Big Brother Watch Kararı ve Özel Hayatın Gizliliği
Giriş
Teknolojinin hızla gelişimi ve insan hayatının her alanına yayılan etkisi, zamanla hükümetlere temel hak ve hürriyetlere kolayca müdahale edebilme yolunu açmıştır. Yapılan müdahalelerin hukuki niteliği günümüzde oldukça tartışmalıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) 4 Şubat 2019 tarihinde vermiş olduğu Big Brother Watch ve Diğerleri/Birleşik Krallık (AİHM, 2019) bu bağlamda verilmiş önemli kararların başında gelmektedir.
‘Big Brother Watch‘ ifadesi George Orwell’in 1984 kitabından bir alıntı olup egemen güç ya da devlet
olarak sembolize edilen büyük biraderin herkesi izlediğine vurgu yapmak için kullanılmıştır.
1. Davanın Özeti
Farklı tarihlerde yapılan toplu gözetim tedbirlerinin
- Özel hayatın gizliliğinin korunması (AİHS m.8)
- İfade özgürlüğü (AİHS m.10)
- Ayrımcılık Yasağı (AİHS m.14) maddelerinin açıkça ihlal edildiği gerekçesiyle yapılan başvurular Big Brother Watch ve Diğerleri/Birleşik Krallık davası adı altında birleştirilmiştir.
Davada öncelikle Birleşik Krallık hükûmeti, bazı başvurucuların AİHS md.35 uyarınca öngörülen iç hukuk yollarını tüketmiş olma şartını yerine getirmediğini öne sürerek davanın esasına girilmeksizin kabul edilemezlik kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkeme ise yaptığı kabul edilebilirlik incelemesinde yapılan başvuruları mahkemece incelenebilir bulmuştur.
Mahkemenin esasa dair incelediği en önemli konu internet trafiğinin topluca izlenmesi hususudur. Başvurucular yapılan toplu gözetim tedbirinin hukuki temelinin bulunduğunu kabul etseler de, mevzuatta yer alan ifadelerin oldukça geniş yorumlandığını, bu nedenle de kötüye kullanıma oldukça müsait olduğu iddiasında bulunmuşlardır. Bu durumun sözleşmenin 8’inci maddesi ile güvence altına alınan özel hayatın gizliliğinin korunması hakkını açıkça ihlal ettiğini belirtmişlerdir.
Başvurucular, gizli gözetim tedbirlerinin hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi için AİHM’in 1990 tarihli Huvig/Fransa kararında gizli gözetime dair yetkilerin kötüye kullanılmasını engellemek amacıyla belirlediği 6 koşula iç mevzuatta yer verilmesi önerisini de sunmuşlardır. Bu koşullar şu şekildedir:
- Gizli gözetimin hangi suçlarla mücadele için öngörüldüğünün düzenlemede açıkça gösterilmesi
- Gizli gözetim tedbirlerini uygulamakla yetkilendirilebilecek kişilerin açıkça düzenlenmesi
- İzleme tedbirinin uygulama süresinin kanunda belirtilmesi,
- Elde edilen verilerin incelenmesi ve kayıt altına alınması ve saklanmasına dair usullerin ve esasların düzenlenmesi,
- Elde edilen verilerin diğer teşkilatlarla paylaşılması hususu ile prosedürün ayrıntılı olarak gösterilmesi
- Elde edilen verilerin yok edilmesine ilişkin koşul ve esaslarının belirtilmesi”
Mahkeme toplu gözetim faaliyetini bir bütün olarak değil, faaliyetin aşamalarını ayrı ayrı değerlendirerek bu aşamalara özgü tedbirlerin düzenlenmesinin gerektiği tespitinde bulunmuştur. Bu faaliyetin temelde dört aşamadan oluştuğunu söyleyebiliriz:
- İnternet ağı üzerinden verilerin elde edilmesi (kamera görüntüleri vb.)
- Verilerin filtrelenmesi
- İlgili verilerin bir araya getirilmesi
- Verilerin bir analist tarafından incelenmesi
Tüm bu aşamalarda sözleşmeyle güvence altına alınmış olan özel hayatın ve kişisel verilerin gizliliğine açık bir müdahale bulunduğu şüphesizdir.
