“.Tr” Uzantılı Alan Adları Hakkındaki Gelişmeler
1991 yılından 2022 yılına kadar, ODTÜ bünyesinde yer alan Nic.tr (“.tr” Alan Adları Yönetimi) kurumuna başvuruda bulunarak alan adı tahsisi sağlanmaktaydı. 14 Eylül 2022 yılında ise İnternet Alan Adları Yönetmeliği uyarınca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (“BTK”) bünyesinde TRABİS (“.tr” Ağ Bilgi Sistemi) kurulmuştur. TRABİS, “.tr” uzantılı alan adlarının ve buna ait veri tabanının işlenmesini, rehber oluşturmayı, güncelleme işlemi ve rehberlik hizmeti sunulması, alan adı başvuru işlemlerinin gerçek zamanlı yapılmasına olanak sağlayan güvenlikli ve sürekliliği olacak şekilde gerçekleştirildiği bir sistemdir.
1. TRABİS Kapsamında Belgesiz Alınabilecek Alan Adları
TRABİS kurulmadan önce de belgesiz olarak alınan “gen.tr, biz.tr, tv.tr, web.tr, info.tr, bbs.tr, tel.tr, .tr ve name.tr” alan adları aynı sistem ile belge gösterme zaruriyeti bulunmadan alınabilecektir.
TRABİS kurulmadan önce belge sunma şartı bulunan “gov.tr, edu,tr, bel.tr, k12.tr, av.tr, dr.tr, pol.tr ve kep.tr “ uzantılı alan adları yine belge sunulması şartı ile alınmaya devam edilmektedir.
Eskiden belge sunma zaruriyeti olan “com.tr” ,”org.tr” ve “net.tr”” alan adlarında ise TRABİS’in kurulmasının akabinde yen bir düzenlemeye gidilerek belge sunma zorunluluğu kaldırılmış ve ilk gelen alır prensibi işletilmeye başlanmıştır.
Alan adlarının Nic.tr kurumu üzerinden başvuru yapılarak alındığı dönemlerde “com.tr” ,”org.tr” ve “net.tr”” uzantılı alan adlarına başvuruda bulunacak kişi ya da kurumlar belge sunma zorunluluğu bulunduğu için öncelikle marka başvurusu veya ticaret unvanı temelinde başvuru yapması gerekmekteydi. İlk gelen alır prensibinin işletilmeye başlanmasının akabinde ise süreç daha kolay ve hızlı bir hal almıştır. Ancak ilgili yeni düzenleme beraberinde bazı hukuki sorunları gündeme getirmektedir.
2. Alan Adlarının Tahsis Süresi
Yeni düzenleme uyarınca alan adları en az bir yıl en çok beş yıl olmak üzere tahsis edilebilecektir. Tahsis sürenin dolmasından önce yenileme işlemi gerçekleştirilmezse alan adının kullanımı iki ay süre ile durdurulmaktadır. Bu süre içerisinde yenileme hakkı devam etmektedir. Yenileme işlemenin yapılmaması halinde alan adı yeniden tahsise açılır.
3. Alan Adlarına Dair Uyuşmazlıklar
Nic.tr yeni düzenlemeden önce söz konusu alan adları ile ilgili uyuşmazlık çözüm süreçleri ile de ilgilenmekteydi. İlgili kurum haricinde 14 Eylül 2022 tarihinden önce alan adlarıyla ilgili uyuşmazlıklar hakkında mahkemelerde dava açılarak da uyuşmazlık çözüme kavuşturulabilmekteydi.
TRABİS’in kurulmasının akabinde alan adlarına dair uyuşmazlıklarda alternatif çözüm yolu Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcılar’ı tarafından yürütülmeye başlanmıştır. Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcılar ilgili olaya göre hakem veya hakem heyetleri aracılığıyla ilgili mevzuat, içtihatlar ve yargı kararlarını da göz önüne alarak alan adına ilişkin ihtilafı değerlendirirler. Değerlendirilme sonrasında talep doğrultusunda alan adlarının iptaline, şikâyetçi tarafa devrine veya şikâyetçi tarafın talebinin reddine karar verebilir.
