Dijital Çağda Yansımalar: Kripto Paralar Ticaret Şirketlerine Sermaye Olarak Getirilebilir Mi?
Her gün bir diğerinden daha ileri…Evet, geleneksel yöntemler yerini farklı yaklaşımlara bırakıyor. Kimi yaklaşımlar pek çok fayda sağlarken kimileri risk teşkil ediyor. Bu noktada dijital çağın yansımalarını değerlendirme görevi bize düşüyor. İşte tam da bu noktada teknolojinin hızlı ilerleyişiyle birlikte, ticari camia da dijital bir dönüşüm geçirmekte. Bu dönüşüm uhdesinde kripto para, ticaret şirketleri için umut vadeden bir sermaye kaynağı olarak göz kırpmakta. Kripto paralar buzdağının görünen kısmı… Asıl büyülü kısım Blokzincir teknolojisi ise bizlere birçok imkân sunuyor. Bu noktada Blokzinciri temelinde kullanılan kripto paralar da dijital gelişimden nasibini almış ve dijital çağın merak uyandıran kimi yansımalarını oluşturmuştur. Bu yansımalardan bir tanesi ise kripto paraların ticaret şirketlerine sermaye olarak getirilmesidir. Acaba kur dalgalanmaları ile risk taşıyan fakat büyük bir potansiyele sahip olduğuna inanılan kripto paraların sermaye olarak getirilmesi mümkün mü? İşte, bu yazımızda hukukumuz nezdinde kripto paralar nitelendirilecek, sermayenin ne olduğu açıklanacak, kripto paraların sermaye olarak getirilip getirilemeyeceği irdelenecek ve eğer mümkün olduğu kabul edilirse bunun hangi usulle yapılacağı konusunda kimi öngörüler paylaşılacaktır. Dijital çağın yansımalarından konuşma zamanı…Haydi başlayalım!
Hukukumuzda Kripto Paraların Nitelendirilmesi
Kripto paranın aslında bir dijital veri olduğunu söylersek yanılmış olmayız. Bu noktada kripto paralar; ödeme, takas veya buna benzer nitelikte işlemlere konu edilebilen belli şifre ve algoritmalara sahip para birimleridir. Bahse konu para birimi fiziki bir formda değil de dijital bir ortamda şifreleme ile oluşan bir veri silsilesini ihtiva etmektedir. Bir tanımlama yapılacak olursa; kripto paralar blokzincir sistemi aracılığıyla merkezi bir otoriteye bağlı olmaksızın bir aracı bulunmadan tarafların değiş tokuşuna imkân sağlayan o sistemdeki tüm kullanıcılar tarafından takip edilebilen, kullanıcıların kimliklerini paylaşmak zorunda olmadığı bir platformda ödeme veyahut değişim aracı olarak kullanılan şifrelenmiş kendisine değer atfedilen bir dijital veri olarak kabul edilebilecektir.
Ülkemizde kripto paralar resmi para birimi olarak kabul edilmemekte, birer yabancı para birimi de sayılmamaktadır. Fakat El Salvador gibi Bitcoin’i resmi para birimi olarak düzenleyen ülkelerin taraf olduğu uyuşmazlıklarda Bitcoin’in yabancı para sayılması mümkün olacaktır. Yine de hukukumuz nezdinde şimdilik kripto paralara hukuken ‘‘para’’ sıfatı verilmemiştir. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’nin Blokzinciri Sözlüğü’ne göre kripto paranın bir sanal para olduğu kabul edilmektedir. Nitekim Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmasına Dair Yönetmelik’te (‘‘Yönetmelik’’) ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kripto paranın kullanılamayacağı belirtildiğinden kripto paranın bir para birimi olamayacağı açıktır.