Bu aşamalara ek olarak, toplu gözetim gerçekleştirilirken elde edilen konum, telefon numarası, haberleşme verileri gibi genel ve özel nitelikli kişisel veriler de ayrı bir sorun teşkil etmektedir. Toplanan bu bilgilerin ne kadar süre ile saklandığı, nerede saklandığı ve amaca uygunlukları oldukça tartışmalı olup bu bilgilerin kontrolsüz bir şekilde kullanılmalarının veya saklanmalarının hak ihlaline yol açacağı Mahkeme tarafından da açıkça ifade edilmiştir.
Başvurucuların iddialarına karşı hükûmet yetkilileri ise terör ve uluslararası suç örgütlerinin tehditlerine karşı ulusal güvenliğin sağlanması için gizli gözetim tedbirlerinin meşru şekilde kullanılması gerektiğini belirterek gizli gözetim tedbirlerinin kullanılmasında devletlerin takdir hakkı bulunduğu yönündeki AİHM içtihadını öne sürmüşlerdir.
Gerçekten de AİHM, önceki kararlarında belirli hukuki düzenlemelerin yapılmış olması koşuluyla toplu gözetim tedbirinin sözleşmede güvence altına alınan hakları ihlal etmeyeceğini yönünde hüküm kurmuştur. Terörizm, uyuşturucu ve insan ticareti, çocukların cinsel istismarı ve siber suçlar gibi konular örnek olarak sayılarak gizli gözetim tedbirlerinin uygulanması meşru kabul edilmiştir. Ancak devletlere tanınan bu yetki geniş yorumlandığı takdirde, başvuruya konu olduğu şekilde oldukça önemli hak ihlallerine ve suistimallere yol açabilecektir. Bu nedenle gözetleme tedbirinin detaylı bir şekilde devletlerin iç hukuklarında düzenlenmesi ve tanınan bu yetkinin mümkün oldukça dar tutulması gerekmektedir.
Sonuç
Gizli gözetim tedbirleri ve hukuki statüsü, gün geçtikçe daha çok tartışılan ve davalara konu olan bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Yazıya konu olan mahkeme kararını özetlemek gerekirse, mahkemenin genel olarak toplu gözetim faaliyetinin özel hayatın gizliliğinin korunması hakkına ciddi şekilde temas ettiği fikrindedir. Bununla birlikte mahkeme süregelen içtihadını terk etmeyerek ulusal güvenliğin sağlanması amacıyla bu tedbirin meşru bir sebep olarak kabul edilmesinin bir zorunluluk olduğunu da belirtmiştir.
Tüm bunların yanında toplu gözetimin kontrolsüz kullanımı sonucu olası tehditleri de belirttiğinden, özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması konuları bakımından önem teşkil eden bir karar olmuştur. Mahkeme gerekli mevzuat düzenlemelerinin yapılmamasının demokratik toplum ve hukuk devleti anlayışına da zarar vereceği görüşündedir.
Sonuç olarak, Mahkeme toplu gözetim tedbirinin yasal sınırlar içinde uygulanabilir olduğunu, ancak bu tedbirin mevzuattaki güncel hali ile hak ihlali oluşturduğuna hükmetmiştir.
Tüm karar incelemelerimizi bağlantıdan okuyabilirsiniz.
Hukuk ve Bilişim Dergisi’nin sayılarını okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Kaynakça
- Güzey, E. (2020) “AİHM Kararları Çerçevesinde Kitlelerin İstihbarat Maksatlı Gözetimi”, The Journal of Defense and War Studies, Vol.30.
- Molu, B. (2018) “İHAM’ın Big Brother Watch Kararının Özet Çevirisi”, Anayasa Gündemi.
- Zalnieriute, M. (2022). Big Brother Watch and Others v. the United Kingdom. American Journal of International Law, 116(3), 585-592. doi:10.1017/ajil.2022.35
- Case Of Big Brother Watch And Others V. The United Kingdom, https://hudoc.echr.coe.int/fre#{%22itemid%22:[%22001-210077%22]}
Stajyer Avukat