daha sonra P.D.L.’nin hakemlikten istifasının ardından, 7 Kasım 2001 tarihinde ACR tarafından A.V., baş hakem olarak atanmıştır.
Hakem heyeti, 25 Kasım 2002 tarihinde verdiği kararla, BEG S.P.A.’nın talebini reddetmiştir. Karar oy çokluğuyla alınmış ve 6 Aralık 2002 tarihinde saat 16:34’te tevdi edilmiştir. Başvurucu BEG S.P.A., aynı gün saat 16:50’de ACR’ye ve hakemlere faksladığı iadeli taahhütlü bir mektupla, hakem N.I.’nın çekilmesi talebinde bulunmuştur. Zira, tesadüfen 5 Aralık’ta; Enelpower tarafından atanan hakem N.I.’nın 1995 ve 1996 yılları arasında Enelpower’ın ana kuruluşu olan Enel’in Yönetim Kurulu üyesi ve Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığından haberdar olduklarını iddia etmiştir.
13 Aralık 2002 tarihinde ACR, başvurucu tarafından ileri sürülen argümanların zaman aşımına uğramış olması ve kararın İtalya Hukuk Muhakemeleri Kanunu4 m. 823 uyarınca taraflar açısından bağlayıcı hale gelmiş olması nedeniyle N.I.’nın geri çekilmesi talebini reddetmiştir. Ayrıca başvurucu, HMK m.51 ve m. 815 uyarınca, Roma Bölge Mahkemesi’ne de N.I.’nın geri çekilmesi için bir talepte bulunmuştur.
Bölge Mahkemesi’ne göre, tahkim yargılaması en geç 6 Aralık 2002 tarihinde hakem kararının iki hakem tarafından imzalandığı zaman sona ermiştir. Mahkeme, tahkim yargılamasının sona ermesinden sonra ortaya çıkan herhangi bir geri çekilme gerekçesinin, ancak olağanüstü iptal davası yoluyla ileri sürülebileceğini, tarafların 5 Aralık 2002 tarihinden çok önce N.I.’nın mesleki faaliyetlerinden haberdar olmamalarının pek mümkün olmadığını belirtmiştir.
Roma Bölge Mahkemesi ve Temyiz Mahkemesi’ndeki yargılamaların ardından, dava İtalya Yargıtay’ına gitmiş ve Yargıtay Nisan 2009’da BEG’ S.P.A.’nın iptal başvurusunu reddetmiştir. BEG S.P.A., Ocak 2010’da AİHM’ye başvurarak AİHS m.6/1’de yer alan bağımsız ve tarafsız bir mahkemeye başvurma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
B. KARAR
AİHM, Bölge Mahkemesi’nin kararının, hakem kararına “İtalyan hukuk düzeninde kanun hükmü” kazandırdığını ve temyiz mahkemelerinin iptal başvurusunu incelediğini ve bunun üzerine ret kararı verdiğini; dolayısıyla İtalyan mahkemeleri tarafından onaylandığı şekliyle ACR’nin kararlarını inceleme yetkisine sahip olduğunu belirtmiştir.
AİHM, kararında, tahkime gidilmesinin “iradi” ve “zorunlu” olması halleri arasında ayrım yapılarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Buna göre “iradi” olarak, AİHS haklarından feragat, “serbestçe, hukuka uygun ve açık bir şekilde” yapılmalı ve önemiyle orantılı olarak “asgari güvencelere” sahip olmalıdır. Ancak, tarafların tahkimi kabul etmekten başka bir seçeneğinin olmadığı durumlarda, 6. maddenin güvencelerinin tam olarak uygulanması gerekmektedir. İradi tahkimde, taraflar bir tahkim şartı imzalayarak AİHS ile güvence altına alınan bazı haklardan gönüllü olarak feragat etmiş olurlar. Böyle bir feragat, AİHS ile bağdaşmaz nitelikte değildir. AİHM, somut olayda mevcut tahkim yargılamasının iradi niteliği konusunda ihtilaf bulunmadığını ancak başvurucunun uyuşmazlığın bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından çözülmesi hakkından feragat edip etmediğinin belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Kararda, başvurucu şirketin ACR tahkimini serbestçe ve iradi olarak kabul ettiğine ancak bu kabulün N.I.’nın hakemlerden biri olarak fiilen atanmasından önceki bir zamanda olduğuna dikkat çekilmiştir. Başvurucu şirketin, hem ACR kuralları uyarınca belirlenen hakemlerin tarafsızlığı güvencesinden hem de yerel mahkemelerin hakem kararının, İtalyan HMK’sının ilgili kurallarına uygunluğunu sağlama beklentisinden kesin olarak feragat etmiş sayılamayacağı ifade edilmiştir. Mevcut tahkim yargılamasının Sözleşme’nin m.6/1 hükmünde öngörülen güvenceleri sağlaması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Mahkeme, başvurucunun, N.I. tarafından açıkça menfaat çatışmasına ilişkin olumsuz bir açıklama yapılmamış olmasına itiraz etmemesinin, ihtilafın bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından çözülmesi hakkından feragat ettiğini gösterdiği yönündeki İtalya argümanına katılmamıştır. Zira ACR kurallarının 6. maddesi; hakemleri bağımsızlıklarını ve tarafsızlıklarını etkileyebilecek herhangi bir ilişkilerini belirtmeye zorlarken, bu tür ilişkilerin veya ekonomik çıkarların bulunmadığını açıkça belirtmeye zorlamamıştır.