İnternet Alan Adları Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesiyle beraber bu tarihten önce tescil ettirilen alan adları ve sonrasında tescil ettirilen alan adları açısından farklı alternatif çözüm yöntemleri geçerli olmaktadır. İlgili Yönetmelik geçici m.1’de yer alan düzenlemeye göre TRABİS’in 14 Eylül 2022 tarihinde kurulmasından önce tahsis edilmiş olan alan adları için alternatif uyuşmazlık çözüm olan Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcılar’a başvuru yapılamaz. Ancak bu alan adlarından TRABİS kurulduktan sonra yenileme işlemi yapılanlar için Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcılar’a başvuru yapılabilir. İlgili düzenleme İnternet Alan Adları Uyuşmazlık Çözüm Mekanizması Tebliği’nin geçici m.3’de de hüküm altına alınmıştır.
Ancak 14 Eylül 2022 tarihinden önce tescil edilen “.tr” uzantılı alan adları aleyhine başvuruda bulunulabilmesi için ilgili alan adının yenilenmesi gerekmektedir. Yani, 14 Eylül 2022 tarihinden önce tescil edilen “.tr” uzantılı alan adları yenilenene kadar Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcılara başvuru imkânı söz konusu olmayacaktır. 14 Eylül 2022 tarihinden önce tescil edilen ve henüz yenilenmemiş alan adları ile ilgili bir uyuşmazlığın meydana gelmesi halinde sadece yargı yoluna gidilebilmektedir.
Tescil tarihine göre alan adlarına dair uyuşmazlıklarda farklı çözüm yollarının mevcut olması bazı kişiler tarafından hak kaybına sebep olmaktadır. Zira yeni düzenleme yürürlüğe girmeden hemen önce alan adının beş yıllığına tescil ettirilmesi halinde ilgili alan adı hakkında tescil süresi boyunca alternatif çözüm yoluna başvurma imkanı mevcut olmayacaktır.
İkili düzenleme sebebiyle birçok noktada farklı uygulama gerçekleşmektedir. Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcılar’ına başvurulması halinde uyuşmazlığa dair süreç hem daha hızlı sonuç alınabilen hem de daha az masraflı bir yoldur. Tüm bunlara ek olarak asıl sorun yaratacak ayrım ise kararlara dairdir. Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcılara başvurulduğu takdirde uyuşmazlık konusu alan adının iptali veya başvuruda bulunan tarafa devri talep edilebiliyorken ; mahkemeden ancak uyuşmazlık konusu alan adının iptali ile terkini talep edilebilmektedir. İlgili ikili düzenlemenin Anayasa altında korunmaya alınan hukuk önünde eşitlik ilkesine ve hak arama özgürlüğü ilkesine bağdaşmadığı da aşikardır. Kanun koyucu tarafından söz konusu hak eşitsizliğini gidermek adına ivedilikle adımlar atılmalıdır.
4. Uyuşmazlık Çözüm Mekanizması
İnternet alan adları Yönetmeliği m.25’te hangi durumlarda uyuşmazlık çözüm mekanizmasına başvuruda bulunulabileceği sayılmıştır. Aşağıda yer alan üç şartın da başvuru esnasında bulunması gerekmektedir:
- İhtilaf konusu alan adının, sahip olunan ya da ticarette kullanılan marka, ticaret unvanı, işletme adı ya da diğer tanıtıcı işaretlerle benzer ya da aynı olması
- Alan adını tahsis ettiren tarafın bu alan adı ile ilgili yasal bir hakkı ya da bağlantısının olmaması
- Bu alan adının alan adı sahibi tarafından kötü niyetle tahsis ettirilmesi veya kullanılması gerekmektedir.
Şikayetçi başvuruda bulunduktan sonra ilgili başvuru hakkında kesin karar verilene kadar başka bir Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcı’sına (UÇHS) başvuruda bulunamayacağı ilgili maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Şikayet, şikayetçinin tercihine göre bir ya da üç hakem tarafından incelenir. Şikayet edilenin cevap vermek için 10 günlük bir süresi vardır. Talep halinde şikayet edilene ek olarak 10 günlük süre daha verilebilir. Şikayet edilenin cevabından sonra 15 gün içerisinde hakem ya da hakem heyeti gerekli incelemeyi tamamlar ve karar verir. Hakem ya da hakem heyetinin incelemeyi tamamlayamaması halinde beş günlük ek süre talep etme hakkı vardır.
Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcı’sı, kendisine bildirilen kararı ve kararın gerekçesini bir gün içerisinde TRABİS’e, ilgili Kayıt Kuruluş’larına ve şikâyetle ilgili taraflara iletir ve kişisel verilerin korunması amacıyla gerekli önlemleri de alarak kendisine ait internet sitesinde yayımlar.
Son
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında “.tr” uzantılı alan adlarına dair bir revalüasyonun gerçekleştiği görülmektedir. Çağımızın teknoloji çağı olması ve internetin bunun ayrılmaz bir parçası olması sebebiyle ilgili alanda devamlı bir gelişim, dönüşüm söz konusudur. Hukuk sistemi içerisinde korunmayan alan bırakmamak ve hak kaybı yaşanmaması için hukuk literatürünün de aynı dinamikliği koruması gerekmektedir.
Her ne kadar alan adlarına dair alternatif çözüm yolu olarak Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcı’ları aktif olarak rol almaktaysa da açıkladığımız üzere yürürlükteki ikili düzenlemeye dair ivedilikle bir çalışma yapılarak ikilik ortadan kaldırılmalıdır.
Kanaatimizce en az hak kaybına sebep vermek adına TRABİS öncesi alınan ve henüz yenilenmemiş alan adlarına dair uyuşmazlıkların da güncel düzenlemeye tabi tutularak alternatif çözüm yoluna dahil edilmesi gerekmektedir.
Anayasanın m.36’da herkesin “adil yargılanma hakkına” sahip olduğu, m.141’de ise “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması..” gereği belirtilmiştir. Bu iki hak birbirini tamamlar niteliktedirler. Somut durumda alternatif çözüm yollarına dair ikili düzenleme ele alındığı takdirde TRABİS’ten önce alınan alan adlarının alternatif çözüm yollarına tabi tutulması gerektiği daha da güç kazanan bir tez haline gelmiştir. Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcı’ları aracılığıyla sunulan hizmetin, uyuşmazlığın mahkemelerde çözülmesine oranla çok daha süratli olarak çözüldüğü ve maddi olarak daha az harcamanın yapıldığı gözetildiğinde Anayasa m.141’de yer alan düzenlemenin ruhunu yaşattığı da görülecektir.
Bunlara ek olarak Türk hukukunda cezai ve idari yaptırımlarda lehe hükümlerin uygulanması esas kabul edilmiştir. Lehe hükümlerin uygulanmasının temelinde eşitlik ilkesi yer almaktadır. Kemal Gözler’e göre eşitlik nispi ve mutlak olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak eşitliğin denkleştirici adalete tekabül ettiğini, Anayasa’nın 10. maddesinin birinci ve dördüncü yer alan düzenlemenin, mutlak eşitliği emrettiğini belirtmektedir. Aynı şartlarda bulananların aynı, farklı şartlarda bulunanların ise farklı muameleye tabi tutulmasını ise nispi eşitlik olarak ele alan Gözler, eşitliğin bu türünün dağıtıcı adalete karşılık geldiğini belirtmektedir (Kemal Gözler, İdare Hukuku Dersleri, 17. bs., Bursa, Ekin Kitabevi, 2015, s. 68-69) . Anılan noktalar doğrultusunda alternatif çözüm yollarına dair ikili düzenlemenin ortadan kaldırılması amacıyla yapılacak bir yenilikte daha lehe olan alternatif çözüm yolunun geçmişte tescil edilen alan adları için geçerli olmasıyla hukuk ilkelerine de riayet edilmiş olacaktır.
Bu açıklamalar ışığında alternatif çözüm yollarına başvurulmasına dair hakkın da mutlak eşitliğe tabi olarak ve makul sürede, en az giderle uyuşmazlığın çözülmesi ilkelerine uyumu sağlanarak tek bir düzenlemeye tabi tutulması gerekmektedir. Ve söz konusu yeni düzenleme en az hak kaybına sebep olacak şekilde yani lehe olan alternatif yolların TRABİS öncesinde tescil edilmiş ve henüz yenilenmemiş alan adları için de geçerli olması gerekmektedir.
Zeynep Ebrar KAYA’nın Dünya’nın İlk Robot Avukatı isimli yazısını okumak için bağlantıya tıklayınız.
Hukuk ve Bilişim Dergisi’nin 13. Sayı’sındaki “Metaverse’te Kişisel Verilerin Korunması” isimli yazıyı bağlantıdan okuyabilirsiniz.