Mezkûr mevzuat hükümlerine göre kripto paralar hukukumuz nezdinde bir gayri maddi varlık olarak kabul edilmektedir. Yönetmelik ile birlikte de ödeme aracı olarak kullanılamayacakları kesinleşmiştir. Ülkemizde kripto varlıklar için detaylı bir düzenleme bulunmadığından asıl olarak kripto varlıkların ne olmadığı hakkında fikir sahibiyiz. Yönetmelik’in 3.maddesi uyarınca‘‘(…) dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıklar’’ şeklinde tanımlanmıştır. Bu noktada kripto paranın Türk hukuku nezdinde resmi bir para birimi, elektronik para veya menkul bir kıymet olarak kabul edilmeyeceğini saptanmıştır. Bununla birlikte kripto paranın bir gayri maddi varlık olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Neticede, kripto paraların ekonomik değeri haiz, kişilik dışı ve gayri maddi varlıklar olduğu hukukumuzda kabul edilmektedir. Bu noktada acaba ekonomik değeri olan bu gayri maddi varlığın şirket sermayesi olarak getirilmesinin mümkün olup olmadığının saptanması için hukukumuz nezdinde sermayenin akıbeti irdelenmelidir.
Sermaye Nedir?
Öncelikle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (‘‘TTK’’) m.124 uyarınca ticari şirketler kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerinden ibarettir. Bu noktada kollektif ile komandit şirket birer şahıs şirketi; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket ise birer sermaye şirketi sayılmaktadır. Çalışmamız kapsamında çoğunlukla uygulama alanı daha fazla olan anonim ve limited şirketler nezdinde sermaye kavramı irdelenecektir.
En temelde sermaye, şirketlerin mevcut özkaynaklarından bağımsız olarak bir ticaret işinin kurulabilmesi, yürütülebilmesi gereken işe başlanırken işletmeyi kuranlar tarafından, işletmeye konulan para, mal, emek, anapara ve paraya çevrilebilir, ekonomik değeri olan hizmetlerin, kişisel emeklerin, ticari itibarların tamamıdır. Yani sermaye dediğimiz kavram şirketin faaliyetlerini gerçekleştirmek için ortaya konulan farklı tür değerleri ihtiva etmektedir. Bu noktada bilindiği üzere şirketin ticari amacına ulaşabilmesi için ortaklarının kendi malvarlıklarından bazı değerleri ayırıp şirkete ‘‘sermaye’’ olarak getirmesi gerekmektedir. Fakat küçük bir parantez açacak olursak TTK nezdinde kimi değerler bazı şirketler için sermaye olarak getirilemez. Bunlardan bir tanesi; TTK m.307/2 uyarınca komandit şirkette komanditerin kişisel emeğini ve ticari itibarını sermaye olarak koyamamasıdır. Diğer yandan TTK m.342/1 ve m.581/1 hükümlerinde de anonim ve limited şirketler için istisnalar öngörülmüştür.
TTK m.127 hükmü ticaret şirketlerine sermaye olarak konulabilecek değerleri düzenlemiştir:
‘‘(1) Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine sermaye olarak;
a) Para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar,
b) Fikrî mülkiyet hakları,
c) Taşınırlar ve her çeşit taşınmaz,
d) Taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları,
e) Kişisel emek,
f) Ticari itibar,
g) Ticari işletmeler,
h) Haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler,
i) Maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar,
j) Devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer,
konabilir.
(2) Kanunun 307’nci maddesinin ikinci, 342’nci maddesinin birinci ve 581’inci maddesinin birinci fıkra hükümleri saklıdır.’’
Bu noktada sermayelerin 3 gruba ayrıldığını, bunların nakdi sermaye, ayni sermaye, emek ve fikir sermayeleri olduğunu söylemek mümkündür. Görüldüğü üzere kanunda aksi bir hüküm bulunmadıkça (örneğin maddenin ikinci fıkrasında istisnalar sayılmış) TTK m.127’de sermaye olarak getirilebilecek değerler zikredilmiştir.
Bahse konu hükümde bu değerler numerus clausus şekilde değildir bir örnek kabilinden sayılmıştır. Diğer bir anlatımla ilgili bentlerdeki sermaye kalemleri birer örnek mahiyetinde olup sınırlayıcı bir hal oluşturmamaktadır. Nitekim TTK m.127/1-j devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değerin sermaye olarak ticaret şirketine konabileceğini düzenlemiştir. Bu durumda kanun, bir bakıma istisnalar dışında;
- Devredilebilen
- Nakden değerlendirilebilen (ekonomik bir değer ihtiva eden)
her değerin sermaye olarak kabul edilebilmesine olanak tanıyarak sınırlayıcı bir düzenlemeye sahip değildir.
Diğer yandan anonim şirketlerde TTK m.342/1 uyarınca;
‘‘(1) Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz.’’
