ElevenLabs ve Hukuki Tehditler
Giriş
Yapay zekanın günümüzdeki gelişimi ile birlikte neredeyse her gün devrim niteliğinde bir teknolojik gelişme ile karşılaşıyoruz. Bu gelişimlerden biri de hiç şüphesiz yapay zeka yardımı ile yapay ses oluşturma veya kopyalama işlemidir. Günümüzde oldukça yeni sayılabilecek Deepfake teknolojisini dahi maliyet ve kolaylık bakımından geçecek nitelikte olan, herkesin ulaşabileceği siteler mevcuttur. Bu yazımda bu sitelerden biri olan ElevenLabs’e değineceğim.
ElevenLabs
Her dilin erişebilirliğini sağlamayı kendine misyon edinen yapay ses araştırma şirketi olan Elevenlabs 32 dilde gerçekçi ve akıcı hizmet sunmaktadır. Özellikle metinden sese dönüştürme hizmetinin sosyal medyada sıkça kullanıldığını görüyoruz. Bunun yanında sesten sese, ses temizleme, ses kopyalama gibi özellikler de sunmaktadır. Önemli bir özelliği de diller arası ses çevirisi yapabilmesidir. Örnek olarak kişinin Türkçe bir videosunu yine kendi sesi ile Almanca veya Fransızcaya çevirebilmektedir.
Bu şirket ayrıca kişilerin seslerini satabilmesine de imkan tanımaktadır. Kişiler seslerini kaydederek ElevenLabs kütüphanesine ekleyebiliyorlar. Bu sayede ilgili sesleri satın alınıp kullanıldıkça belirli bir ücret kazanmaktadırlar. Bu durum kişilere pasif gelir imkanı sağlamakla birlikte çeşitli hukuki sorunlar da doğurmaktadır.
Kişisel Verilerin Korunması ve Sesin Korunması
Ses kaydı, Türk hukukunda Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında kişisel veri olarak kabul edilmektedir. 6698 sayılı KVKK’ya göre, kişilerin sesleri özel nitelikli veri olarak değerlendirilir ve bu tür verilerin işlenmesi kişinin açık rızasını gerektirir. KVKK’nın 5. maddesine göre, ses kaydının işlenmesi veya bir ortamda paylaşılması ancak kişinin izni ile mümkündür. Bu hükme aykırı hareket edenler, kişisel verilerin korunmasına ilişkin idari para cezalarına ve tazminat sorumluluğuna tabidir. Ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 134. maddesi, izinsiz yapılan ses kaydının veya üçüncü kişilerle paylaşılmasının özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilmesine olanak tanır. Bu durumda kişisel veri niteliğindeki ses kayıtlarının izinsiz paylaşılması veya kaydedilmesi halinde, hem para cezası hem de hapis cezası gibi yaptırımlar uygulanabilir. Son olarak Yargıtay içtihatlarında da bireylerin seslerinin izinsiz kaydedilmesi, onların kişilik haklarının ihlali olarak değerlendirilmektedir.
Sesin Fikir ve Sanat Eserleri Bağlamında Korunması
Ses, sanat eserleri veya performanslarda kullanıldığında, yani hususiyet taşıdığında Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) kapsamında korunabilir. FSEK’e göre, bir ses kaydının ticarileştirilmesi için eserin sahibi veya hak sahibinin izni gereklidir. Özellikle müzisyenlerin ve ses sanatçılarının performanslarının kayıt altına alınması ve yayılması, onların mali ve manevi haklarını ilgilendirir. Eser sahibinin izni olmadan yapılan ses kayıtları veya çoğaltma işlemleri hukuka aykırı kabul edilir.
FSEK uyarınca, sesin sanat eseri olarak kaydedilmesi halinde ses sahibi, eserin yayılması, çoğaltılması ve umuma arz edilmesi gibi konularda münhasır haklara sahip olur. Bu hakların ihlali durumunda, ses sahibi, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunma hakkına sahiptir. Örneğin, bir müzisyenin izni olmadan konser kaydının ticari bir amaçla yayınlanması, o sanatçının telif haklarını ihlal eder ve bu durumda hak sahibine tazminat talep etme hakkı doğar.
Sesin Lisanslanması
Sesin lisanslanması, ses sahibinin belirli hakları devretmesi veya kullanıma izin vermesi anlamına gelir. Lisans, belirli bir süre ve belirli koşullar altında bir kişiye veya kuruluşa, sesin kullanım hakkını sağlar. Lisans anlaşmaları, sesin nerede, nasıl ve hangi süreyle kullanılacağını belirtir. Lisans, genellikle ticari amaçlarla yapılır ve telif ücreti karşılığında gerçekleştirilir. Lisans anlaşmaları, sesin yalnızca belirli bir süre boyunca veya belirli bir platformda kullanılmasını içerebilir ve kullanım amacına göre sınırlanabilir.
