Türkiye’de Kripto Para Madenciliği
1. Türkiye’de Kripto Varlık Madenciliğinin Hukuki Durumu
Mevcut durumda, Türk hukuk çerçevesinde kripto varlıkların madenciliği düzenlenmemiştir ve madencilik, Sermaye Piyasası Kanunu (SPK) kapsamında tanımlanan bir faaliyet değildir. Bu durum, kripto madenciliği yapan işletmelerin belirsizlik içinde faaliyet göstermesine neden olmaktadır.
2. Başlıca Kripto Para Madenciliği Yöntemleri
Kripto madenciliğinin muhtelif yöntemleri bulunmaktadır. Bu süreç, çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilebilmekte ve her bir yöntemin kendine özgü avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır.
- Toplu Madencilik: Bilgisayarların güçlerinin birleştirildiği bu yöntemle, madencilik havuzları oluşturularak daha yüksek hesaplama gücü elde edilir. Katılımcılar, katkıları oranında ödül alırlar.
- ASIC Madenciliği: Yüksek hesaplama kapasitesine sahip özel entegre devreler (ASIC) kullanılır. Bu cihazlar, belirli kripto para birimlerinin madenciliği için optimize edilmiştir ve çok yüksek verimlilik sağlar.
- GPU Madenciliği: Grafik kartlarının (GPU) hesaplama yaparak işlemleri doğruladığı bu yöntemde, özellikle Ethereum gibi bazı kripto para birimlerinin madenciliğinde yaygın olarak kullanılır.
- CPU Madenciliği: Merkezi işlem birimi (CPU) kullanılarak yapılan madencilik, düşük performanslı olması nedeniyle günümüzde neredeyse hiç kullanılmamaktadır.
- Bulut Madenciliği: Kullanıcıların, madencilik için gerekli olan işlem gücünü kiraladığı yöntemdir. Fiziksel donanıma sahip olmadan madencilik yapma imkanı sunar.
3. Proof of Concept ve Değerlendirme
Ekolojik tehditlerin gün geçtikçe artmasıyla birlikte, birçok blok zincir projesi iş kanıtı (PoW) konsensüsünden hisse kanıtı (PoS) konsensüsüne geçmekte veya bu konsensüse taşınmaktadır. PoS konsensüsüne sahip blok zincirlerde staking faaliyetlerinden elde edilen ödüller, Bankacılık Kanunu uyarınca “mevduat hesabı” faizi olarak değerlendirilebilse de, Bankacılık Kanunu Madde 3.1, “mevduat”ı kamuya ilan edilerek kabul edilen para olarak tanımlar. Bu nedenle, TCMB düzenlemelerine göre kripto varlıkların para olarak kabul edilmediği göz önüne alındığında, bankacılık faaliyeti olarak değerlendirilmemesi gerektiği ifade edilmektedir.
4. Lisanslama ve Uyumluluk Gereksinimleri
Kripto madencilik tesisleri işletmek için gerekli olan lisanslama ve uyumluluk gereksinimleri, bu alanda faaliyet gösteren işletmeler için önemli bir konudur. MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu), kripto hizmet sağlayıcılarının müşteri tanımlama, şüpheli işlem bildirme ve düzenli raporlama gibi yükümlülükleri yerine getirmesini zorunlu kılmaktadır. Bu yükümlülükler, kripto madencilik operasyonlarının şeffaf ve yasalara uygun bir şekilde yürütülmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Ne var ki, kripto varlık madenciliğinin kapsamlı bir şekilde hukuki zeminin oluşturulmadığı dile getirilmelidir.
5. Vergilendirme
Türkiye’de kripto madenciliğinden elde edilen gelirler ve madencilikle elde edilen kripto paraların satışından doğan sermaye kazançları vergiye tabidir. Vergilendirme süreci, bu gelirlerin yasal olarak beyan edilmesini ve ilgili vergi yükümlülüklerinin yerine getirilmesini gerektirmektedir. Ancak, kripto paraların hukuki statüsündeki belirsizlikler, vergi mükelleflerinin karşılaştığı zorlukları artırmaktadır.
6. Enerji Tüketimi ve Çevresel Etkiler
Kripto madenciliği, yüksek enerji tüketimi ve çevresel etkileri nedeniyle birçok ülkede tartışma konusu olmuştur. ASIC ve GPU gibi güçlü donanımların kullanıldığı madencilik operasyonları, büyük miktarda elektrik tüketmekte ve bu da karbon ayak izini artırmaktadır. Örneğin, Bitcoin madenciliğinin yıllık enerji tüketimi, bazı küçük ülkelerin toplam enerji tüketimine eşdeğer olabilmektedir. Bu durum, çevresel sürdürülebilirlik açısından ciddi endişelere yol açmaktadır. Bu nedenle, birçok ülke enerji verimliliğini artırmak ve çevresel etkileri azaltmak amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik etmekte ve kripto madenciliği faaliyetlerine yönelik düzenlemeler getirmektedir. Türkiye de, enerji tüketimi ve çevresel etkiler konularında bilinçli politikalar geliştirmeli ve kripto madenciliği faaliyetlerini sürdürülebilir bir şekilde düzenlemelidir.
Sonuç
Kripto varlık madenciliği, Türkiye’de belirsiz bir hukuki zeminde faaliyet göstermektedir ve bu durum, sektörün gelişimini olumsuz etki edebilmektedir. Lisanslama ve uyumluluk gereksinimlerinin belirginleştirilmesi, vergilendirme süreçlerinin netleştirilmesi ve enerji tüketimi ile çevresel etkilerin yönetilmesi, kripto madenciliği sektörünün daha sürdürülebilir ve yasalara uygun bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. Türkiye, kripto madenciliği faaliyetlerini düzenleyerek, bu alanda daha güvenli ve öngörülebilir bir ortam oluşturabilir ve sektörün global standartlara uyumunu sağlayabilir.
Zeynep ERTEN’in “Birleşik Krallık Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcıları’nın AML/CFT Hukuki Düzenlemelerine Tabiiyeti” isimli yazısını bağlantıdan okuyabilirsiniz.
Yazarın 16. Sayı’mızda çıkan “MiCA ve Getirdikleri” isimli yazısını bağlantıdan okuyabilirsiniz.