N.I.’nin “tarafgirlik” sergilediğine dair herhangi bir kanıt bulunmadığından, tarafsızlık konusunda öznel bir eksiklik söz konusu değildir. Ancak N.I., Enel’in BEG S.P.A. ile enerji santrali projesini müzakere ettiği dönemde Enel’in Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmıştır. N.I.’nın bu görevi ve BEG SPA’nın taraf olduğu tahkim yargılamalarıyla aynı tarihe denk gelen başka bir uyuşmazlıkta Enel’in avukatı olarak üstlendiği rol dikkate alındığında, Mahkeme, N.I.’nın tarafsızlığının şüpheye açık olabileceği veya en azından öyle görünebileceği ve başvuranın bu konudaki kaygılarının makul ve nesnel olarak haklı görülebileceği sonucuna ulaşmıştır.
Dolayısıyla, Sözleşme’nin m.6/1 hükmü ihlal edilmiştir.
C. SONUÇ
Netice itibariyle karardan şu sonuçları çıkarmak mümkündür:
- Tarafların tahkim yoluna giderek AİHS m.6’da yer alan haklarından feragat etmeleri mümkündür. Bu AİHS ile bağdaşmaz nitelikte değildir.
- Madde 6 kapsamındaki AİHS haklarından feragat, “serbestçe, hukuka uygun ve açık bir şekilde” yapılmalı ve önemiyle orantılı olarak “asgari güvencelere” sahip olmalıdır.
- İradi tahkim mi zorunlu tahkim mi olduğu ayrımı yapılarak bir değerlendirme yapılmalıdır. Tarafların tahkimi kabul etmekten başka bir seçeneğinin olmadığı durumlarda, zorunlu tahkimde, AİHS m. 6 güvencelerinin tam olarak uygulanması gerekmektedir. Tarafların iradi olarak tahkim yoluna gitmiş olmaları, peşinen AİHS m.6’daki adil yargılanma hakkından feragat ettikleri şeklinde yorumlanmamalıdır.
- Tahkim ve Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yollarıkonusundaki tüm Blog yazılarımıza bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
- Hukuk ve Bilişim Dergisi Tahkim Özel Sayısı‘na ulaşmak için bağlantıyatıklayınız.
DİPNOTLAR VE KAYNAKÇA
- Case of BEG S.P.A. V. Italy, Application No. 5312/11 (https://hudoc.echr.coe.int, Erişim Tarihi: 09.11.2023).
- https://www.echr.coe.int/documents/d/echr/Convention_ENG Erişim Tarihi: 09.11.2023.
- https://www.arbitracamera.it/ Erişim Tarihi: 10.11.2023.
- http://www.arbitrations.ru/userfiles/file/Law/Arbitration%20acts/Italian%20Code%20of%20Civil%20Procedure.pdf Erişim Tarihi: 10.11.2023.
2018 yılından beri İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalında araştırma görevlisi olarak görev yapmaktadır. Yine aynı üniversitede yüksek lisans eğitimini “Yabancı Boşanma Kararlarının Nüfus Hizmetleri Kanunu m.27/A Hükmü Çerçevesinde Tanınması” konulu teziyle tamamlamıştır. Halihazırda doktora eğitimini sürdürmektedir.