Kadınlara Yönelik Siber Şiddet
A. Giriş
Siber zorbalık, bilişim sistemleri ve genellikle sosyal medya araçları kullanılarak mağduru korkutmak, kızdırmak, utandırmak ve/veya aşağılamak kastı ile yapılan sistematik hareketler bütünüdür. Siber şiddet genellikle erişkin olmayan kişiler arasında vukuu bulmaktadır.
Siber şiddet ise siber zorbalığın bir üst kümesi olarak onu da kapsayan ve bu problem ve tehditlerin yetişkinleri de kapsayacak şekilde genişletilmesidir.
Siber şiddet tanımı gereği her bireye uygulanabilmektedir. Bunun yanında erkek ve çocuklara nazaran incelediğimiz kadınlarına yönelik çevrimiçi siber şiddet gün geçmeden artmakta ve bu gün dahi incelediğimizde yine erkekler ve çocuklar nazarında kadınların daha yüksek oranlarda siber şiddete maruz kaldığını söyleyebiliriz. 2012 yılında Almanya’da yapılan bir çalışmaya göre birazdan aşağıda da inceleyeceğimiz üzere siber şiddetin alt türlerinin birçoğu ile karşılaştığı ve bu oranın erkeklere oranla çok yüksek olduğu görülmektedir[1].
B. Kadına Yönelik Siber Şiddetin Faili ve Mağduru
Kadına yönelik siber şiddetin faili genelde; eski eş, eski partner, iş ve okul arkadaşları yahut bunlara yakın kişilerden oluşmaktadır.
Fail, ilgili mağduru çeşitli sosyal medya ağlarından sistematik olarak yıldırmak ve korkutmak için hareketler sergilemekte ve işin yargıya taşınan boyutu hariç bu sistematik hareketleri fail lehine sonuç vermektedir. Bunun oluşmasında gerekli bilgilendirme ve eğitimin mağdura verilmemesi bir ek olarak büyük bir basiretsizliktir.
Gerçek dünyada kullanılan taciz ve şiddet araçları ile çevrimiçi dünyada kullanılanlar çoğu noktada birbirinden ayrılsa da failin elde etmek istediği ve mağdurun da zarar gördüğü noktalar bir bütünlük arz etmektedir. Kısaca araçlar değişse de amaçlar büyük oranda aynıdır.
Siber şiddete maruz kalan kişi genellikle yaşamına büyük bir endişe ile devam etmekte ve psikolojik olarak da büyük oranda etkilenmektedir. Yine siber şiddetin farklı hallerdeki kadınlar üzerinde farklı sonuçlar doğurabileceği de göz ardı edilmemelidir.
C. Kadına Yönelik Siber Şiddetin Tanımlayıcı Unsurları
Fascendini ve Fialova yaptıkları bir çalışmasında[2] kadına yönelik siber şiddete vücut veren hareketleri tanımlayan beş adet özellik belirtmiştir. Bunlar; anonimlik, uzak eylem mesafesi, otomasyon, ulaşılabilirlik ve yayılma/sürekliliktir.
Anonimlik, failin siber şiddete yahut bunun alt türlerine giren hareketi yaparken mağdur tarafından tanınmaması yahut tanınacak halde olmaması anlamına gelmektedir. Uzak eylem mesafesi ise failin ilgili hareketi meydana getirmek için mağdurla arasında fiziken yakın bir mesafe olmaması gerektiği ilgili hareketin mağdura herhangi bir uzaklıktan yapılabilmesini ifade etmektedir. Aynı şekilde otomasyon gerçek dünyada yapılan şiddet yahut taciz eylemi ile çevrimiçi dünyada yapılan taciz ve şiddet eylemlerinin zaman bakımından gözle görülür oranda farklılık olduğunu ve failin çevrimiçi ortamda ilgili hareketi yaparken daha avantajlı olduğunu ifade eden durumdur. Bunun yanı sıra ulaşılabilirlik, çevrimiçi dünyanın artık her yerde olması nedeniyle herkesin ona sahip olabileceği; yayılma/süreklilik ise çevrimiçi ortamda üretilen ve ya yaratılan herhangi bir şeyin çok uzun süreler ve devamlı paylaşılarak o ortamda kalabilmesini ifade eder.