Sermaye olarak getirilecek kimi değerler için istisnalar öngörülmüştür. Bu noktada üzerinde sınırlı ayni hak, haciz ve tedbir bulunan değerler anonim şirketlere sermaye olarak getirilemez. Bununla birlikte aynı zamanda hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar da sermaye olamayacaklardır.
TTK m.581/1 kapsamında limited şirketler nezdinde ise;
‘‘(1) Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz veya tedbir bulunmayan; nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz.’’
lafzıyla anonim şirketler ile aynı istisnalar düzenlenmiştir. O zaman bir değerin anonim ve limited şirketlere sermaye olarak getirilebilmesi için;
- Nakden değerlendirilebilmesi, devredilebilmesi ve bir mal varlığı değeri oluşturması
- Üzerinde sınırlı bir ayni hak, haciz veya tedbir bulunmaması gerekmektedir.
Nihayet, kripto paraların hukuki statüsünü ve sermayenin hukukumuzdaki durumunu inceledikten sonra kripto paraların TTK nezdinde bir sermaye kalemi sayılıp sayılmayacağı konusunu değerlendirmemiz mümkün olacaktır.
Kripto Paralar Ticaret Şirketlerine Sermaye Olarak Getirilebilir Mi?
Yukarıda açıklandığı üzere kripto paralar birer resmi para birimi veya nakit değildir. Her halükârda kripto paraların birer emek veya fikir sermayesi olmayacağı açıktır. Bununla birlikte nakdi sermaye kapsamında olup olmayacağı değerlendirilmelidir. TTK m.127/1-a kapsamında anılan para bir fiat paradır yani yasal ödeme aracı olarak kullanılan konvertibl paradır. Konvertibilite ise birimlerin birbirine çevrilebilmesini ifade etmektedir. Bu noktada dövizler arası dönüştürülebilirlik kabiliyeti esas alınmaktadır. Yani kripto paranın TTK m.127/1-a kapsamında para (nakdi sermaye) sayılabilmesi için bir tedavülü olması gerekmektedir. Kanun kapsamındaki para devlet tarafından tedavülü sağlanan ve ülke içinde ödeme aracı olarak kullanılan, üzerinde değeri yazılı, kâğıt ya da metal nesnedir. Kripto paralar ise birer gayri maddi varlıktır ve merkezi bir otoriteye bağlı olmamaları, yaygın bir şekilde kullanılmamaları ve sabit bit değer ihtiva etmemeleri sebebiyle nakdi sermaye değillerdir. Nitekim Yönetmelik hükümleri nezdinde kripto para ile nakdi ödeme yapılamayacağı dikkate alındığında nakdi bir sermaye olarak kullanımları da teknik olarak mümkün gözükmemektedir. Ek olarak kripto para borsasındaki kur değişkenliği de tedavülü sağlanan paralar ile aynı statüde değerlendirilmesine engel teşkil etmektedir. Fakat pek tabii kripto paralar hızlı bir biçimde paraya çevrilebilir ve paraya çevrilen bu değer nakdi sermaye olarak getirilebilir. Yine de bu durumda kripto paralar doğrudan nakdi sermaye olarak getirilememiş olacaktır.
Diğer yandan kripto paraların birer ayni sermaye olarak şirkete getirilmesi mümkün gözükmektedir. Zira TTK m.127/1-j nezdinde ‘‘devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değerin’’ sermaye olarak ticaret şirketlerine konabileceği düzenlenmiştir. Bu noktada kripto paralar hem devredilebilen hem de nakde dönüştürülüp üzerinden ekonomik bir değer sağlanan bir veriyi ifade etmektedir. O kadar ki, İsviçre hukukunda da kripto paraların ayni sermaye olarak getirilebileceği belirtilmiştir.