Ses lisanslamasında, taraflar arasında yapılan anlaşmalar, lisansın süresi, kapsamı ve mali hakları içerebilir. Sesin lisanslanması sürecinde oluşabilecek bir başka husus, lisans haklarının ihlal edilmesi durumunda ne tür yaptırımların uygulanabileceğidir. Lisans haklarının ihlali durumunda, ses sahibinin anlaşmayı feshetme hakkı doğmakla hukuki süreç başlatılarak tazminat taleplerinde de bulunulabilir.
Lisansla Satış Durumu ve Olası Hukuki Sorunlar
Sesin bir ürün veya hizmet olarak lisanslanması, ticari bir değer taşıdığı için bazı sorunları da beraberinde getirir. Sesin lisanslanması sürecinde yapılan anlaşmalarda taraflar arasındaki hak devri, süresiz hak tanıma veya sınırlı hak tanıma gibi seçenekler bulunur. Örneğin, bir sanatçı sesini bir markanın reklamında kullanması için lisanslayabilir; ancak bu durumda sesin sadece belirli bir süre ve belirli bir mecra için kullanılması gibi sınırlamalar getirilebilir. Bu tür anlaşmalarda ses sahibinin hakları koruma altına alınır ve lisans anlaşmasına uygun kullanılmayan sesler için telif ücreti talep edilebilir.
Ses lisanslamasında oluşabilecek anlaşmazlıklar, lisans süresi, telif ücreti veya kullanım kapsamı ile ilgili olabilir. Örneğin, lisans süresi dolduktan sonra sesin izinsiz kullanımı halinde lisans alan kişi veya kuruluş, yasal sorumluluklarla karşılaşabilir. Bu durumda ses sahibi, lisans ihlaline dayanarak dava açabilir ve kullanımın durdurulmasını veya tazminat talep edebilir.
Sonuç
Sesin korunması, hem kişilik hakları hem kişisel haklar hem de fikri mülkiyet hakları bağlamında önemlidir. Türkiye’de sesin hukuki korunması TMK, kişisel veri kapsamında KVKK ile sağlanırken, sanatsal eserlerde ve ticari kullanımlarda FSEK’e göre düzenlemelere tabidir. Sesin lisanslanması sürecinde taraflar arasında yapılan sözleşmeler, sesin hangi koşullar altında kullanılacağını belirler ve tarafların haklarını koruma altına alır. Türkiye’de sesin korunması ile ilgili bazı hukuki boşluklar bulunmakla birlikte, bu konunun daha fazla önem kazanması ve hukuki çerçevede gelişim sağlanması gerektiği açıktır.
Yapay zeka ile oluşturulan ses ve görüntülerin kullanılmasından doğan sorumlulukla ilgili daha detaylı bilgi edinmek için https://hukukmarket.com/bilisim-hukuku/kitap/46228-9786254329319-derinkurgu-deepfake-teknolojisi-ile-uretilen-ses-ve-goruntulerin-kullanilmasindan-dogan-sorumluluk.html linkinden “Derinkurgu (Deepfake) Teknolojisi İle Üretilen Ses ve Görüntülerin Kullanılmasından Doğan Sorumluluk” kitabına ulaşabilirsiniz.
Kanan İbrahimli’nin 15. Sayı’mızdaki “Deepfake ve Adli Bilişim” isimli yazısını bağlantıdan okuyabilirsiniz.
Yazarın tüm blog yazılarını okumak için bağlantıya tıklayınız.

Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Maliye ve Hukuk bölümlerini çift anadal yapmak suretiyle İktisat Fakültesini birincilikle bitirdi. Yüksek lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Özel Hukuk Tezli Yüksek Lisans bölümünde “Deepfake (Derinkurgu) Teknolojisi İle Üretilen Ses ve Görüntülerin Kullanılmasından Doğan Sorumluluk” konulu tez ile tamamladı. İstanbul Üniversitesi Özel Hukuk Doktora programında öğrenimine devam etmektedir.
Başta kişisel verilerin korunması hukuku, fikri mülkiyet hukuku ve yatırım hukuku olmak üzere birçok alanda makale, bildiri ve kitap bölümü bulunmaktadır. Ayrıca bilişim hukuku ve siber zorbalık alanında birçok projede eğitmen olarak görev yapmıştır.