D. Kadına Yönelik Siber Şiddetin Alt Türleri
Avrupa Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Enstitüsü’nün yaptığı ve yayınladığı ilgili araştırmaya[3] göre kadına yönelik siber şiddet bu başlık altında birçok alt başlığa ayrılmaktadır.
aa. Siber Takip
Siber takip, en kısa tanımıyla çevrimiçi vasıtalar yoluyla bir kişiyi takip etmek, onu gözlemlemektedir. Siber takibin hali hazırdaki tanımı büyük oranda bir rahatsızlığa sebep vermezken, ilgili hareketin boyutunun zamanla artması ve siber takibe maruz kalan kişinin güvenliğinden endişe duyması yahut kendisini korku yahut paniğe sevk etmesi halinde bir siber şiddet türü olarak karşımıza çıkacaktır.
Ayrıca siber takip ilgili rapora göre tehditkâr mesajlar göndermek, internette siber takibe uğrayan kişi adına olumsuz yorumlar yapma veya halk arasında “stalk” olarak bilinen davranışın üst boyutlara çıkması durumunda da karşımıza çıkmaktadır.
bb. Siber Taciz
Siber taciz, tam tanımı yapılamamakla beraber Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen “cinsel taciz” suçundan çok da farklı değildir. Öyle ki Yargıtay dahi bazı kararlarında siber tacize uğrayan mağdur lehine, faile cinsel tacizden ceza vermiş ve arada farkın esasen yok denecek kadar az olduğunu bize göstermiştir[4].
Siber taciz birçok farklı hareketler gerçekleştirilebilir. Bunlara örnek olarak; mağdur tarafından istenmeyen cinsel içerikli mesajlar, birden çok kişinin bir arada olduğu çevrimiçi sohbet odalarında (Discord, Zoom vb.) gerçekleştirilen saldırganca tavırlar, çevrimiçi yolla gönderilen bir iletide fiziken cinsel bütünlüğün yahut hayat bütünlüğünün tehdidi ve kişiye sırf cinsel yönelimi, cinsiyeti vb. sebeplerle nefret içerikli konuşmalar, siber tacize ve hatta bu başlık altında ve TCK kapsamında tehdit suçuna sebebiyet verebilmektedir.
cc. Siber Sömürü
Siber sömürü kavramı aynı anda “intikam pornosu” olarak da tanımlanmaktadır. Ancak intikam pornosu başlığı altında zaten halk bazında ayrıma uğrayan mağdur bu başlık altında daha da ayrımcılığa maruz kalmasın diye siber sömürü kavramının kullanılması tercih edilmektedir. Siber sömürü, kişinin rızası olmadan cinsel içerikli fotoğrafların çevrimiçi ortamda yayılması ve paylaşılmasıdır.
Siber sömürü de büyük oranda suçun faili mağdurun eski eşi yahut eski sevgilisidir. Bu fotoğrafları olası yahut mevcut bir ayrılıkta elinde bulunduran eski eş yahut eski sevgili ilgili fotoğrafları ya mağdura baskı amacıyla kullanmakta ya da ayrılık sonrası kişinin halk arasında aşağılanması ve utandırılması amacıyla bu davranışı sergilemektedir.
dd. Tanımlanan Diğer Alt Türler
Bu üç başlık dışında ilgili raporlarda birçok davranış siber şiddetin diğer alt türleri olarak görülmüştür. Bunlar; gizlilik ihlali, gözetim ve izleme, itibara ve güvenilirliğe zarar, çevrimdışı tacize eklenen çevrimiçi tacizdir.
E. Kadına Yönelik Siber Şiddete Yönelik Üretilebilecek Hukuki Çareler
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kanun yazım tekniği ve kanunların kapsayıcılığı konusunda zaman zaman Avrupa ve Amerika’nın önünde yer alan bir devlettir. Bununla beraber ne yazık ki en önemli sorun bu yazılan kanunların hayata geçiriliş ve uygulanış aşamasında karşımıza çıkmaktadır.
Kanunların uygulanması bakımından öngörülen tek çare hukuk sisteminin geliştirilmesi ve ileriye götürülmesidir. Ancak şu aşamada bir çare olarak bunu görmek bizi olduğumuz yerden bir adım daha öteye götürmeyecektir.
Bu vesileyle yine elimizden gelen tek şey kadına ve tabi ki diğer tüm bireylere karşı işlenen “siber şiddet” fiilinin TCK kapsamında suçun nitelikli bir hali olarak değil de başlı başına bir suç olarak görülmesi veya ilgili maddeler değiştirilmeden, ek maddeler getirilmesi koşuluyla siber şiddet suçunun daha caydırıcı bir şekilde cezalandırılmasını sağlamaktır.
Hal buyken en kesin çare ilgili suçun TCK kapsamında bir suç olarak düzenlenmesi ve gerek hâkimlerin gerekse de mağdurların bu konuda aklı daha az karışmış bir şekilde yol almasını sağlamaktır.