Anonim ve limited şirketlerdeki istisnalar değerlendirildiğinde kripto paraların hizmet edimi, kişisel emek ve ticari itibar olarak kabul edilmesi mümkün olmadığından TTK m.342/1 ve m.581/1 kapsamında sayılmayacaklardır. Diğer bir anlatımla kripto paralar ticaret şirketlerine konulabilecek sermaye değerlerinden ari kılınmış kalemlerden biri değildir. Bu doğrultuda bir değerin ayni sermaye olarak getirilmesi için; bir malvarlığı değeri oluşturması, nakden değerlendirilebilmesi ve devredilebilmesi gerekmektedir. Bunun yanısıra elbette üzerinde sınırlı bir ayni hak, haciz ve tedbir bulunmamalıdır. Nitekim kripto para, örneğin Bitcoin, para ile ifade edilebilmektedir, bu sebeple nakden yaklaşık bir değerleme yapılması mümkündür. Diğer yandan kripto para borsalarında satılması mümkün olduğundan paraya çevrilmesi de mümkündür. Aynı zamanda kripto paranın ihtiva ettiği ekonomik menfaat de şirket tarafından kullanılabilecek şekilde devredilebilmektedir. O zaman üzerinde sınırlı bir ayni hak, haciz ve tedbir bulunmayan kripto paralar bir mal varlığı değeri teşkil ettiğinden, nakden değerlendirilebildiğinden ve Blokzinciri üzerinden kolayca devredilebildiğinden kripto paraların ticari şirketlere ayni sermaye olarak getirilmesi mümkün olacaktır. Kripto paraların şirket sermayesi olarak getirilmesinde mevzuatımız nezdinde bir engel bulunmamaktadır.
Kripto Paralar Nasıl Sermaye Olarak Getirilebilir?
TTK m.128/1 uyarınca ortaklar için sermaye koyma taahhüdü şirket sözleşmesi ile yapılmakta ve taahhüdü veren ortak artık şirkete borçlu bir konuma gelmektedir. TTK m.128/2 uyarınca;
‘‘(2) Şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer alan taşınmazlar tapuya şerh verildiği, fikrî mülkiyet hakları ile diğer değerler, varsa özel sicillerine, bu hüküm uyarınca kaydedildikleri ve taşınırlar güvenilir bir kişiye tevdi edildikleri takdirde ayni sermaye kabul olunur. Özel sicile yapılan kayıt iyiniyeti kaldırır.’’
Kripto paralar da birer ayni sermaye olduğundan miktarlarının karşılık geldikleri Türk Lirası cinsinden değerleri ve buna karşılık gelen pay miktarlarının şirket sözleşmesine yazılması gerekmektedir. Bu noktada ayni sermayenin değeri bilirkişi raporu doğrultusunda şirket sözleşmesine geçirilecektir.
TTK m.343 ve m.578 uyarınca;
‘‘(1) Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir. Değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342’nci maddeye uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bu rapora kurucular ve menfaat sahipleri itiraz edebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir.’’
Bu noktada anonim ve limited şirketlerde kripto paraların ayni şirket sermayesi olarak getirilmesi sürecini aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
- Şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvuru
- Bilirkişi atanması
- TL karşılığı ve pay miktarının belirlenmesi
- Bilirkişi raporunun yazılması
- Ayni sermaye değerinin rapor doğrultusunda şirket sözleşmesine geçirilmesi
O halde bir ayni sermaye olan kripto paralar nezdinde bilirkişinin yapacağı değerleme sonucu şirket sözleşmesine geçirilmelidir. Rapora itiraz mümkündür, fakat mahkemenin onayladığı raporlara artık itiraz edilemez. Bununla birlikte anonim ve limited şirketlerin aksine kollektif ve komandit şirketlerde kripto paraların değeri ortaklar tarafından belirlenmektedir. Sonuç olarak kripto paranın sermaye olarak eklenmesi bir ayni sermaye kalemi olduğundan anonim ve limited şirketlerde bilirkişi değerlemesi ile mümkün olacak ve değerleme sonucu TL karşılığı ve pay miktarı şirket sözleşmesine yazılacaktır.
