Makalemizde Şirket Hisselerinin Tokenizasyonu konusunu inceleyeceğiz.
Şirket Hisselerinin Tokenizasyonu
Kripto para ekosisteminin büyümesiyle birlikte pek çok şirket ve girişim blokzincir(blockchain) teknolojisinin avantajlarını kullanmaya başladı. Bunun sonucunda ise hisseler kağıtlardan dijital ortama geçiş yaptı. Sermaye paylarının tokenize edilmesi, tescil edilmiş bir şirketin sermaye paylarını ve bu payların temsil ettiği hakları belirli bir blokzincir ağı üzerinde akıllı sözleşmelere bağlı olarak dijital hale getirmesi olarak tanımlanabilir.
Tokenize edilmiş hisseler, şirketlerin hisse senetlerinden farklı değildir. Halka açık şirketlerin hisselerini temsil eden ve bu hisselerin değerine bağlı blokzincir tabanlı dijital varlıklardır. Tokenize bir hisse senedi alındığında paylaşımın kendisi yerine, kripto para cüzdanına, hissenin değerine bağlı bir token alınmış olur.
1.Dijital Dünyada Halka Arz
Şirketlerin sermaye artırmak istediklerinde başvurabileceği yollar vardır. Bunun geleneksel ve en eski yolu IPO (Inital Public Offering) ismi verilen yöntemdir. Bu yöntemle halka arz başlatmak isteyen şirket, borsa işlemleri ile yatırımcılara hisse satmaya başlar. Ancak bu finansman yöntemi büyük şirketler içindir ve her şirket IPO başvurusunda bulunamaz. Günümüzde tokenizasyon adı verilen olgunun yükselişi sayesinde, en küçük startuplar da dahil olmak üzere pek çok şirket tokenize edilmiş menkul kıymetler sunarak fon toplayabilir ve geniş kitlelere ulaşabilir.
Tokenize edilmiş menkul kıymetler olarak tanımlayabileceğimiz STO’lar finans sektörü için mantıklı bir ilerleme olarak görünmektedir. Bir blokzincir projesi, bir STO yayımladığında, aslında hukuki anlamda bir menkul kıymet düzenlemektedir. Gerçek dünyadaki varlıkların blokzincir üzerindeki dijital temsili niteliğinde olan bu varlıklar, bir hisse senedi, borç, tahvil veya türev ürün niteliğinde olabilmektedir.
STO konusu, şirketin hisseleri olduğunda bu satışa Hisse Senedi Jetonu Teklifi (ETO) adı verilir. ETO’lar STO’ların alt sınıfı olarak görülebilir. ETO’larda şirketlerin, mali düzenlemelere uymak, teklif detaylarını içeren bir broşür hazırlayıp yayımlamak ve düzenleme birimleri tarafından belirlenmiş diğer tüm şartlara uymak gibi zorunlulukları vardır.
Bu sayede yatırımcı hakları hukuki anlamda korunmaktadır ve yatırımcılar yaptıkları yatırım karşılığında oy ve temettü hakları da dahil olmak üzere yatırım yapılan şirketin gerçek hissesine sahip olabilmektedir. ETO’lar büyüme sermayesi aramakta olan şirketler için basit ve şeffaf bir fonlama yöntemi olarak değerlendirilmektedir. Bu gelişmeler ışığında ETO’ların, mevcut IPO’ların dijital anlamda gelişen finansal dünyaya uyarlanmış yeni hali olduğunu söylenebilir.
2. Düzenleyici Çerçeve
Birçok şirket, hisselerini tokenize etme stratejileri geliştirmektedir. Düzenleyici birimlerden kripto varlık ekosistemine yönelik gelen aksiyonlar, bu girişimlerin mevcut düzenlemelere uyulmadığı takdirde hukuki anlamda ciddi maliyetleri olabileceğini göstermiştir.
STO’lar ve ETO’lar SEC tarafından standart bir menkul kıymet işlemi olarak değerlendirilmektedir. Bir hisse senedi tokenı ile geleneksel bir hisse senedi arasındaki tek fark, mülkiyeti kaydetme yöntemidir. Geleneksel hisse senedi bir veritabanına kaydedilir ve bir kâğıt sertifika elde edilir. Bir hisse senedi tokenı ise bir blokzincir altyapısına kaydedilir.
SEC’in düzenlemeleri haricinde de çok sayıda ülke ve düzenleyici birim tarafından hisselerin blokzincir tabanlı temsilleri olan yatırım araçlarına ilişkin açıklamalar yapıldığı görülmektedir. Almanya’da finansal piyasaları düzenleyen BaFin’in yaptığı bir açıklamada bu tür yatırımların yalnızca belirli şartları taşıyan şirketler tarafından yaptırılabileceği, Binance’in bu koşulları sağlayıp sağlamadığı konusunda emin olmadıkları açıklanmıştır.
Bu açıklama sonrasında işlem hacmi bakımından dünyanın en büyük kripto para borsası olan Binance, nisan ayında aldığı hisse senedi tokenlarını satışa çıkarma kararından geri dönmüştür. Bir borsada işlem gören bir şirkete ait hisselerin, Binance üzerinden token olarak satılması anlamına gelen ve başta Tesla olmak üzere Microsoft, Apple, Coinbase ve MicroStrategy gibi şirketlerin tokenlerini satmaya başlayan Binance, 14 Ekim’e kadar kullanıcıların satış işlemlerini tamamlaması gerektiğini duyurmuştur. FTX Borsası ise Facebook, Google ve Tesla dahil olmak üzere Ethereum ağına rakip görülen 55 Solana tabanlı tokenize hisse senedi için 7/24 alım satım sunmaya devam etmektedir.
Tüm bu gelişmeler, özellikle menkul kıymetler özelinde tokenizasyon süreçlerinin, mevcut düzenlemeler kapsamında olduğunu ve devletlerin bu alanı da düzenleme alanı içerisine dahil etmek istediklerini göstermektedir. Bu alana ilişkin daha kapsayıcı ve yeni düzenlemeler getirilebilme ihtimali de görünmektedir. Bir menkul kıymet tokenı piyasaya sürmek isteyen şirketlerin, düzenleyici gereksinimlere uymak adına, KYC (Müşterini Tanı) ve AML (Karapara Aklama ile Mücadele) standartlarına uyma gibi zorunlulukları da bulunmaktadır.
Sonuç
Tokenize hisse senetleri kripto varlık konsepti içerisine dahil edilen varlıklardır. Tokenizasyon süreçleri, devletlerin ve düzenleyici birimlerin mevcut düzenlemeler çerçevesinde sıkı bir şekilde denetlemek istedikleri bir alandır. Bu nedenle, ciddi hukuki riskler ve düzenlemeler barındırması sebebiyle şirketlerin bu yönde adımlar atarken dikkatli olması gerekmektedir.
Zamanla, hisse senedi alım satımlarında da geleneksel araçların yerine blokzincir(blockchain) tabanlı tokenların kullanımının yaygınlaşması veya geleneksel piyasalarla ile kripto varlık piyasalarının başarılı bir şekilde birleştirilmesi mümkün görünmektedir.
Türkiye’de ve Dünya’da Kripto Paraların Haczi makalemize buradan ulaşabilirsiniz.