Bunun yanı sıra “siber şiddet” suçu diğer alt dallarıyla beraber;
1-) Siber taciz suçu ilgili arttırıcı ve azaltıcı nedenleriyle birlikte TCK md. 105’te düzenlenen cinsel taciz suçuna eklenecek bir madde ile cinsel taciz başlığı altında düzenlenebilir. İlgili hareket hali hazırda zaten cinsel taciz suçunun bir arttırıcı nedeni iken bu şekilde düzenlenmesi caydırıcılığı arttıracak ve suç psikoloji bakımından fail için işlenmesi daha zor bir suç haline gelecektir.
2-) Kişinin sırf cinsiyeti yahut yönelimi nedeniyle bir itibar suikastına uğraması durumunun TTK, TMK ve ilgili diğer kanunlar kapsamından çıkarılıp, TCK’nin ana metnine bir suç olarak işlenmesi yine fail aleyhine daha zorlu bir suç kararı evresini gerektirecek böylece hem birey korunurken hem de az ya da çok, ne olursa olsun ülkenin ekonomik itibarı sarsılmayacaktır.
3-) Kişinin eşi yahut sevgili tarafından çevrimiçi dünyada kısıtlanması, bu kısıtlamaya uymadığı takdirde başına bir şey geleceği endişesiyle yaşamına devam etmesi hali TCK md. 124’te düzenlenen haberleşmenin engellenmesi suçu kapsamına sokularak mağduriyetlerin önüne geçilmesi sağlanacaktır.
4-) Doxxing, olarak tabir edilen kişiye ait kişisel verilerin internet ortamında toplanması ve bunların kişiye zarar verilmesi maksadıyla kullanılması halinin verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma suçu kapsamından çıkarılarak başlı başına bir suç haline getirilerek hem ilgili kanun maddesini, kıyas yasağını delmekten kurtarmak hem de yine fail üzerinde baskı yaratmak amacı ile kullanılması ilgili suçun işlenmesini büyük oranda azaltacaktır
5-) Siber sömürünün kanunda ayrıca bir suç olarak tanımlanması yahut şartların oluşması halinde ilgili Ceza Kanunu maddelerinde öngörülen artmış sınırın daha da arttırılarak kişiye ceza verilmesi, kişinin yaş küçüklüğü halinde bu cezanın daha da arttırılması halleri yine bu suçun önüne geçmede yardımcı olacaktır.
6-) Bütün bunların toplamında sadece siber şiddetle sınırlı kalmayan ve Türk Ceza Kanunu’nun temel olduğu bilişim suç ve cezalarının ayrıntılı olarak düzenlendiği bir özel ceza kanunun çıkarılması, ilgili suçları ve cezaları maddelere ya da kanuna ekli olmaktan kurtaracak ve daha derli bir şekilde bulunmasını sağlayacaktır. Bunun yanı sıra çıkarılan ilgili kanunda ceza verirken kıyas yoluna daha az başvurulacak kapsayıcılığı daha fazla olacaktır.
Bilişim Suçları alanındaki tüm yazıları bağlantıdan okuyabilirsiniz.
Hukuk ve Bilişim Dergisi’nin Yeni Sayı’sını okumak için bağlantıya tıklayınız.
Yazar: Mert AKMAN
[1] Staude-Müller, F., Hansen, B., & Voss, M. (2012). How stressful is online victimization? Effects of victim’s personality and properties of the incident. European Journal of Developmental Psychology, 9(2), 260-274.
[2] Fascendini, F., & Fialová, K. (2011). Voices from digital spaces: Technology related violence against women. Association for Progressive Communications (APC) 15
[3] EIGE. (2017). Cyber Violence Against Women and Girls. Retrieved from http://eige. europa.eu/rdc/ 6 eige-publications/cyber-violence-against-women-and-girls
[4] Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 2018/3072 Esas, 2019/14439 Karar numaralı ve 15.10.2019 tarihli kararı
Hukuk ve Bilişim Dergisi ve Blog kısmımızda,
Bilişim Suçları
Blockchain ve Dijital Paralar
Yapay Zekâ ve Robot Hukuku
Elektronik Ticaret Hukuku
İnternet Hukuku
Kişisel Verilerin Korunması Hukuku
Start-Up Hukuku
E-Spor Hukuku
Fikri Mülkiyet Hukuku ve benzer teknoloji hukuku alanlarında yazılar okuyucularımıza sunulmaktadır.