Tahmin edileceği üzere kripto para borsalarından kimi dalgalanmaların olması mümkündür. Bu noktada anonim ve limited şirketlerdeki asgari esas sermaye noktasında bu dalgalanmalar birtakım şüpheler yaratmaktadır. Zira TTK nezdinde kayıtlı sermaye sistemini kabul eden halka açık olmayan anonim şirketlerin başlangıç sermayesi en az 100.000 TL olmalıdır. Yine de ani kur dalgalanmaları sonucunda kimi durumlarda kripto paranın şirket sözleşmesindeki değeri ile paraya çevrilmesi anındaki değeri farklılık gösterebilecektir. Bu durumda varsayalım ki şirket tüzel kişilik kazanmadan önce 120.000 TL’ye tekabül eden kripto para, artık şirket kurulup kripto paranın nakde çevrilme zamanı geldiğinde 80.000 TL değer ihtiva ediyorsa ne olacaktır? Bu doğrultuda doktrinde bahse konu farklılıkların menkul kıymetlerin sermaye olarak getirilmesi nezdindeki kuralların uygulanması suretiyle bir engel teşkil etmeyeceği belirtilmektedir. Kanaatimizce kripto para borsalarının kur dalgalanmaları açısından güvenli bir tablo çizene kadar belki kripto paranın değeri eğer ki 100.000 TL’lik sınıra çok yakın ise ayni sermaye olarak konulan kripto paranın yanında bir güvence bedelinin depo edilmesi düşünülebilir. Zira sermayenin korunması ilkesi nezdinde ani kur dalgalanmaları bir çekince yaratabilecektir. Bununla birlikte eğer kripto para değeri dramatik bir şekilde düşerse ve şirket sermayesi azalırsa TTK m.376 uyarınca Yönetim Kurulu, Genel Kurulu hemen toplantıya çağırıp uygun gördüğü iyileştirici önemleri sunabilecektir. Bu durumda yine en net çözüm TTK nezdinde açık bir düzenleme getirilmesi veya kripto para kurlarında dalgalanma için bir güvence mekanizması geliştirilmesi olacaktır.
Sonuç Yerine: Yansımalar
Bir yazımızda daha dijital gelişimin yenilikçi bir yansımasını değerlendirdik. Dijitalleşmenin ticareti etkilemeyeceğini düşünmek gerçeklikten kopuk bir yaklaşım olacaktır. Gerçekten de günümüzde şirketlerin Blokzinciri sistemi ile kurulması, bu sistemin genel kurul oylamasında kullanılması ve anonim şirketlerde payın tokenizasyonu bile tartışılmaktadır. Dijitalleşme hızlandıkça hem hukuk hem de günlük yaşantı nezdinde olasılıklar, olgular, uyuşmazlıklar ve işlem çeşitliliği katlanarak artacaktır. Bu muazzam ivmeyi yakalayabilmek adına hukukun deyim yerindeyse açık kapı bırakmaması ve şüpheye mahal vermemesi gerekmektedir. Regülasyonlar geleceğimiz için çok önemli! Bu noktada hem şirketleri, hem sektörü hem de bir noktada vatandaşları/toplumu koruyan düzenlemelerin getirilmesi elzemdir. Ezcümle, dijital gelişimin yenilikçi yansımalarını toplum lehine çevirebilmek adına bu gelişimin getirdiklerini hem güvenli hem de ticari ilişkileri verimli kılacak düzeyde serbest şekilde düzenlemek dengeli bir yaklaşım olacaktır.
Yazarın “Kripto Paralar Bağışa Konu Edilebilir mi?” isimli yazısını bağlantıdan okuyabilirsiniz.
Hukuk ve Bilişim Dergisi’nin Yeni Sayı’sını okumak için bağlantıya tıklayınız.
Kaynakça
- PELİT Başak, ‘‘Şirketlerde Sermaye Kavramı ve Sermayenin Zamanında Ödenmemesinin Sonuçları’’, Ağustos 2022
- BİLGİLİ Fatih, CENGİL M. Fatih, ‘‘Bitcoin Özelinde Kripto Paraların Ticaret Şirketlerine Sermaye Olarak Getirilmesi’’, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XXIII, Y. 2019, Sa. 3
- BİLGİLİ Fatih, CENGİL M. Fatih, Blockchain ve Kripto Para Hukuku, Dora Yayınları, İkinci baskı, 2022
- ÖZDAMAR Mehmet, ‘‘Ticaret Şirketlerine Sermaye Olarak Taşınmazların Taahhüt Edilmesi’’, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi c. X, s.1,2 y.2006
- https://legal.com.tr/blog/genel/ticaret-sirketlerinde-sermaye-koyma-borcu-hadisesi/
- https://www.turkarslanlegal.com/
- https://www.mc-ls.com/kripto-varlıkların-sermayeye-konu-olması
Hukuk ve dijital gelişimin kesiştiği noktaları inceleyip bunlar hakkında bulgularını paylaşmaktan keyif alan bir yazar, avukatım.